Ayrandaki sahtekarlığa dikkat!

Yaşantımızda Helal gıdalar kadar “organik” olanlarına da dikkat etmemiz gerekiyor. Gimdes’in internet sitesinde ayran ile aktarılan bilgiler “bu kadar da olmaz” dedirtti. İşte o yazı:

Günümüzde çok yaygın modern bazı içeceklerle ilgili, asıl dikkat çekmem gereken şudur:

Görev yaptığım üniversitenin İlahiyat Fakültesinin Fıkıh Anabilim Dalı Başkanı, bazı içeceklerin helalliği konusunu müzakerelerimiz neticesinde, konuyu hükme bağlamakta anahtar mahiyetinde olarak, (gazozlarda çok rastlandığı gibi) üretim aşamasında dışarıdan kasdî olarak sekerat verici bir madde olan etil alkolün az miktarda da olsa ilavesiyle veya (şarap ve emsali çok alkollü içeceklerden başka, keskinleşmiş kefir, keskin boza, keskin şıra vb yapılmasında olduğu gibi) sekerat verici etil alkolün teşekkül edeceğini bilerek, kasdî bir fermentasyonla yapılan bir içeceğe “helal” denilemeyeceğini son söz olarak bana söylemişti. Böylece ikimiz, ilgili fen ve din ilimlerini imtizaç ettirmeye çalışarak bu konudaki hakikate ulaşmanın yolunu bulmuştuk. Sekerat verici bir maddenin bilerek vücuda alınan miktarının bir damla oluşuyla daha fazla oluşu, yalnız oluşuyla başka maddelerle, fakat aslını muhafaza eder halde karışmış oluşu arasında onun “haram”lığı yönünden fark olmadığı da zaten çok bilinen, ehl-i ilim tarafından açıkça ilan ve kabul edilen bir husustu. Buna göre, hangi ülkenin hangi şehrinde, hangi markalı yapılmış olursa olsun, bu şekilde bileşimine sekerat verici etil alkol kasdî bir işlem sonucu girmiş olan bir içeceği, “helal gıda hassasiyeti” olan bir Müslüman pervasızca içemezdi.

Helal içecekler arasında ülkemizde en başlarda sayılan ve “millî içeceğimiz” de denilen ayranın, mikserlerde içine karbonat ilave edilerek veya ilave etmeden yarım bardak dolusu ayranı bir bardak dolusu gibi gösterecek şekilde köpürtülmesiyle değil; tabiî haliyle servis edilmesi daha iyi olmasına rağmen, maalesef bu “köpüklü ayran sunîliği”, (belki de aldatmacılığı) bazı lokantalarda ve büfelerde sanki iyi servismiş gibi âdet haline getirilmiş durumdadır

.
Ayranla ilgili, bahsettiğim köpüklü ayrandan daha da kötüsü: satılmayıp uzun süre durmaktan ekşimiş yoğurtları satış yerlerinden çok ucuza veya bedava alıp içine biraz limon sıkarak, su ilavesiyle ayran yapmak ve bunu da “limonlu ayran” adı altında, sanki ekşiliği sadece içindeki limon suyundanmış gibi göstermeye ve sorulduğunda böyle savunmaya çalışmak suretiyle müşteriyi aldatarak, gösterişli bir bardakta bir içme çubuğunu da içine daldırarak satmaktır.

Böyle yaparak müşteriyi aldatanlar, “Hiç kimse ayranım ekşidir demez” halk deyişinin, gerçek hayattaki en kötü misallerinden birini vermektedirler.

Prof.Dr.Mustafa NUTKU – GİMDES

Ne İçeceğiz?

PAYLAŞ