2015 seçimleri değerlendirmesi: particilik kaybetti

   Seçim öncesinde ve daha öncesinde particilik ve siyaset adına polemik vermemek için politikaya ve politik çekişmelere dair bir yazı yayınlamamaya çalıştık. Sitemizin gündemi zaten her zaman İslam, Ehli Sünnet ve ilimdir Elhamdülillah. Ancak şimdi ortada duran seçim sonuçlarına binaen Müslümanların faydasına olacağına inandığımız kısa bir değerlendirme yapmak istedik.
   Değerlendirmenin ilki muhalefete olsun. Onlar sırf hükümete olan düşmanlıklarından dolayı Pkk’nın partisini destekleyebildiler.
   Yani çok acayip sahneler yaşandı.
   Ak parti terörü sonlandırmak için Pkk partisiyle oturup müzakere ediyordu, kemalist solcular bunu eleştiriyor ve bir ihanet olarak lanse ediyorlardı. Seçimlerde ise bu Pkk partisini desteklediler. Gazetelerinde Kandil’deki teröristleri kahraman gibi gösterdiler. Terörist partisini meclise soktular.
   İşte memleket manzaraları.
   Hani derler ya, bizim memleketimizdeki hain hiçbir yerde yok diye. Gerçekten de doğru.
AYDIN DOĞAN VE PKK PARTİSİ
   Aydın Doğan’a yapılmayan kıyak kalmadı, indirilmeyen, silinmeyen vergi cezası kalmadı ama bakın yine de hükumet aleyhine çalıştı.
   Şimdi bundan ders alınacak mı? Aydın Doğan belki bu gün pijama ile karşılamıyor başbakanı ama ne isterse yine yapılıyor. Devasa vergi borçları kuşa çevriliyor.
   Aydın Doğan burada sadece yüzeyde olan bir örnek. Diğer ensesi kalın olanlar da aynı şekilde. Türkiye’nin kanını iliğini emiyorlar ama yeri gelince de teröristler ile anlaşıp ihanet planına alet olabiliyorlar.
   Demek siz bunlara ya ra na maz sı nız!
   Ona göre zenginin yanında değil halkın yanında olmalısınız.
HÜKUMETE MESAJ
   Bu seçimde muhalefetin vaatleri “işçi ve emekli maaşları” çerçevesi içinde işlendi. Demek ki bu konuda bir problemi var.
   Bu problemi biz halk olarak biliyoruz ama hükumet bilmemezlikten geliyordu. Millet vekilleri kendilerine bir oturumda 700 Tl zam yaparken tek yürek oluyorlar, emekli ve işçi söz konusu olunca sus pus oluyorlardı.
   Bu gün işçi ve emekli aç değil belki ama nefes alamadığı da kesin. Asgari ücretle çalışan bir işçi ailesine, okuyan çoluk çocuğuna yetişebilmek için gecesini gündüzüne katıyor. Başını işten kaldırıp da düşünecek vakti, sosyal bir yaşantısı olmuyor. Kapitalist sistemin çarkları arasında ezilip gidiyor. Çalıştığı fabrikada bir köleden farksız durumda. Emekli aynı şekilde mağdur.
   Bunlar halk, bunlar taban…
   Siz tabanı elde tutmak için bir şeyler yapacaksınız ki, onlar da sizi el üstünde tutsun.
   Elbette yol yapılsın ama yol karın doyurmuyor ki…
   İşte bu açık sebeplerle halkın güvensizliği var ve kayma yaşandığı çok açık.
12 YIL İKTİDAR VERİLDİ, KIYMET BİLİNMEDİ
   12 yıl tek başına iktidar olmak az bir şey mi? Koskoca 12 sene… Ama Müslümanların hassasiyetleri olan faiz zina gibi konulara halen el atılmış değil. Allah’ın gazabını çeken zinanın resmi olarak yapıldığı genelevler halen açık ve vergi alınıyor. Faiz konusunda yapılan bir çalışma yok. Homolara, lezbiyenlere, teröristlere, ahlaksızlara, Ehli sünnet dışı cereyanlara da tarihte eşi benzeri görülmeyen fırsatlar verildi. Evet, mazlumların yanında yer alınıyor fakat zalimlerin karşında durulmuyor.
   Bu ve benzeri şeyler gösteriyor ki, 12 yıl verilen “tek başına” iktidarın kıymeti pek de bilinmemiş. Herkese yaranmak, demokrasi ve laikliğin icaplarını yerine getirmek adına Allah’ın hoşnut olmadığı şeylere göz yumulursa elbette iktidara sebepler yaratan Allah, iktidardan indirmeye de sebepler çıkarır. Bir zalimi veye başka şeyleri musallat eder.
İKAZLAR DİKKATE ALINMALI
   Bu partiye oy verenler particilik adına “aman partim zarar görmesin” yaklaşımıyla yanlışların söylenmemesi hatasından vazgeçmeli. Yapılan ikazlara da “kulak tıkamak” veya bu ikazı yapanları “düşman” görmek yerine neden ikaz edildiği üzerinde durulmalı. Böyle olmadığı sürece kaybetmek kaçınılmaz olacaktır.

PARTİCİLİK KAYBETTİ

   Evet, bir seçim yapıldı ve kaybedenler var. Bu kaybedenlerin arasında “particilik” de var. Partiyi bir din gibi savunup, ona bel bağlayanlar da kaybetti.
   Efendi Hazretlerimizin İzmir vekili ne güzel buyurdu: “Çağımızın en büyük putçuluğu particiliktir.”
   Partiyi bir araçtan çıkartıp amaç haline getirmek particiliktir.
   Particilik kaybetmeye mahkumdur.
   Adam sorsan çok iyi hoca “ben sadece hakkı savunurum” der ama partiye öyle bel bağlamış ki artık Allah (Celle Celaluhu) yü haşa devreden çıkartmış. 
   Yani “ne olursa partiyle oluyor, ne yapılacaksa şu iktidarla yapılır, o parti tek olmazsa yine zulüm görürüz, o parti olmazsa hizmet olmaz, o parti olmazsa mağlup oluruz, mahvoluruz, tek umudumuz bu parti” gibi yaklaşımlar Allah’ın gazabına sebep olan yaklaşımlardır.
   Herşey Allah’ın elindedir. Rabbimiz dilerse bir facir ile de bu dini kuvvetlendirir. Rabbimiz dilemedikten sonra bize ne bir zarar ne de bir kâr dokunur.
   İşte insanlar artık öyle bir noktaya geliyor ki, Allah’ı bırakıp partiye sığınıyor. Allah’tan değil partiden bekliyor.
   Herkes kendini düzeltme derdine düşmeden sistemi değiştirmenin hesabını yapıyor. Biz en güzel şekilde İslamı yaşamaya çalışıp umudumuzu sadece Rabbimize bağlamalıyız…
   Maalesef şayet biz Müslümanlar yıkılırsak işte bu yüzden yıkılacağız. Allah’u Teala, Rabbini unutup başka şeylere bel bağlayanlara çok ağır cezalar vermiştir tarihte. Bu sebeple kendimizi sorguya çekip çeki düzen vermeliyiz.
   Muhakkak ki Allah (Celle Celaluhu) yegane güç, kuvvet ve mülk sahibi olandır.
www.ihvanlar.net
NOT: Seviyeli, hakaret içermeyen yorumlarınız yayınlanacaktır. Yorumlarda particilik yapmamaya özen gösterelim.
 

PAYLAŞ
Etiketler