Sıkıntı ve Stresin sebebi nedir?

Yüce Allah buyuruyor:
   Kim benim zikrimden yüz çevirirse, kuşkusuz onun için dar (bir geçim) ve sıkıntılı hayat vardır. Kıyâmet günü de onu kör olarak haşrederiz. (TÂ HÂ, 124)
   Gözlerimizle göremeyeceğimiz kadar küçücük hayvancıklar (mikroplar) bile Allah’ın (Celle Celaluhu) takdir edip (programlayıp) içgüdülerine yüklediği doğal yaşam koşullarının dışına çıkınca doğal dengeleri bozulduğu gibi Allah’ın zikrinden yüz çeviren ve ilâhî kanunların dışına çıkan insanların doğal dengeleri bozulmaz mı?
   Gözler, doğalarına ters düşen çirkin görüntüler karşısında kapaklarını
kapayarak tepki yaptıkları gibi gönüller de doğalarına ters düşen çirkin günahlar
karşısında sıkılarak tepki yaparlar.
   İşte sıkıntı ve stresin kökeni budur ve bunun sonucu dengesiz yaşam, mânevî çöküntü ve ruhsal bunalımdır. Çünkü Allah (Celle Celaluhu): “Kim benim zikrimden
yüz çevirirse, kuşkusuz onun için dar (bir geçim) ve sıkıntılı hayat vardır” buyuruyor.
    Diğer yandan dengesiz yaşam, mânevî çöküntü ve ruhsal bunalım insanın dünyasını kararttığı gibi âhiretini de karartacağından, Allah (Celle Celaluhu):
   “Kıyâmet günü onu kör olarak haşrederiz” buyuruyor.
   Sıkıntı ve stres, gerçekte kabir azabının dünyaya yansıyan küçük bir örneğidir. Dünyada sıkıntı ve strese dayanamayıp bunalıma girenler ve sıkıldım, patladım diye intihara teşebbüs edenler, peki kabirde ne yapacaklar?
   Allah’ın (Celle Celaluhu) zikrinden yüz çevirip (Allah’ı unutup) Kur’an’dan ve
İslâm’dan kopanlar. Bütün gün gürültülü ve gerilimli bir ortamda çalıştıkları halde geceleri de televizyonun sesini sonuna kadar açıp müzik dinleyenler, Vücutlarındaki belirli sistemleri ve biyolojik dengeleri bozulunca, sıcak basması, sinirlenme, öfke, tahammülsüzlük, off dayanamayacağım, patlayacağım diye bunalıma girenler. Sonra bir kısmı hastane kapılarında dolaşıp uyuşturucu bağımlısı olurken, bir kısmı da cinci ve bakıcı denilen sapıkların tuzağına düşüp büyü hikâyeleri ile sürünenler, acaba kabirde ne yapacaklar?
   Peki bunun çözümü nedir?
Yüce Allah buyuruyor:
   Kim Allah’tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu lütfeder ve ona beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah’a güvenirse O (Allah), ona yeter. (Talâk, 2-3)
   Hiç kuşkusuz her çeşit sıkıntı ve stresten kurtulmanın tek adresi Kur’an’dır.
Çünkü Kur’an’da, kim Allah’tan korkarsa yani ilâhî emirleri uygulayıp haramlardan sakınırsa, kuşkusuz Allah (c.c.) ona içinde bulunduğu sıkıntı ve stresten kurtulması için bir yol lütfeder ve onu beklemediği bir yerden rızıklandırır. Kim de Allah’a güvenip sabrederse, hiç kuşkusuz Allah (c.c.) ona yeter. Îmanı ve Allah’a güveni zayıf olanların stresten tam kurtulmaları ve doğal biyolojik dengelerine tam kavuşmaları gerçekten çok güçtür. Çünkü strese neden olan gürültülü ortam, müzik, korna, çok çalışma, yüksek sesli konuşma, aşırı yorgunluk, uykusuzluk, üzülme, huzursuzluk, tatminsizlik, iş hayatında, okulda ve sınavlarda başarısızlık gibi farklı özellikteki olaylar, Vücuttaki sistemlerde, organizmada ve beyindeki merkezler üzerinde fizyolojik ve biyolojik açıdan her insanda farklı değişikliklere neden olur. Şöyle ki: Hırslı, telâşlı, içe kapanık, alıngan, kuşkulu ve önemsiz olayları büyüten evhamlı kişilerde daha çok etkili olurken, karakter yapısı, iradesi, îmanı, Allah’a güveni, sabır ve dayanma gücü güçlü olanlarda daha az etkili olur.
   Yüce Allah buyuruyor:
   (Ey mü’minler!) Sizden önce gelip geçen (ümmet) lerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden (hemen) cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle yoksulluk (kıtlık) ve sıkıntı dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki, hatta peygamber ve onunla birlikte olan mü’minler: “Allah’ın yardımı ne zaman?” dediler. İyi bilin ki, Allah’ın yardımı yakındır. (Bakara, 214)
   Dünyaya sadece imtihan için geldiğimizi ve Âdetullah’ın gereği bizim de önceki ümmetler gibi bazı sıkıntı, yoksulluk ve felâkelerle imtihana tâbi tutulacağımızı bilen gerçek mü’minler, her olaya kader penceresinden bakar ve strese kapılmadan her çeşit sıkıntıları îman gücü ile aşar. Hiç kuşkusuz her yokuşun bir inişi ve her gecenin bir sabahı olduğu gibi sıkıntılar da geçicidir; çünkü Allah (c.c.): “İyi bilin ki, Allah’ın yardımı yakındır” buyuruyor.
Ahmet Tomor Hocaefendi – www.ihvanlar.net

PAYLAŞ