Anneler Günü Gerçeği

Mehmet Talu Hocamızın konu ile ilişkili yazısına geçmeden önce şunu ifade etmekte yarar var. Batı icadı bu günlere biz Müslümanların ihtiyacı yoktur. Bu günler özellikle alışveriş çılgınlığını körüklemek amacı taşımaktadır. Müslümanların uyanık olması gerekmektedir. (İhvanlar.net)

Soru: Anneler günü hakkında bilgi verir misiniz? 
Cevab: Bismillahirrahmanirrahim

   Annelere duyulan sevgi ve saygıyı belirtmek için her yıl, mayıs ayının ikinci pazarı, anneler günü olarak kutlanır ve yılın annesi seçilir. 

   Aslında sadece mayıs ayının ikinci pazarı, anneler günü değil; yılın her günü, anneler günü; zamanın her anı anneler anı olmalıdır. 

   Çünkü annelerin, senenin belli bir gününde sevilip te, diğer zamanlarda ihmal edilmemesi gerekir. Anneler, ömür boyu sevgiye, saygıya, hizmete ve hürmete daima layıktırlar. Anneler, başların tacı, gönüllerin ilacıdır. 

   Unutmayalım ki, bizi nice zahmetlerle dokuz ay karnında taşıyan, doğuran, büyüten, bize en yakın insan annemizdir. Ana gibi yâr; vatan gibi diyar bulunur mu hiç? Anne, sevgilerin en güzelidir. Anne bağlılığın, fedakarlığın, cömertliğin, karşılık beklemeden vermenin ve sevmenin sembolüdür. Anne ilahi rahmete benzer. Hep verir, fakat karşılık beklemez. Bu sebeple sadece bir gün onları hatırlamak yeterli değildir.

   Ne yazık ki, anneyi sadece “anneler günü”nde, babayı sadece “babalar günü”nde, sakatı sadece “sakatlar yılı”nda, çocukları sadece “çocuklar yılı”nda, hatırlayan çok acaip bir toplum olduk. Ana’yı “anneler günü”nde hatırlıyor olmak bitmişliğin en büyük emaresidir.

   Hele hele bu anneler gününün batı patentli ve anneler günü hediyesi adı altında tamamen tüketime yönelik olması, anne ve anne hukukundan hiç bahsedilmemesi ayrıca düşündürücüdür.
 
 Fakat gene de hiç yoktan iyidir. Çünkü bu vesile ile hiç olmazsa; Cennetin ayakları altına serildiği, çocuğunu zahmetle taşıyan, zahmetle dünyaya getiren o yüce varlığı, şefkat kahramanlarını, ana-babalarını tamamen ihmal eden günümüz çocuklarına sene de bir kere de olsa, hatırlatma imkânını bulmuş oluyoruz.

Ne mutlu! Annelerini, layıkıyla seven, onları her zaman hatırlayan, annelerine en güzel şekilde hizmet eden, annelerinin hayır dualarını alıp dünya ve ahiret mutluluğuna erebilen kimselere…

   Avrupalının sadece senede bir gün kutladığı, anne ve baba günlerine hiç ama hiç ihtiyacımız yoktur. Çünkü analar gününü biz 15 asırdır her gün kutlarken, batılı ancak 105 yıldır senede bir gün kutluyor. 

   Hayattayken annesine ilgisiz kalan ve zulmeden Amerikalı bir kadının güya annesinin ölümünden sonra pişman olduğu mayıs ayının ikinci pazar gününü anneler Günü olarak kutlamaya başlaması trajikomik bir vakıadır.
Biz Müslümanlar ise, dinimizin emri gereği anne ve babalarımızı her gün doya doya sevmenin ve anmanın mutluluğunu yaşamalıyız.

   Çünkü biz, beş vakit namazlarımızda anne ve babamıza: 
    “Rabbenağfir-lî ve li-vâlideyye ve lil-mü’minîne yevme yekûmul hisâb. = Rabbim! Kıyamet gününde beni, anamı babamı ve mü’minleri bağışla!” (İbrâhim sûresi: 41) duasını okutmadan selam verdirmeyen yüce İslam Dininin müntesipleriyiz. Medine-i Münevvere’de annesinden uzun müddet ayrı kalma izni alamadığı için Resûlullah (S.A.V.) Efendimizi göremeden dönen Yemenli Veysel Karani’leri örnek alan bir milletin evlatlarıyız.

   Evet, biz Müslümanlar, cennetin ayakları altına tahsis edildiği anne ve babalarımızı senede bir gün değil her gün defalarca anmalıyız.
 “Diğer insanların hanımlarına karşı iffetli davranınız ki sizin kadınlarınız da iffetli olsun, iffetli kalsın. Anne ve babalarınıza iyilik ve ihsanda bulununuz ki, oğullarınız da size iyilik yapsın, hürmet etsin…”  Hadis-i şerifi gereğince anne babalarımıza devamlı iyilik ve ihsanda bulunmaya çalışmalıyız. Onlara, Rabbimizin emrettiği:
 “… Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara öylece merhamet et!”  duasını daima okumalıyız.

Mehmet Talu Hocaefendi

PAYLAŞ