Ölen gayri Müslime Allah rahmet etsin denir mi?

   Bazı Müslümanlar şuursuzluktan ve ilim eksikliğinden dolayı böyle hatalara düşebiliyorlar. Ölen bir gayri müslimin arkasından “Allah rahmet eylesin” veya “mekanı nur olsun” veya “kabri nur olsun” gibi ifadeler kullanabiliyorlar. Bu ifadeler dinimizce uygun değildir. Çünkü Allah’ın rahmeti kafirlerden kurtulmak için zaten bir vesile kılınmıştır:
   “Ve bizi, kâfirler topluluğundan rahmetinle kurtar.” (Yunus 86)

Öncelikle bilmeliyiz ki, Müslüman olmayanlar kurtuluşa erememiştirler.
   “Kim İslam’dan başka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez. O, ahirette de hüsrana uğrayanlardandır.” (Al-i İmran 85)

   “Allah, kimin göğsünü İslam’a açmışsa, artık o, Rabbinden bir nur üzerinedir” (Zümer 22)

   “Cehennemliklerle cennetlikler bir olmaz. Cennetlikler kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.” (Haşr 20)

   “Mü’minler gerçekten kurtuluşa ermişlerdir.” (Mü’minun 1)

  “Ey iman edenler, rükû edin, secde edin, Rabbinize kulluk edin ve hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz.” (Hac 77)

   Bir kişinin ahirette kurtulmasının sebebi imandır. İslam dışında hangi din üzere olursa olsun ondan kabul edilmeyecektir…

   Burada akla gelen en önemli soru kişi gayri Müslim de olsa yaptığı iyi ve güzel hizmetlerin karşılığını alacak mıdır?

   Öyle ya adam kendisini insanlığın hizmetine adamış, yetime, yoksula bakmış, yardımlarına koşmuş.

   Bu gayri Müslimin yaptığı işler ona fayda verir mi?

   “… O kişiler ki, Yahudi olmuşlardır. Bir de o sabiler ile Hıristiyanlar; işte her kim Allah’a ve o son resulüne inanır ayrıca Salih bir amel de işlerse, artık onlar üzerine hiçbir kork yoktur ve ancak onlar mahzun olmayacaklardır.” (Maide 69)

   Mesela bu ayette Salih bir amel işleyen Yahudi ve hıristiyanın üzerine hiçbir korku olmayacağı beyan edilmiştir ancak TEK BİR ŞART koyulmuştur: ALLAH VE RESULÜNE İMAN ETMEK!

   Bütün hayırlar Allah’a ve resulüne iman etmek, yani Müslüman olmaktan geçer… İman etmeyen kafirlerin yaptığı iyi şeyler onları kurtuluşa götürmeyecektir:

   “De ki: Size en çok ziyana uğrayanları haber verelim mi? Onlar dünya hayatında iyi işler yaptıklarını sandıkları halde, çabaları boşa giden kimselerdir. İşte onlar, Rablerinin âyetlerini ve Ona kavuşmayı (dirilmeyi, hesabı, ceza ve mükâfatı) inkâr eden, bu yüzden amelleri boşa giden kimselerdir. Onlar için, kıyamet günü, hiç bir terazi tutmayız. (çünkü amelleri boşa gitmiştir, tartıya girecek makbul şeyleri kalmamıştır.)” (Kehf 103, 104, 105)

   “Kâfirlerin iyi işleri engin çöllerde görünen seraba benzer. Susayan kimse onu uzaktan su sanır; ama yanına varınca, umduğunu bulamaz.” (Nur 39)

   “Kâfir olarak ölenlerin işleri, dünyada da, ahirette de boşa gider.” (Maide 5)

HİÇ Mİ FAYDASI OLMAZ!
   Cennet derece derece olup cehennem de tabaka tabakadır. Ve cehennemde 7 tabaka vardır. Her bir aşağı tabakanın azabı diğerlerine göre daha şiddetlidir. Mesela münafıklar Firavun’dan bile daha üst tabakada cehennemin en şiddetli kısmında olacaklardır.
“Şüphesiz ki münafıklar, cehennem ateşinin en aşağı tabakasındadırlar. Onlara hiçbir yardımcı da bulamazsın.” (Nisa 145)

   “Allahü teâlâ, Cehennem kapıcısına, cömert kâfir için, “Bunu cömertliği derecesinde hafif yere koy” buyurur.” (Deylemi, Ebu-ş-şeyh)

   Cehennem azabının en hafifi bile çok şiddetlidir. Dünyadaki ateşten kat kat daha şiddetlidir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
   “Cehennemde en hafif azap gören, beynini kaynatan ateşten iki nalın olan bir kimsedir. Bazıları topuğuna kadar ateşe girmiş olarak azap görür. Kimi dizlerine kadar, kimi göğsüne kadar, kimi burnuna kadar, kimi de tamamen ateşe batmış olarak azap görür.” (Hâkim)

   Buna göre imanı olmayan bir insanın dünyayı abat etmesi bile kendisine bir kurtuluş sağlamamakla birlikte cehennemde tabakasının düşük olabileceği anlaşılmaktadır.

   Çünkü o kişi yaptığı iyi işleri imanı olmaması nedeniyle Allah’ın rızasını kazanmak için yapmamıştır. İmam-ı Rabbani mektubatının 114. mektubunda şöyle buyuruyor:
   “Peygambere tabi olmak amacıyla öğlen vaktinin yarsında yapılan az bir uyku, onun şeriatına uymayan binlerce geceyi ihya etmekten (mesela Budist gibi bazı müşriklerin kendince yaptığı riyazetlerden) daha faziletlidir.” Çünkü onlar yok hükmündedir.

ÖLEN KAFİRE ALLAH RAHMET ETSİN DENİR Mİ?
   Bazıları: “O, Rahman ve Rahimdir” veya “Merhametlilerin en merhametlisidir” ayetlerini göstererek “Allah rahmeti çok geniştir, o dilerse affeder” demektedirler.

   RAHMAN VE RAHİM NE DEMEKTİR?
   Her an okuduğumuz Besmele-i şerifte geçen Rahman ve Rahim isimlerinin manasını hiç merak ettiniz mi?

   Rahman: Dünyada mün’min kafir ayırt etmeden merhameti ile muamele edendir (hayat, rızık, genişlik verendir) Eğer öyle olmasaydı dünyada kafirlere bir yudum su içirilmezdi.
   Rahim: Ahirette rahmeti sadece mü’minleri kuşatıcı olandır. Rahîm sıfatının tecellileri daha çok ahirette görülecek, Cenab-ı Hakk’ın oradaki ikram ve ihsanları müminler için olacaktır. Pek çok ayette Rahîm sıfatı zikredilerek, Cenab-ı Hakk’ın müminleri bu sıfatla bağışlayacağı belirtilmiştir.

   “O, sizi karanlıklardan nura çıkarmak için üzerinize melekleriyle birlikte rahmetini gönderir. Allah mü’minlere çok merhamet eden (rahîm) dir” (el-Ahzâb, 33/43)

   Diğer bir mesele Allahu Teala kimi affedip affetmeyeceğini daha dünyada iken bizlere bildirmiştir:
   “Ayetlerimize karşı inkâra sapanları şüphesiz ateşe sokacağız. Derileri yanıp döküldükçe azabı tadmaları için onları başka derilerle değiştireceğiz. Gerçekten Allah güçlü ve üstün olandır hüküm ve hikmet sahibidir.” (4/56)

   “Şüphesiz küfredip kafir olarak ölenler, bunların hiçbirisinden, yeryüzü dolusu altını olsa -bunu fidye olarak verse de- kesin olarak kabul edilmez. Onlar için acı bir azab vardır ve onların yardımcıları yoktur.” (3/91)

   “Ve kafirler için hazırlanmış olan ateşten sakının.” (3/131)

   “Kâfirlerin azapları hiç hafifletilmez.” (Bekara 86)

   Allahu Teala başka bir ayette “…Allah vadinden dönmez.” (Zümer 20) buyrulmaktadır. Dolayısıyla kafirlerin rahmetten nasipleri yoktur.

KABRİ NUR OLSUN DENİR Mİ?
   Buraya kadar şunu anlıyoruz: Kişi iman etmedikçe yaptığı hiçbir iş ahirette kurtuluşuna vesile olmuyor ve o kişi Allah’ın rahmetinden uzak olduğu halde cehennemde ebedi bir azaba layık oluyor. Dolayısıyla bu kişinin kabrinin nur olması da düşünülemez. Çünkü bir hadis-i şerifte bildirildiği üzere: “kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe, ya da cehennem çukurlarından bir çukurdur.”

   Şu halde bir gayri Müslim ne kadar iyi kalpli olursa olsun, ne kadar cömert ve iyilik sever olursa olsun ölümünün ardından “Allah rahmet etsin, kabri nur olsun” gibi ifadelerden kaçınmalıdır. Yaptığı iyilikleri sayılabileceği gibi “Müslüman olsaydı kurtuluşa ererdi” veya “Müslüman olsaydı derecesi büyük olurdu” gibi ifadeler kullanılmalıdır.

   Maalesef bazı sunuculardan tutun avam halkımıza kadar bu konuda bilinçsiz olduğumuz gözlerden kaçmıyor. Ölen kişiden bahsederken ağız alışkanlığı ile “Allah rahmet etsin, kabri nur olsun” gibi ifadeler kullanabiliyorlar. İnsanların bu hali şuursuzluktan kaynaklanıyor ancak bu sözler elfaz-ı küfre girebilir. Allah’a küfreden, ondan başka ilaha tapan (belki ineğe, belki sineğe) İsa Aleyhisselam için “Allah’ın oğlu” diyen kişiye “nur” “rahmet” dilemek aklı selim olan Müslümanın yapacağı bir iş değildir.

   “İşte bunlar, gerçekten kafir olanlardır. Kafirlere aşağılatıcı bir azab hazırlamışızdır.” (4/151)

   “İnkâr edenler, cehenneme bölük bölük sevkedildiler. Sonunda oraya geldikleri zaman, kapıları açıldı ve onlara (cehennemin) bekçileri dedi ki: “Size Rabbinizin ayetlerini okuyan ve bugünle karşılaşacağınızı (söyleyip) sizi uyaran elçiler gelmedi mi?” Onlar: “Evet.” dediler. Ancak azab kelimesi kâfirlerin üzerine hak oldu.” (39/71)

   “Senin Rabbinin kafirler üzerindeki: “Gerçekten onlar ateşin halkıdır” sözü böylece hak oldu.” (40/6)

ALLAH BİZDEN DAHA MERHAMETLİ
   Şunu hiç unutmayalım ki, Allahu Teala bütün insanlığın merhametinin toplamından daha merhametlidir. Kendisine isyan edenleri, kendisine küfredenlere Ancak yukarıda zikredilen ayetlerden de anlaşılacağı üzere kendisine iman edilmemesine, gönderdiği hak dine ve Peygambere tabi olunmamasına rahmeti ile değil gazabı ile muamele edecektir. Bunu Rabbimiz açık bir şekilde beyan etmiştir. Bize düşen felsefe yapmak değil Rabbimizden indirilene iman edip itaat etmektir.

www.ihvanlar.net

PAYLAŞ