Üzüm ve faydaları

Yüce Allah buyuruyor:
   Kuşkusuz takvâ sahipleri için (azaptan) kurtuluş (ve cennette) bahçeler ve üzüm bağları vardır. (Nebe, 31-32)
   Buğday, arpa, yulaf ve mısır gibi ürünlerin yetiştirildiği tarım alanlarına tarla, çiçek, meyve ve sebze türü bitkilerin yetiştirildiği yerlere bahçe ve asma, kütük gibi üzüm bitkilerinin yetiştirildiği yerlere de bağ denir.
   Cennette de tarlanın dışında herkesin kendine özel içinden pınarlar akan cennet bahçeleri ve cennet bağları olacak ve dünyadaki bağlar, bahçeler gibi geçici değil ebedî mülkü olacak.
   Kuşkusuz dünya nimetlerinin hiçbiri cennet nimetlerine benzemediği gibi dünya üzümleri de cennet üzümlerine benzememekle birlikte, çok şeffaf ve sindirimi kolay olduğundan, kabuğu ve çekirdeği ile birlikte yenildiğinden, cennet nimetlerine en fazla benzeyen bir meyve türüdür.
   Salkım şeklinde ve küçük doğal torbacıklar içinde ambalajlanmış olarak bizlere sunulan ve enerji kaynağı olan üzüm, hem taze hem de kurutulmuş olarak tüketildiği gibi ayrıca şırası, pekmezi ve bulaması da yapılır ve pek çok dertlere şifa olur.
   Sıkılan taze üzüm suyuna şıra denir ve ekşiyip köpüklenmeden taze olarak içilmesi helâl olur. Pekmez, taze şıradan hızlı ateşte kaynatılarak ve sürekli karıştırarak yapılır. Kaynayan şıranın çabuk koyulaşmasını sağlamak ve şekerlenmesini önlemek için de içine biraz pekmez toprağı katılır. İçinde bol miktarda %79 karbonhidrat (glikoz) olan ve 100 gramı 324 kalori veren pekmezde potasyum da olduğundan, kansızlık, iştahsızlık, halsizlik ve adem-i iktidar gibi rahatsızlığı olanlarla, hastalıktan yeni kalkanlara şifa kaynağıdır.
   Pekmezin içine yumurta akı katılıp tekrar orta ateşte kaynatılırsa, bıçakla kesecek kıvama gelip koyulaşınca, bulama tatlısı olur ve kışın her çeşit soğuk algınlığına karşı en güzel koruyucu olur.
   Üzümde kalsiyum, fosfor, protein, potasyum, karbonhidrat, demir ve A, B, C vitaminleri ile bol miktarda organik asitler olduğundan, dertlere deva,
hastalara şifa ve sevenlere gıdadır.
   Olgunlaşmış tatlı üzüm bağırsakları yumuşatıp kabızlığı önler, idrarı arttırır, balgamı söker ve kolesterolü düşürür. Olgunlaşmamış ekşi koruk üzüm de ishali keser, bağırsaklardaki rahatsızlıklara ve sedef hastalığına iyi gelir,
   Taze üzüm sindirimi kolaylaştırıp mideyi ve bağırsakları rahatlatır. Yüksek tansiyonu olanlara yardımcı olur, basura ve mafsal ağrılarına iyi gelir.
   Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor:
   Kuru üzümü devamlı yiyin. Çünkü o safrayı açar, balgamı giderir,- sinir sistemini güçlendirir, yorgunluğu giderir, ahlâkı güzelleştirir, nefse hoş gelir ve hüznü giderir. (Râmûz’ül-ehâdîs)
   Kuru üzümde bol miktarda B1, B6 ve C vitamini olduğundan, çabuk kızan asabî mizaçlı (yapılı) kimseler için çok yararlıdır. Çünkü sinir sistemini sakinleştirir, kişinin ahlakını güzelleştirir, hüznü, kederi giderir ve aşırı beyinsel yorgunluğa iyi gelir.
   Ancak her şeyin aşırısı zararlı olduğu gibi fazla üzüm yemenin de bazı zararları vardır. Örneğin, fazla yenilen yaş üzüm midede şişkinlik yapıp bağırsakları bozabilir. Fazla yenilen kuru üzüm de beyindeki kılcal damarları açıp genişlettiği için baş ağrısı yapabilir.
Ahmet Tomor Hoca
www.ihvanlar.net

PAYLAŞ