Nuru’l İzah Tercümesi – Sehiv (yanılma) secdesi

SEHİV (YANILMA) SECDESİ
Sehiv Secdesini Gerektiren Şeyler
Bir vacibin sehven terkedilmesi halinde iki secde, bir teşeh-j id ve bir selâmdan ibaret bulunan sehiv secdesini yapmaî icibtir. İsterse vacip birkaç kez terkedilmiş bulunsun (durum değişmez).
Vacibin Kasden Terkedilmesi
Vacibi kasden terkeden kimse günahkâr olur, namaza noklanlaştırmasına karşılık bir baskı (ve bir müeyyide) olmak üzere eniden kılması gerekir.
Vacibin kasden terkedilmesi halinde sehiv secdesi yapılma! jıcak, (1) birinci oturuşun terkedilmesi veya (2) birinci rek’atm ir secdesinin namazın sonuna tehir edilmesi ve (3) bir de bir ru­tin edâ edilebilecek kadar bir müddet kasden düşünme halinde alınması gibi üç durumda sehiv secdesi yapılacağı söylenilmektir.
Sehiv Secdesinin Zamanı
Sehiv secdesinin, selâm verdikten sonra yapılması sünnettir. Sehiv secdesi için sadece) sağ tarafa tek bir selâm vermek kâfidir ki diğer görüşler içinde) en doğrusu da budur. Selâm vermeden evvel sehiv secdesi yapmak tenzîhen mekruhtur.
Sehiv Secdesi (Zimmetten) Ne Zaman Düşer?
Sabah namazında selâm verdikten sonra güneşin doğması, ikindi namazının selâmından sonra (güneşin) sararması ile ve bir de selâm verdikten sonra namaza devamın imkânsızlaşması durumunda[1][1] (artık) sehiv secdesi (borcu) düşer.
İmama Zamanında Uyanlarla Sonradan Uyanların Sehiv Secdesi Karşısındaki Durumları
İmama zamanında uyanların, kendi yanılmalanyla değ namın yanılması neticesinde sehiv secdesi yapmaları gerekir.
Sonradan uyanlar ise, yetişemedikleri rek’atı kılmak içi mamlarıyla birlikte sehiv secdesi yaptıktan sonra kalkarlar.
İmama sonradan uyanlar, yetişemedikleri rek’atları kılarlar­ın yanıldıkları takdirde bunun için ayrıca secde ederler, ama imama zamanında yetiştikleri halde uyku, dalgınlık ve abdestin jozulması gibi bir özürden dolayı) namazın geri kalanım kaçıran-ar -ki bu gibilere lâhık denilir- sehiv secdesi yapmazlar.
Diğer Bazı Hususlar
(1) Cuma ve bayram namazlarında imam sehiv secdesi yap­maz,
(2) Farzlarda birinci tahiyyâta oturmayı unutanlar, doğrulup ayağa kalkmadıkları sürece tekrar otururlar ki rivayet olunan açık (delil de) buna işaret etmektedir. (Zâten diğer görüşlerin) en doğrusu da budur.
(3) (İmama) uyarak namaz kılanlar bu konuda nafile kılanlar gibidir, (bunlar) ayağa kalksalar bile yeniden otururlar.
(4) (Oturmayı unutup) kalkanlar, eğer hemen hemen ayağa kalkmış durumda iken otururlarsa sehiv secdesi yaparlar,
(5) otur­ma haline daha yakın bir haldeyken (unuttukları tahiyyâta) otur­dukları takdirde sehiv secdesi yapmazlar. En doğrusu da budur.
(6) İyice doğrulduktan sonra (unuttuğu tahiyyâta) yeniden oturan­ların namazlarının bozulup (bozulmayacağı) hususunda ihtilâf vardır.
(7) Son tehiyyâta oturmayı unutanlar (fazladan kıldıkları rek’atm) secdesini yapmadıkları sürece[2][2] (tahiyyâta) dönerler ve farz olan son oturuşu tehir ettikleri için de (sehiv) secdesi yapar­lar.
(8) Ama (son tahiyyâta oturmadan kalktıkları rek’atm) secde­sini yaptıkları takdirde (kıldıkları namaz) nafileye dönüşür. Bu durumda ikindi namazında dahi olsa, eğer dilerlerse altıncı rek’at, sabah namazlarında dördüncü rek’at olmak üzere bir rek’at daha ilâve ederler ki, yapılacak bu ilâvelerde herhangi bir kerahet yok­tur ve bu yüzden sehiv secdesi yapılması icab etmez. (Konuyla ilgi­li görüşlerin) en doğrusu da budur.
(9) Son tahiyyâta oturduktan sonra (fazladan bir rek’at daha kılmak üzere) kalkanlar yeniden oturup selâm verirler, (bunların) tekrar teşehhüde oturmaları ge­rekmez.
(10)   Son oturuştan sonra (kalkılan rek’atm) secdesini apsalar (bile kıldıkları) farz namaz bozulmaz ve üzerine, iki ek1 atı nafile yerine geçsin diye bir rek’at daha ilâve ederler, ar­ından da sehiv secdesi yaparlar.
(11) Namazın nafile olan bu iki ek’atlık kısmuıdan sonra sehiv secdesi yapıldığı takdirde (artık) ıunun üzerine iki rek’at daha ilâve edilmemesi müstehabdır. âyet ilâve edilirse, yeniden sehiv secdesi yapılması tercihe şayan-lır. (12) Üzerinde sehiv secdesi (borcu) bulunan birine uymak, bu iahsın sehiv secdesi yapması halinde caizdir, aksi halde değildir.
13) (Bir kimse) namazı bitirmek üzere selâm verse bile, (yönünü) ableden çevirmediği veya konuşmadığı sürece (borcu olan) sehiv secdesini yapar.
(14) Namaz kılan biri, dört rek’atlı yahut üç rek’atlı bir namazı tamamladığım zannetse, sonra da iki rek’at kıldığını anlasa, (eksiğini) tamamlar ve (ardından) sehiv secdesi yapar.
(15) (Bir kimse namazda neyi terk ettiği üzerinde) kesin bir kanaata sahip oluncaya kadar selâm vermeksizin bir rükün edâ edecek kadar uzunca bir zaman düşünce halinde kalırsa, (bu kim­senin) sehiv secdesi yapması vaciptir, aksi halde değildir.
 
 
 
[1][1] Meselâ (namaz kılan kimsenin) selâmdan sonra kasden abdest bozması ya­hut kahkahayla gülmek, yemek yemek ve konuşmak gibi namaza aykırı bir davranışta bulunması halinde.                                                             j
 
[2][2] Meselâ öğle namazında son tahıyyâta oturmayı unutup beşinci rek’ata kaîküması gibi.

PAYLAŞ