Kıyamet Alametleri var mıdır? Ayet ve Hadisten delilleri

ihvanlar   Bu yazımızda Kıyamet alametlerini inkâr edenlere cevap vereceğiz ve delillerimizi ortaya koyacağız…

   Hâşâ “Allah geleceği bilmez” diyen Abdülaziz bayındır başta olmak üzere ehli sünnete savaş açan bazı Prof.lar ve benzerleri Peygamberimizin hadis-i şeriflerinde zikrettiği kıyamet alametlerini inkâr ediyorlar ve alametin geldiğini, onun da Peygamberimiz olduğunu iddia ediyorlar. Delil olarak aldıkları ayet şu:

   “Onlar kıyametin kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şey beklemiyorlar. Muhakkak onun alametleri gelmiştir (ama öğüt almıyorlar). Kıyamet kendilerine gelip çatınca öğüt almaları kendilerine ne fayda verecek?” (Muhammed suresi 18)

   Ayeti Kerimede “alametleri gelmiştir” ifadesinden yola çıkarak başka bir alametin olamayacağını, “ansızın” kelimesinin de bu manayı kuvvetlendirdiğini söylemektedirler…

EL CEVAP:
   Öncelikle ayeti kerime “kıyamet alametlerinin” olduğunu beyan etmektedir. Yani kıyamet alametleri inkâr edilemez bir husustur.

   Ayeti kerimede “alametleri gelmiştir” denilse bile “hepsinin geldiği” beyan edilmemiş veya “daha gelmeyeceği” hususunu çıkaracağımız bir nokta da yoktur.

   Ayeti kerime de belirtilen kıyamet alameti ise bazı müfessirlere göre Peygamber Efendimiz, bazı müfessirlere göre de küçük alametlerdir.

   Kıyametin ansızın oluşu, takdir edilen felaketin birden gelmesidir. Bir işaret veya emare olmayacak mansında değildir. Bunun da delili şu ayeti kerimedir:

(KIYAME SURESİ)
   6. “O kıyamet günü ne zaman?” diye sorar.
   7,8,9,10. Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan “kaçış nereye?” diyecektir.

   Ayette bahsi geçen alametler gözlerin kamaşması, ayın karanlığa gömülmesi, güneşin ve ayın bir araya getirilmesi hepsi birer işarettir ve insanlar kıyametin kopacağına kanaat getirip ümidini kesecek “kaçış nereye” diye soracaklardır. Yani insanlar bazı alametlerden kıyametin kopacağını anlayacaklar ve telaş içinde kaçışsalar bile kurtuluşun olmadığını anlayacaklardır. Kıyamet işte o zaman gelip çatacak ve onları yakalayıverecektir.

Başka bir ayet bu manayı kuvvetlendirmektedir:
   “Kıyametin kopacağı günde suçlular hayal kırıklığı içinde ümitsizliğe düşeceklerdir.” (Rum 12)

   Bu ayetlerden kıyametin aniden, işaretsiz, emaresiz kopmayacağını, belli alametleri belirdikten ve insanların pişmanlıklarını dahi ortaya koyup ümitlerini kesecek bir vaktin olduğunu anlıyoruz.

Başka bir ayette de şöyle buyrulmaktadır:
   “Şüphesiz o Kıyametin (kopacağının) bir bilgisidir. Artık onun hakkında asla şüphe etmeyin, bana uyun, bu doğru bir yoldur.” (Zuhruf 61)

   Ehli Sünnet ulemasının İsa Aleyhisselam’ın nüzulüne kuvvetli bir delil olarak aldıkları ayette “kıyametin bir bilgisi” olduğundan bahsedilerek kıyamet alametine, işaretine, belirtisine dikkat çekilmiştir.

   Dolayısıyla kıyamet alametlerinin son bulduğunu söylemek ayetler ile çelişmektir. Her zaman söylediğimiz gibi Kur’an-ı Kerimde çelişki yoktur. İnkârcı kafalarda çelişki vardır. Kıyametin alametlerini inkâr edenler Kur’an ve sünnet ile çelişmektedirler.

PEYGAMBER EFENDİMİZ HABER VERDİ
   Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu alametleri haber verdi. Bu konuda mütevatir (lafzi ve manevi sahihliği) olan inkar edilmesi imkansız hadis-i şerifler vardır. Onlardan bir kaçını sizinle paylaşalım:

   “Ben kıyamet şöyle yakın olduğu halde gönderildim!” buyurdular ve şehadet parmağıyla orta parmağını yanyana gösterdiler. “ [Buharî, Rikak 39, Tefsir, Nâziat 1, Talak 25; Müslim, Fiten 132, (2950).]

İSA ALEYHİSSELAM’IN NÜZULÜ
   Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
   “Nefsim kudret elinde olan Zat-ı Zülcelal’e yemin ederim! Meryem oğlu İsa’nın, aranıza (bu şeriatle hükmedecek) adaletli bir hakim olarak ineceği, istavrozları kırıp, hınzırları öldüreceği, cizyeyi (Ehl-i Kitap’tan) kaldıracağı vakit yakındır. O zaman, mal öylesine artar ki, kimse onu kabul etmez; tek bir secde, dünya ve içindekilerin tamamından daha hayırlı olur.”
   Sonra Ebu Hureyre der ki: “Dilerseniz şu ayeti okuyun. (Mealen): “Kitap ehlinden hiçbir kimse yoktur ki, ölümünden önce O’nun (İsa’nın) hak peygamber olduğuna iman etmesin. Kıyamet gününde ise İsa onlar aleyhine şahitlik edecektir” (Nisa 159). [Buhârî, Büyû 102, Mezalim 31, Enbiya 49; Müslim, İman 242, (155); Ebu Davud, Melahim 14, (4324); Tirmizî, Fiten 54, (2234).]

   MEHDİ’NİN ÇIKIŞI
   İbnu Mes’ud (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
   “Dünyanın tek günlük ömrü bile kalmış olsa Allah o günü uzatıp, benden bir kimseyi o günde gönderecek.”
   İbnu Mes’ud: “Resulullah yahut da şöyle buyurmuştu der: “…Ehl-i beytimden birisi, ki bu zatın ismi benim ismine uyar, babasının ismi de babamın ismine uyar. Bu zat, yeryüzünü, eskiden cevr ve zulümle dolu olmasının aksine- adalet ve hakkaniyetle doldurur.” [Ebu Davud, Mehdî 1, (4282); Tirmizî, Fiten 52, (2231, 2232).]

DECCAL:
   Hz. Huzeyfe (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
   “Deccal çıktığı vakit beraberinde su ve ateş vardır. Ancak halkın ateş olarak gördüğü tatlı sudur; halkın su olarak gördüğü ise yakıcı bir ateştir. Sizden kim o güne ererse, halkın ateş olarak gördüğüne düş(meyi kabul et)sin. Çünkü o, tatlı soğuk sudur.” [Buhârî, Fiten 26, Enbiya 50; Müslim, Fiten 105, (2935); Ebu Davud, Melahim 14, (4315).]

   ZAMANIN FİTNELER
   Hazreti Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm): “Herc atmadıkça kıyamet kopmaz!” buyurmuşlardı. (Yanındakiler):
“Herc nedir ey Allah’ın Resulü?” diye sordular.
“Öldürmek! Öldürmek!” buyurdular.” [Müslim, Fiten 18, (157).]

   Hazreti Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
“Zaman yakınlaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bu yakınlaşma öyle olur ki, bir yıl bir ay gibi, ay bir hafta gibi, hafta da bir gün gibi, gün saat gibi, saat de bir çıra tutuşması gibi (kısa) olur.” [Tirmizî, Zühd 24, (2333).]

BÜYÜK ALAMET
   Hazreti Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
   “Güneş, battığı yerden doğmadıkça kıyamet kopmaz. Batıdan doğunca, insanlar görür ve hepsi de iman eder. Ancak, daha önce inanmamış veya imanın sevkiyle hayır kazanamamış olan hiç kimseye bu iman fayda sağlamaz.” [Buharî, Rikak 39, İstiska 27, Zekât 9; Müslim, İman 248, (157); Ebu Davud, Melahim 12, (4312).] [

YAHUDİLERİN BİLE TİREDİĞİ ALAMET
   İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
   “Yahudilerle savaşacak ve onları öldüreceksiniz. Öyle ki taş dahi: “Ey Müslüman! İşte Yahudi, arkamda (saklandı), gel, öldür onu!” diyecek.” [Buharî, Cihad 94, Menakıb 25; Müslim, Fiten 79, (2921); Tirmizî, Fiten 56, (2237).]

   Bizim içimizdeki Yahudi kuklaları bu alametleri inkar ede dursun İsrail’in melun başbakanlarından Menahem Begin basın toplantısı yaparken Hollanda’lı gazetecilerden birisi şu soruyu sordu:
   “Efendim, İsrailoğulları’yla alakalı Hazreti Muhammed’in bir beyanatı var.Orada diyor ki:
   “La tegumü-ssa’atü hatta tugatil-elyehud” Sizler yani müslümanlar, Yahudiler ile – israiloğullarıyla, kıyasıya, çok şiddetli bir savaş yapmadıkça, korkunç bir mücadele yapmadıkça kıyamet kopmayacak.Savaş öyle şiddetli olaca ki:
   “Hatta yahtebie-lyehudiyye veraelhaceri veşşeceri” O savaşın şiddetinden, müslümanların savaşa hakimiyetinden bazı yahudiler bir takım ağaçların ve taşların arkasına saklanacaklar.Ancak yahudiler için bu kaçış da çare olmayacak:
   “Yegulu-lhaceru veşşeceru” Yahudinin arkasına saklandığı ağaç ve taş dile gelecek, konuşmaya başlayacak ve diyecek ki:
   “Ya müslim! inne veraii yehudiyye faktulhü” Ey müslüman! benim arkamda da saklanmış bir yahudi var, gel Allah için onu da öldür! diyecek.

   Hollanda’lı gazeteci soruyor:”Bu konuda ne diyorsunuz, görüşünüz nedir, bu konuda ne düşünüyorsunuz?”

   Menahem Begin şu cevabı veriyor:
   “Ben 6 yaşındayken bizi okutmaya gelen hahamımız (yahudilerde din adamı-sinagog bekçileri) Muhammed’in (Sallallahu aleyhi ve sellem) bu sözünü anlattı bize.Ben bu sözü 6 yaşındayken işittim.” Gazetecilerin hayretli bakışları arasında sözlerine devam ediyor ve diyor ki;
   “İşte bizde yahudiler olarak, İsrailoğulları olarak bu sözün karşısında tedbirimizi almışız, almaya devam ediyoruz. Tezgahlarımız, ajanlarımız, teşkilatlarımız, elemanlarımız öyle çalışıyoruz ki Muhammed’in (Sallallahu aleyhi ve sellem) haber verdiği bu ümmet meydana gelmesin diye her tedbiri almışız.” diyor…

   Sizlere çok sade ve akıcı bir üslup ile bu delilleri sunuyoruz ki kendi inancınızı kuvvetlendirip inkârcılara da verebilecek bir cevabınız olsun. Karşınızdaki işine gelen ayeti alıp, işine gelmeyeni almayacak bir insan ise onun işine gelen Cehennem azabıdır, hiç karışmayın ona. Bizim işimiz delillerle hakikati meydana çıkartmaktır.

www.ihvanlar.net

PAYLAŞ