Gavs Nedir? Zamanın gavsı kimdir?

   Gavs ifadesi bu gün bazı hak tarikatlarda şeyhe verdikleri ön isim olarak kullanılmaktadır. Bu nedenle her gavs ismini duyduğunuz zaman durup düşünmenize gerek yoktur.

   Gavs: Allah’u Teala’nın yeryüzünde tasarruf hakkı verdiği manevi orduya başkanlık yapan kişi… Bu kişilerin varlığı hadisi şerifler ile sabittir.

Her dönemde ümmetimin en hayırlısı beş yüz (kişi) dir. Bunlardan
kırkı abdallar (yani kırklar) dır. Ne beş yüzlerin, ne de kırkların sayısı hiç noksanlaşmaz. Çünkü beş yüzlerden biri ölünce, onun yerine başka biri ve kırklardan biri ölünce, onun yerine de başka biri alınır. Bunlar kendilerine zulüm edeni af eder, kötülük yapana iyilik yapar ve Allah’ın kendilerine verdiği (maddî, mânevî) nimetlerden herkesi eşit şekilde yararlandırırlar. (Ebû Nuaym)

   Utbe bin Gazvan (Radıyallahu anh)’dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte, Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurmaktadır:

   “Sizin biriniz bir şey kaybederse yahut yanında arkadaşı bulunmadığı bir yerde yardım dilerse:
   ‘Ey Allah’ın kulları bana yardım edin! Ey Allah’ın kulları bana imdad edin!’ Desin. Çünkü Allah’ın bizim göremediğimiz kulları vardır.” (Taberani, el-Mu’cemu’l Kebir, No:290, 17/117; Haysemi, Mecme’u’zevaid, No: 17103, 10/188)

   İbni Abbas (Radıyallahu Anh)dan rivayet edilen bir Hadis-i Şerifte Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
   “Şüphesiz ki Allah’u Teâlâ’nın hafaza meleklerinin dışında yeryüzünde melekleri vardır ki, ağaç yapraklarından düşenleri yazarlar.
   Sizin birinize çöl arazisinde bir aksaklık isabet ederse: ‘Ey Allah’ın kulları! (Bana) yardım edin’ diye seslensin.” (İbn-i Hacer El-Askalani, Muhtasar-u Zevaidi’l-Bezzar, No:2128, 2/420)

    Abdullah ibn-i Mes’ud (Radıyallahu anh)den rivayet edilen diğer bir hadisi şerifte, Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
   “Sizin birinizin sahrada hayvanı kaçarsa: ‘Ey Allah’ın kulları hapsedin! Ey Alalh’ın kulları durdurun’ diye seslensin. Çünkü Allah’ın yeryüzünde hazır bulunan kulları vardır ki, kısa bir zaman içinde onu tutarlar.” (Ebu Ya’la, El-Müsned, No:5269, 9/177, İbni Hacer, el-Metaibu’l Aliye, No:3375, Taberani, El-Mu’cemu’l Kebir, No: 10518, 10/217, Deylemi, Müsnedü’l Firdevs, No: 1311, 1/330”

   İşte farklı rivayetlerle gelen ve aynı manayı işaret eden bu hadisi şerifler ismini dahi bilemeyeceğiniz insanların, Allah’u Teâlâ tarafından kullarının yardımına koşulması için görevlendirilmiştir.

Başka bir hadis-i şerifte
   “Allah, onlar sebebiyle yer halkından belaları kaldırır.” (Ali el-Müttaki, Kenzu’l Ummal, No:34612, 12/190; Ahmed İbni Hanbel, El-Müsned, No:896, 1/238) hadis-i şerifi de bazı insanlar sebebiyle belaların def edildiğini bildiriyor.

   Peki, Peygamberin hayatta olduğu zaman bile “hürmetine rızık verilen, sebebi ile belalar kaldırılan” bu insanlar kimdir?

   Bakınız Suyuti bu konuda ne buyuruyor:
   “Hadisi şerifteki zayıflardan murat; Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zamanındaki fakir muhacirlerdir. Kutup ve gavs onlardandır. “Allah’ın kulları, Rahmanın kulları” denirdi ki Kur’an-ı Kerimde de (İnsan suresi 6, Furkan suresi 63) bu tabirler mevcuttur.
   Zamanımızda bu zatlara “kutup”, “Ğavs” “Evtad”, Nüceba” ve “Ebdal” (birler, dörtler, yediler, kırklar, üçyüzler” şeklinde isimler verilmektedir. (Suyuti el-Havi 2/455)

   Bütün bunlardan anlaşılıyor ki, Allah’u Teâlâ’nın yağmura, rızıklara vesile kıldığı, insanların yardımına gönderdiği bazı kulları vardır. Bu gerçek yukarıdaki hadisi şerifler ile sabittir. İnkâr edenler kâfir olmamakla birlikte, büyük bir hakikati perdelemek amacı taşımaktadırlar.

DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUS!
    Bu inkâr edilemeyen gerçekte bir şeye dikkat etmemiz gerekiyor. Biz yukarıdaki hadisi şeriflerde de bildirildiği gibi zamanın gavsının veya kutbunun kim olduğunu bilemeyiz. Ancak hüsnü zan ederiz. Hüsnü zan ettiğimiz kişinin gavs olması veya olmaması hadisi şeriflerde bildirilen gerçeği değiştirmez. Yani herkes kendi hocasına, Allah dostu diyebilir. Kişi onların demesi ile gavs olmayacağı gibi, onların inkârı ile de gavslıktan çıkmaz. Bu tamamen manevi bir iştir.

   Diğer husus ise “gavs” ismidir. Peygamberimiz hadisi şerifte bu insanları vasfederken “görmediğimiz” “hazır kullar” buyuruyor. Bu kişilerin varlığı inkâr edilemeyeceğinden, bunları “gavs” “kırklar” gibi isimlendirmekte bir mahzur yoktur. İsmin “gavs” veya “üçler” veya “kırklar” olması da bu gerçeği değiştirmez.

BİZE DÜŞEN…
   Hadis-i şerifler bu insanların varlığını haber verdiği gibi onlardan yardım istemenin meşru olduğunu da beyan etmektedir. Onların Allah’ın izniyle yardım edeceklerini bildikten ve böyle inandıktan sonra bize düşen şey hadis-i şeriflerin bildirdiği hakikati inkâr etmemek, Allah’ın hazır ordusundan istifade etmektir. İnkar etmek dinen bir mesuliyet gerektirmez ancak yarın Resulüllah’ın huzuruna varıldığında O’nun bildirdiği gerçekleri inkar etmenin mahcubiyetini kaldırmak zordur.

www.ihvanlar.net

PAYLAŞ