Ali Eren Hocaefendi’nin Dinde Deformistler Kitabı çıktı

dinde deformistler ali eren hoca   Yazıları ile sitemizden istifade ettiğiniz, diyalogcu, reformist, bid’atçi bir çok din tüccarının ipliğini pazara çıkaran ve ilmi reddiyeleri ile çığır açan Ali Eren Hocaefendi’nin “Dinde Deformistler” kitabı çıktı. Yeni çıkan eser, okumaya doyamadığımız Merhum Ahmet Davudoğlu Hocaefendinin “Dini tamir davasında din tahripçileri” eseri, Kadir Mısıroğlu’nun “Tarihten günümüze tahrif hareketleri” eseriyle birlikte Ehli Sünnet müdafaasına gönül veren herkesin başı ucunda bulundurması, tekrar tekrar okuması gereken bir eser…

   Kitabın ön sözünde şöyle deniliyor:

Zihinler Nasıl Bulandırılıyor? Yanlışlar Nasıl Doğru Gösteriliyor? 

   “Okudukça şoktan şoka girebileceğiniz bu kitap, işte bu kimseleri tanıtmak ve ortaya koydukları yanlışlıklardan Müslümanları sakındırmak için hazırlandı…Bu kitabı okudukça önce dehşete kapılacak, sonra EHL-İ SÜNNET caddesinde olduğunuz için yüce Allah’a binlerce şükürler edecek, sapıkların şerrinden bir kez daha yaratan tek ilah olan, her türlü noksan sıfatlardan münezzeh ve kâmil sıfatlarla sıfatlı Allah-ü zül Celâl’e sığınacaksınız..”

Değerli okuyucu!

Din alimi görüntüsündeki bazı kimseler, şimdiye kadar öğrenilegelen İslamın yanlış olduğunu ve bu yanlışlığı kendilerinin düzelteceklerin söylüyorlar.

Bu ümmeti toptan suçlayarak, Peygamberimiz’in ümmetinin yanlış inanca sahip olduğunu ve, “ümmet-i Muhammed’in eski sapık ve putperest topluluklar gibi olduğunu” söyleyebiliyorlar.

“Peygamberimizin “bir nur kaynağı olamayacağını” söyleyebiliyorlar.

“Peygamberle diğer insanların arasında fark olmadığını” söyleyebiliyorlar. www.kitaptakipcileri.com

-Haşa-“Allah’ın,iki yüzlü bir Roma putu olduğunu” ve “Peygamberimiz’in normal bir ruh yapısına sahip olmadığını” söyleyebiliyorlar. www.kitaptakipcileri.com

İslamın 5 şartından biri olan haccın, “en mantıksız bir eylem olduğunu” söyleyebiliyorlar. …

Bunun gibi, kabul edilmesi mümkün olmayan daha nice tehlikeli sözler…

Okudukça şoktan şoka gireceğiniz bu kitap, işte bu kimseleri tanıtmak için hazırlandı…Elinizdeki eserin başındaki “Bu kitap hakkında” başlıklı kısa yazıyı okumadan, lütfen bu kitabı elinizden bırakmayınız…

Yazarımız, bu kitabında İslam dinini deforme etmek / değiştirmek isteyenleri deşifre ediyor.

İki cilt ve 848 sahife olan Dinde Deformistler’in ele aldığı meseleler oldukça mühim.

Yazar diyor ki:

Bir zamanlar bu memlekette dinde reformistler vardı, şimdi de deformistler türedi. Bunlar, reformcuların da tecrübelerine sahip oldukları için daha temkinli ve kurnaz davranıyorlar. Dinin bozulduğundan falan bahsetmiyorlar. Ama İslam dini 1400 senedir hâlâ anlaşılamamış gibi, “İslamda şu mesele yanlış anlaşılmıştır doğrusu şöyledir, şu mesele de yanlış anlaşılmıştır onun doğrusu da böyledir” diyerek, güya İslamdaki bazı yanlışlıkları düzeltmeye çalışıyorlar.

Allah’ın dini 1400 seneden beri anlaşılamamış veya yanlış anlaşılmış da doğrularını sanki bunlar öğretecek(!)…

Bu kitabı okudukça, bu kimselerin esas hedeflerinin İslamı deforme etmekten, şeklini değiştirmekten başka bir şey olmadığını dehşetle göreceksiniz. Bu kitapta, son senelerde Türkiye’de sergilenen bu faaliyete ait iç acıtıcı sayısız misallerle yüzyüze gelecek, akıl ve hayalinizden geçmeyen kabul edilemez gerçeklerle karşılaşacak ve şaşıracaksınız.

Bildiğiniz, tanıdığınız ve hiç ummadığınız kimselerin neler söyleyip neler yazdıklarını okudukça, hayretten hayrete düşecek, “Sende mi Brütüs!” diyecek ve”Demek bu memlekette bunlar da oluyormuş” demekten kendinizi alamayacaksınız.

Annesine sımsıkı sarılmış kucaktaki bir çocuğun, korktukça annesine tekrar tekrar ve daha sıkı sarıldığı gibi, siz de bu kitabı okudukça, ehl-i sünnet itikadına sarıldıkça sarılacak, bu inançta olduğunuza şükredecek ve  “Allah’a şükür ben öyle değilim, ehl-i sünnetim” demekten kendinizi alamayacaksınız.

İslamı, tabii ki din hocalarından öğreneceğimizi düşünürüz. Ama günümüzdeki bazı hocalar; Kur’an, hadis ve diğer dinî kitaplarda anlatılan gerçek İslamı öyle çarpıtarak anlatıyorlar ki, insana adeta, “Bunların anlattığı İslam benim inandığım İslam mı?” dedirtiyor.

Deformistler, İslam sahrasında fırtına değil, kasırga ve tayfunlar estiriyorlar. Farkında olunmadan ve ikaz edilmeden veya bir koruyucu olmadan bu kasırga ve tayfunların şiddetine dayanmak mümkün gözükmüyor.www.kitaptakipcileri.com

Bu kitap, İslam sahasında kazılıp üzeri maharetle örtülen tuzak dolu çukurları ve İslam sahrasında estirilen tayfun ve kasırgaları göstermek ve genç-yaşlı bütün Müslümanları uyarmak maksat ve gayesiyle hazırlandı. Tenkitler, hayâlî değil zaman, mekân ve isim verilerek yapıldı.

Tenkitlerimize muhatap olanlar şu tip kimselerdir:

Bu ümmeti toptan suçlayarak, Peygamberimiz’in ümmetinin yanlış inanca sahip olduğunu ve “Ümmet-i Muhammed’in eski sapık ve putperest topluluklar gibi olduğunu” söyleyenler.

Peygamberimiz’in “bir nur kaynağı olamayacağını” söyleyenler.

Hâşâ, “Allahın iki yüzlü bir Roma putu olduğunu” söyleyenler.

“Peygamberimiz’in normal bir ruh yapısına sahip olmadığını” söyleyen.

İslamın 5 şartından biri olan haccın, “En mantıksız bir eylem olduğunu”söyleyenler.

“Kur’an’ın, bütün insanların Müslüman olmalarını hedeflemediğini”söyleyenler.

“Allah’ın müşrikleri de affedebileceğini” söyleyenler.

“Kur’an Yahudi ve Hıristiyanlara ‘Peygamber’e iman edin demiyor” diyenler.www.kitaptakipcileri.com

“Allah’ın âhirette kâfirlere adaletle davranmayacağını” söyleyenler. Evlenmekte zorlananlar için “Mut’a nikâhına izin verildiğini” söyleyenler…

Ve bunun gibi, kabul edilmesi mümkün olmayan daha nice tehlikeli sözler…

Okudukça şoktan şoka girebileceğiniz bu kitap, işte bu kimseleri tanıtmak ve ortaya koydukları yanlışlıklardan Müslümanları sakındırmak için hazırlandı…

Yazarımız, bu kitabında İslam dinini deforme etmek / değiştirmek isteyenleri deşifre ediyor. İki cilt ve 850 sahife olan «Dinde Deformistler»in ele aldığı meseleler oldukça mühim.

Yazar diyor ki: “Bir zamanlar bu memlekette dinde reformistler vardı, şimdi de deformistler türedi. Bunlar, reformcuların da tecrübelerine sahip oldukları için daha temkinli ve kurnaz davranıyorlar. Dinin bozulduğundan falan bahsetmiyorlar. Ama İslâm dini 1400 senedir hâlâ anlaşılamamış gibi, “İslamda şu mesele yanlış anlaşılmıştır doğrusu şöyledir, şu mesele de yanlış anlaşılmıştır onun doğrusu da böyledir” diyerek, gûya İslamdaki bazı yanlışlıkları düzeltmeye çalışıyorlar..

Allah’ın dini 1400 seneden beri anlaşılamamış veya yanlış anlaşılmış da doğrularını sanki bunlar öğretecek(!)…

Bu kitabı okudukça, bu kimselerin esas hedeflerinin İslamı deforme etmekten, şeklini ve muhtevasını değiştirmekten başka bir arzuda olmadıklarını (aslında bir nevi din düşmanı olduklarını) dehşetle göreceksiniz. Bu kitapta, son senelerde Türkiye’de sergilenen bu faaliyete ait iç acıtıcı sayısız misallerle yüzyüze gelecek, akıl ve hayalinizden geçmeyen kabul edilemez gerçeklerle karşılaşacak ve şaşıracaksınız.

Bildiğiniz, tanıdığınız ve hiç ummadığınız kimselerin neler söyleyip neler yazdıklarını okudukça, hayretten hayrete düşecek, “Sende mi Brütüs!” diyecek ve “Demek bu memlekette bunlar da oluyormuş” demekten kendinizi alamayacaksınız.www.kitaptakipcileri.com

Annesine sımsıkı sarılmış kucaktaki bir çocuğun, korktukça annesine tekrar tekrar ve daha sıkı sarıldığı gibi, siz de bu kitabı okudukça, ehl-i sünnet itikadına sarıldıkça sarılacak, bu inançta olduğunuza şükredecek ve  “Allah’a şükür ben öyle değilim, ehl-i sünnetim” demekten kendinizi alamayacaksınız.

İslamı, tabiî ki din hocalarından öğreneceğimizi düşünürüz. Ama günümüzdeki bazı hocalar; Kur’ân, hadis ve diğer dinî kitaplarda anlatılan gerçek İslamı öyle çarpıtarak anlatıyorlar ki, insana adeta, “Bunların anlattığı İslam benim inandığım İslam mı?” dedirtiyor.

Deformistler, İslam sahrasında fırtına değil, kasırga ve tayfunlar estiriyorlar. Farkında olunmadan ve ikaz edilmeden veya bir koruyucu olmadan bu kasırga ve tayfunların şiddetine dayanmak mümkün gözükmüyor.

Bu kitap, İslam sahasında kazılıp üzeri maharetle örtülen tuzak dolu çukurları ve İslam sahrasında estirilen tayfun ve kasırgaları göstermek ve genç-yaşlı bütün Müslümanları uyarmak maksat ve gayesiyle hazırlandı. Tenkitler, hayâlî değil zaman, mekân ve isim verilerek yapıldı.www.kitaptakipcileri.com

Tenkitlerimize muhatap olanlar şu tip kimselerdir:

Bu ümmeti toptan suçlayarak, Peygamberimiz’in ümmetinin yanlış inanca sahip olduğunu ve “Ümmet-i Muhammed’in eski sapık ve putperest topluluklar gibi olduğunu” söyleyenler.

Peygamberimiz’in “bir nur kaynağı olamayacağını” söyleyenler.

Hâşâ, “Allahın iki yüzlü bir Roma putu olduğunu” söyleyenler.

“Peygamberimiz’in normal bir ruh yapısına sahip olmadığını” söyleyen.

İslamın 5 şartından biri olan haccın, “En mantıksız bir eylem olduğunu” söyleyenler.

“Kur’an’ın, bütün insanların Müslüman olmalarını hedeflemediğini” söyleyenler.

“Allah’ın müşrikleri de affedebileceğini” söyleyenler.

“Kur’an Yahudi ve Hıristiyanlara ‘Peygamber’e iman edin demiyor” diyenler.

“Allah’ın âhirette kâfirlere adaletle davranmayacağını” söyleyenler. Evlenmekte zorlananlar için “Mut’a nikâhına izin verildiğini” söyleyenler…

Ve bunun gibi, kabul edilmesi mümkün olmayan daha nice tehlikeli sözler…

Son günlerde “Dinler Arası Diyalog” adı altında oldukça karışık yorumlar, zihin bulandırıcı görüşler türedi. Bu sahada istisnalar saklı kalmakla beraber başı ilahiyatçı adını verdikleri rejimin rengine uygun teologlar çekiyor.

Hıristiyanlıkta teolog, bir sınıfa mahsus din adamı din görevlisi demektir.

Müslümanlıkta ise, her mümin dinin görevlisi ve de dinin adamı.

Teolog çizgiden yürüyenlerden birisi de Ali Şeraitî’dir.

Kimilerinin yere kondurtmadığı Şeraiti.

Dinde reform yapmak isteyenlerin tam da aradıkları bir isim.

Bu şahıs “Muhammed’i Tanıyalım” adlı kitabında öyle şeyler yumurtluyor ki felsefe olmadan bu yumurtalardan akıllılık üretmek çok zor.

Diyor ki bu zat, “Allah gerçek bir Janus’tur.”

Janus, iki yüzlü bir Roma putu.

Felsefenin mantık tarlasına saptın mı doğru cehenneme gidersin.

Aynı şekilde halifelere aşağılayıcı cümleler kullanan bu adamı geçelim…

Gelelim yerlilerine.

Hayrettin Karaman’ın “Polemik Değil Diyalog” adlı kitabında “Bütün insanların Müslüman olmaları dinin, Kur’an’ın hedefi değildir” sözünü ne tarafa çekersen gider.

Öyle ya, Kur’an insanların Müslüman olmalarını hedeflememişse neyi hedeflemiştir?

Hedef dediğimiz sonuç değil mi?

Müminler için cennet, kafirler için cehennem…

Hedefe yönelmiş Kur’an yoksa meydanlar papaya mı kalsın?

Aynı minvalde, “Peygamberimiz, ‘Yahudiler mutlaka Müslüman’ olsun demiyor. ‘Hıristiyanlar mutlaka Müslüman olsun’ demiyor.” cümlesi de şaşırtıcı.

Bir başka şaşırtıcı cümle:

“Kadınlarla erkekler aynı hizada namaz kılabilir.”

Buradan yola çıkarak, Karaman da dahil bir çokları bugünkü Hıristiyanlarla Yahudilerin, yani “Allah, Meryem oğlu İsa Mesih’in kendisidir” diyenleri Ehli Kitap kategorisinde değerlendirerek Müslümanlarla evlenmelerine, kestiklerinin helal olmasına cevaz veriyorlar. Karaman öyle yazmıştı, “Papazın helal dediğine bizde helal deriz.”

Rabbimiz buyuruyor, “Allah’a ortak koşanlar pisliğe batmışlardır” (Tövbe 28).

Pislikle helal bir arada nasıl barınır sorusu?

Allah (cc) “pislik” derken, deformistler “temiz” diyor.

Şevket Eygi Hoca da Haham’ın kestiğinden alın yiyin (adres de göstererek), papazın kestiğini yemeyin şeklinde garip bir fetva vermişti.

Çokça yanlışa parmak basmış.

Hani yanlış anladıkları da olamaz demiyorum, ama asıl konu İslami hükümleri tahribe yeltenen bir çoklarını bu kitap gerçekten deşifre ediyor…

Dinler Arası Diyalog’dan tutun da yaşadıkları gibi ayet ve hadisleri yoruma tabi tutan veya kasten tahrip edenlerin oyun ve hileleri bu kitapta delilleriyle anlatılıyor.

Güneş doğuncaya kadar oruç tutulurmuş.

Hac görevi en mantıksız bir eylemmiş.

Peygamberlerle diğer insanlar arasında fark yokmuş.

Peygamber Necm süresinde putları övmüş gibi çarpıklıklar…

Okunmaya değer bir eser…

Anlaşılan, yanlışa oturanlara Allah (cc) hidayet nasip etmediğinden onlar da önce reformist oluyorlar, sonra da deformist, sonra da kıpkızıl kafir…

MEHMET ŞEVKİ EYGİ’DEN ÖVGÜLER:

Ehl-i Sünnet’in azimli, sabırlı, devamlı, yılmaz savunucusu muhterem Ali Eren Hocaefendi’nin ‘Dinde deformistler’ adlı kitabı iki cilt halinde yayınlandı (yekûn 845 sayfa). Yıllardan beri bir takım iç ve dış güçler dinimizi değiştirmek, Ehl-i Sünnet Müslümanlığını ya tamamen kaldırmak, yahut sarsmak, onun yerine yeni bir BOP İslamı türetmek için çalışıyor. Ülkemizde çok planlı kadrolaşmış büyük maddi imkanlara sahip bir dinde reform cephesi oluşmuştur.
Ehl-i Sünneti yıkıp yerine nasıl bir İslam getirmek istiyorlar:
(1) Münzel (indirilmiş) ilahî İslam dininin yerine; tahrife uğramış, ılımlı hale getirilmiş, budanmış, bir tür hümanizma veya ideolojiye dönüştürülmüş yeni bir din…
(2) Emperyalist dış güçler ve onların içerideki iş birlikçileri, Pakistan’dan, bin alim, fakih ve müftünün protestolarıyla kovulmuş olan Fazlurahmanın Tarihsellik sapık mezhebini benimsemişlerdir. Açık, şeffaf, samimi olamadıkları için taqıyye ve kitman yapmaktadırlar.
(3) Reformcular İslam’ı, re’y ve hevaya dayalı Kur’an tefsiriyle yıkmak istiyorlar. Bu maksatla ilmi, birikimi, kültürü, icazeti olmayan her Müslümanın rasgele, kendi kafasına göre Kur’an’ı yorumlayıp ondan hüküm çıkartmasını istiyorlar.
(4) Reformcuların bir kısmı Mutezile mezhebine mensuptur lâkin taqıyye yapmaktadırlar.
(5) Reformcular, Ehl-i Sünnet İslamlığını yıkmak için Sünnete saldırıyorlar. Sünnet yıkılırsa Şeriat ve fıkıh da yıkılacaktır.
(6) Reformcular içinde öyle İlahîyatçılar vardır ki onların dediklerini deliler söylemez.
(7) Bir kısım reformcular, son derece şaibeli bir kimse olan Farmason, aslen İranlı Cemaleddin Afganî’yi din önderi kabul ediyor.
Şu anda ülkemizde 25–30 kadar büyük İslam’da reform ekolü vardır. Küçükleriyle birlikte yüzlercedir. Bunların hepsi bir noktada birleşmiştir: Ehl-i Sünnet Müslümanlığını yıkmak.
İşte Ali Eren Hocamız yukarıda ismini verdiğim kitabında İslam dinini tahrife ve Müslümanları sapıtmaya yönelik reform hareketlerini, onların yanlış ve bozuk inançlarını, görüşlerini, iddialarını incelemekte, tahlil etmekte, çürütmekte, red ve cerh etmektedir.
Maalesef, Ehl-i Sünnet düşmanı reformcular çok önemli kurumlara sızmışlardır.
Efendimiz’in (salat ve selam olsun O’na) hadîslerini AB ve batı medeniyeti norm ve ilkelerine göre ayıklamışlardır. Kur’an-ı Kerim’de, Efendimizin kendi hevâsıyla konuşmadığı bildiriliyor. Onun hadislerini AB normlarına göre ayıklamaya kalkışmak korkunç bir cüret ve cinnet değil midir?
Ülkemizde, yine maalesef Feminist İslamcılar kadrolaştırılmıştır. Bunların yaptıklarını görüyoruz.
Ehl-i Sünnet şuuruna sahip, dinimizin safiyetini korumaya azimli her Müslüman Ali Eren Hocamızın ‘Dinde Deformistler’’ adlı iki ciltlik eserini almalı ve başucu kitabı yapmalıdır. Bu kitap bir kere okunmakla bitmez. Her gün bir bölümü okunarak aylarca mütalaa edilmelidir.
Prensibim icabı belli başlı reformcuların isimlerini vermiyorum. Dinde Deformistler kitabında onlar ilmî delillerle çürütülmekte ve reddedilmektedir.
Ali Eren Hocaefendi’yi bu değerli kitabından dolayı tebrik ediyor, daha nice faideli eser te’lif ve tasnif etmesini niyaz ediyorum.

İsetme adresi: YASİN YAYINEVİ Manyasizade cad. No:25/B Çarşamba Fatih İstanbul 2013

www.ihvanlar.net

PAYLAŞ