KEŞKE YARDIM ETSEYDİM!

Abdullah-ı Mürteiş, evliyâ-yı kirâmdan
Şiddetle kaçınırdı, şüpheli ve haramdan.

Dünyâya zerre kadar, vermez idi bir değer,
Methetti kendisini, evliyâ ve âlimler.

Hânesinin önünde, otururken bir zaman,
Genç bir kişi gelerek, para istedi ondan.

Vardı gencin üstünde, hem de “yeni bir abâ”
Düşündü: “Bu ne için, dileniyor acaba?

Yaşı genç, sakat değil, hem yeni elbisesi,
Yakışır mı bu gence, el açıp dilenmesi?”

Bunları düşünerek, vermedi cevap bile,
Genç ayrıldı ondan, “kırılmış bir kalp” ile.

Eli boş, boynu bükük, gidince öyle mahzun,
Bu sefer pişman oldu, düşündü uzun uzun.

Para vermediğine, çok üzülüp içinden,
Göremedi bir daha, koştuysa da peşinden

Dedi ki: “Ne olaydı, kırmasaydım hiç onu,
Nereden biliyordum nâ ehil olduğunu,

Rabbimiz bakıyor mu, hiç benim günâhıma?
Devamlı gönderiyor, rızkımı her gün ama.

Belki o, Rabbimizin, çok sevdiği kuluydu,
Heyhât! Bana yakışan, muâmele bu muydu?”

Yaptığı o hatânın, kalarak tesirinde,
Yatıp, bir rüyâ gördü, o günün gecesinde.

Şöyle ki otururdu, Allah arslanı Ali
Dikkat etti, vardı hem, yanında o genç dahi.

Hazret-i Ali ona, buyurdu ki hemence:
“Ne için bir tasadduk, eylemedin bu gence?

Hâlbuki bir kimsenin, varken malı, parası,
Tasadduk eylemezse, sevmez onu Mevlâsı.

Uyanınca kapladı, kendisini bir keder,
Dağıttı nesi varsa, kalmadı maldan eser.

Hiç unutamıyordu, buna rağmen o ânı
“Ben niçin boş çevirdim, o fakir müslümanı?”

Ve hemen çıktı yola, Bağdat medresesine,
İlim tahsil eyledi, orada on beş sene.

Babası zengin olup, çoktu malı, parası,
Vefât edip tamâmen, ona kaldı mîrâsı.

Onu da fakirlere, dağıtarak bittamam,
Başladığı tahsîle, gece-gün etti devâm.

Ebû Hafs-ı Haddâd’dan, alıp tasavvuf dersi,
Vilâyet makâmında, yükseldi derecesi.

Buyurdu ki:“Allah’ı, hakkıyla sevmek için,
O’nun düşmanlarını, sevmesin kalbin, için.

Ne ki uzaklaştırır, seni Hak teâlâdan,
Yaklaşma yanlarına, uzak dur hep onlardan.

Eğer ki meyl ederse, kalbin “Hak”tan gayriye,
O kalp hasta demektir, bak hemen tedâvîye.

Dünyalık kimselerle, kurma hiç münâsebet,
“Allah adamları”yla, bulunmağa gayret et.

Onların her bakışı, “devâ”dır kalp derdine,
Şakî olmaz gidenler, onların sohbetine.

PAYLAŞ