1 Mayıs ve Sosyalist İslamcılar Saçmalığı

1-mayis-sosyalist-islamcilar   Türkiye’de İslami gençliği değişik akımlara sürükleme gayreti içerisine girenler var. Müslüman gençler “şeriatçı” olmasın da ne olursa olsun diye çabalıyorlar. Bunlardan bir tanesi de İhsan Eliaçık. İhsan Eliaçık faciasını daha önce sizlere aktarmıştık. BURADAN OKUYABİLİRSİNİZ

   Bu kişi 1 Mayıs olduğu zaman “anti kapitalist İslamcılar” adı ile topladığı Müslüman gençleri Taksime götürüyor, pankartlara Tevrat ve İncil’den de sözler yazıyorlar. Sahabe arasında kendine has, şaz görüşlerle temâyüz ettiği için Hazreti Osman (Radıyallâhu Anh)Efendimiz tarafından Rebeze’ye sürgün edilen mübarek sahâbi Ebu Zerr el-Ğıfârî (Radıyallâhu Anh)ın mezhebi üzerinde olduklarını açıklıyorlar…

   “Mülk Allah’ındır” diye pankart açarlar, Allah’u Teala mülkünde tasarruf hakkına sahiptir, şeriatta bu tasarrufun tezahürüdür, o halde şeriat isteyin” deseniz yan çizerler… Dertleri ne Allah’tır, ne İslam… Amaç gençliği yanlış akımlara sürüklemek… 

   Gençlerimiz bu adama kapılmasınlar, zekatın 40’ta 1 olduğunu inkar ediyor, bütün malın verilmesi gerektiğini söylüyor yani fazilet demiyor, farz diyor.  Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)den bu yana böyle bir görüşü olan tek müctehit bile yok. Sonra bunlar niçin İslam’ın yanına yok devrimci, yok anti kapitalist gibi laflar ekliyorlar?

   Çünkü bu kişi  “Allâh da bir puttur” diyen Ali Şerîatı diyen bir militan Şî‛inin görüşlerine tâbi olmuş durumda. OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

   İslam’da zenginin de fakirin de, işverenin de, işçinin de yeri var. İslam tam bir adalet, bakın eşitlik demiyorum çünkü eşitlik her zaman adalet olmaz. Güçlü deveyle zayıf deveye 50’şer kilo yük vursan eşitlik olur ama adalet olmaz, zira zayıfa güçlü kadar yük vurulmaz. Herkes eline geçen her şeyi verirse o zaman işçi de bulunmaz, herkes ağa olur “Sen ağa ben inekleri kim sağa?!” derler. Sonra ve böylece dünyanın nizamı bozulur.

Rabbimiz:

   “O en alçak (dünya) hayat(ın)da geçim (sebep)lerini aralarında Biz taksim ettik ve bir kısımları, diğer bir kısmı emre âmâde (bir şekilde hizmet eden) bir kimse edinsin diye Biz onların bazısını (zenginlik hususunda) diğer bir kısmın fevkinde farklı derecelere yükselttik” (Zühruf Sûresi:32’den) buyurarak bu hikmete işaret buyuruyor.

   Yani kimi kulları kimini çalıştırsın da böylece hayat devam etsin diye herkesi zengin etmediğini bildiriyor. Başka bir ayette de:

   “De ki: “Ey mülkün sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin. Dilediğinden de mülkü çeker alırsın. Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin.” (Al-i İmran 26)

FAKİRLERİN HAKKI ZEKÂT VE SADAKA

   İslam’da sosyalizim gibi akımlara yer yoktur. Allahu Teala hiç kimseye, diğer kardeşini kendi mali kuvvetine eriştirme görevi vermemiştir. Yani siz zengin birisi olabilirsiniz fakat malınızın yarısını bir fakirle paylaşıp onu da sizin seviyenize getirmekle yükümlü değilsiniz.

   Allahu Teala Müslümanlara zekat ve sadaka müessesi getirip fakirlerin ihtiyacını bu şekilde gidermiştir.

  “Sadakalar (zekatlar) -Allah’tan bir farz olarak- yalnızca fakirler düşkünler (zekat) işinde görevli olanlar kalbleri ısındırılacaklar köleler borçlular Allah yolunda (olanlar) ve yolda kalmış(lar) içindir. Allah bilendir hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe / 60)

   Bu kişiler “yeşil kominist”liği savunmak yerine farz olan zekatı ve bir çok fazileti bulunan sadakayı teşvik etseler daha yerinde olacaktır. Ancak dediğimiz gibi kimseye Allah’ın yüklemediği bir vazifeyi yüklememelidir.

   “Sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki: “Hayır olarak infak edeceğiniz şey anne-babaya yakınlara yetimlere yoksullara ve yolda kalmışadır. Hayır olarak her ne yaparsanız Allah, onu şüphesiz bilir.” (Bakara / 215)

   Eğer toplumumuzda zekat ve sadaka müessesesi gerçekten olması gereken şekliyle işlemiş olsaydı Müslüman fakirlerin hakkı da korunmuş olurdu.

   Ancak maalesef bu gün Müslümanların zekatları okullara, derneklere, hatta gavur öğrencilerin bursuna bile kullanılmakta, yerini bulmamaktadır.

   Camilerde toplanan sadakalar içi en kaliteli ve pahalı malzeme ile süslenen camilere, müftülük binalarına harcanır olmuş, mahalle, ilçe ve ildeki fakirler unutulmuştur…

   Yani İslam’da emredilen zekat ve hayır işi olan sadaka müessesesi gerçekten canlı tutulacak olsa fakirin hakkı teslim edilmiş olur.

   Hasıl-ı Kelam; Müslüman komşusu açken tok yatmamalı, zekatıyla sadakasıyla akrabasından başlayarak çevresindeki fakirlere yardım etmelidir.

   Malının hepsini fakirlere vermesi bir fazilettir ancak böyle bir görevi yoktur. Zekatını kat kat verirse bu fazilettir ama yükümlülüğü bu değildir.

   Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zamanına baktığımız zaman bu gerçeği görüyoruz. Allah yolunda cihada çıkılacağı zaman zengin sahabeler infakta yarışa girerdi. Şu hadise bize misal olarak yetecektir:

   Zorlu Tebuk Gazvesi öncesi Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz sahabelerden Allah yolunda infak etmelerini istemişti.

   Hazreti Ömer (Radıyallahu anh), Nebiyy-i Ekrem Efendimizin davetine koşanların başındaydı. Kendi kendine, “Bugün Ebû Bekir’i geçeceğim!” diyordu. Malının yarısını alıp Peygamber Efendimize getirdi. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), “Ey Ömer! Ev halkına ne bıraktın?” diye sordu. Hazeti Ömer, “Size getirdiğimin bir mislini bıraktım” dedi.

   Hazreti Ebû Bekir (Radıyallahu anh) ise, bütün serveti olan dört bin dirhem[5]gümüşü alıp huzur-u Risâlete getirdi. Hazreti Ömer, onun ne getirmiş olduğunu merakla öğrenmek istiyordu. Peygamber Efendimiz, “Ey Ebû Bekir! Ev halkına ne bıraktın?” diye sordu. Sıddık-ı Ekber sevinçle, “Onlara, Allah ve Resûlünü bıraktım!” cevabını verdi. (Tirmizî)

   Görüldüğü üzere kimisi malının tamını, kimisi ise yarısını getirdiği halde Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) her ikisini de kabul etmiştir.

   ÇOK VERENE ALLAH’DA ÇOK VERİR

– “Kesenin ağzını sıkma! Allah da sana sıkarak verir!”
Bir rivayette (Müslim, Zekât 88) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
“İnfak et sayıp durma, Allah da sana karşı nimetini sayıp esirger. Paranı çömlekte saklama, Allah da senden saklar.” (Buhârî, Zekât 21; Müslim, Zekât 88. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd. Zekât 46; Tirmizî, Birr 40; Nesâî, Zekât 62)

  NE VERİRSEN ELİNLE O GELİR SENİNLE

  Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûl-i Ekrem’in ailesi bir koyun kesmişlerdi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir ara:
– “Ondan geriye ne kaldı?” diye sordu. Hazreti Aişe:
– Sadece bir kürek kemiği kaldı, cevabını verdi.
Bunun üzerine Hazreti Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem;
“Desene bir kürek kemiği hariç, hepsi duruyor!” buyurdu. (Tirmizî, Sıfatu’l-kıyâme 35)

1 MAYIS OYUNUNA ALET OLMAYIN!

   Görüldüğü üzere İslam’da sosyalizm, kominizm gibi akımlara yer ve ihtiyaç yoktur. İslam zaten tümüyle adalet sistemidir. İslamiyet yaşandığı zaman kapitalizmi de, kominizmi de, siyonizmi de yok eder. Adalet isteyenler İslamcı geçiniyorlar ise Sosyalizm vs. için değil “ŞERİAT” için çalışmalıdırlar. Yoksa çabaları beyhudedir ve kasıtlıdır..

   Her eşitlik adalet anlamına gelmez. Zayıf ve güçlü iki insana 50’şer kilo yük yükleseniz bu eşitliktir ama adaleti olmaz. Adalet, kişiye hakkını teslim etmektir.

www.ihvanlar.net

PAYLAŞ