Bankada çalışmak caiz midir?

İnsaf sahibi herkes bilir ki, bugün ülkemizde banka deyince: Faizle para alan ve faizle para veren müessese akla gelmektedir. Çünkü bankanın faizsiz işleri yok denecek kadar azdır.

İslâm dini, faiz yemeği, yedirmeyi, faiz muamelesi yapanlar arasında kâtiplik ve şahitlik yapmayı haram kılmıştır. Cabir b. Abdullah (R.A.) den rivayete göre Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz: Faizi yiyene, yedirene, kâtibine ve şahitlerine lanet etmiş ve:
“Onların hepsi, faizin günahında ve vebalinde müsavi yani eşittirler.”1 buyurmuşlardır.

Bu hadis-i şerif: Faiz alan ile veren arasındaki muameleyi yazmanın ve buna şahitlik etmenin haramlılığına ve haram bir işe yardımcı olmanın yasaklılığına açıkça delâlet eder. Faiz muamelesine bulaşan herkes ilâhî tehdide maruz kılınmıştır. Sadece almak veya vermek değil, bu işleme kâtiplik, şahitlik yapmak da yasaklanmaktadır.

Faizcilikle meşgul olanların ve bunların bu işlemlerine katiplik, şahitlik ve benzeri şeylerle yardımcı olanların akıbetlerinin çok fena olduğunu, çünkü ilahî rahmetten uzak kalacaklarını bildirmektedir. Bu bakımdan faizli muamelelerin her türlü alakasından son derece kaçınmak gerekir.

Buna göre bir kimsenin faizli bir bankada çalışması caiz değildir. Fakat bu kimsenin kazancı helaldir. Çünkü bu kimse çalışmasının karşılığı olarak bu kazancı elde etmiştir.

Kazancın helal olması böyle bir işte çalışılabilir anlamına gelmez. Dikkat edelim, kazanırken aslında kaybediyoruz. Ve kazandığımız, kaybettiklerimizin yanında çok değersiz kalıyor.

 Bu, şuna benzemektedir: bir kimse size gelip şöyle bir teklifte bulunsa:
“Sana yüz yumruk atacağım ama yüz lira vereceğim.”

Niye yüz lirayı düşünüyoruz da yiyeceğimiz yüz yumruğu önemsemiyoruz?

Faizli bankada çalışarak ilahi rahmetten uzak kalacağız. Bunun karşılığında ne kazanırsak kazanalım, aslında kaybetmiş olmuyor muyuz? Hem bu kaybın acısı, yumruk acısına benzemez.

dipnot

(1) Müslim, Müsakat: 106; Ebû Davud, Buyu: 4; Tirmizî, Buyu: 2; Neseî, Zinet: 25; İbn-i Mace, Ticare: 58, 530

PAYLAŞ