Kur’an Nebi’ye itaati emretmiyor mu? Sünnet düşmanlarına ayetlerden cevap

 Bir kişi hem Müslümanım deyip hem de Peygamberine her halinde itaat etmekten kaçıyorsa, bunun için bahane üretiyorsa, ayetleri bile yanlış tevil edip kendisine pay çıkartmaya çalışıyorsa bu kişi hakiki bir münafıktır. (Namazın kılınışını Peygamberimizden öğrendiğimizi inkar etmek adına Yahudilerden öğrendik diyebilecek seviyeye düşenler gibi) Aşağıda da bir misalini göreceğiz.

   Bu hususta aklı karışan Müslüman kardeşlerimize şu ayetlerle yol gösterebiliriz. Bu ayetler münafıkların işine gelmediği için gizlerler, anlatmazlar.

NEBİ VE RESULE UYUN

   “Onlar, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları Resûle, o ümmî Nebî’ye uyan kimselerdir.” (Araf 157)

    Ayet-i Kerime gayet açıktır ve hem Resul hem de Nebi kavramlarını içine alarak Peygambere uyulmasını vurgulamıştır.

ALLAH’I SEVİYORSANIZ BANA İTAAT EDİN

   “De ki: Eğer Allah’ı seviyor idiyseniz bana (ittiba edin) tâbi olun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah Ğafûr’dur, Rahîm’dir”  (Ali İmran Suresi 31)

   Tefsirlerde geçtiği üzere İbn Abbâs’tan (Radıyallahu anhuma) rivayet ediliyor: “De ki; eğer Allah’ı seviyor idiyseniz…” âyet-î kerimesi nazil olunca münafıkların reisi Abdullah ibn Ubeyy: “Muhammed kendine itaati Allah’a itaat gibi kıldı. Bize, hristiyanların İsa’yı sevdiği gibi kendisini sevmemizi emrediyor.” dedi.

   Ayet-i Kerime bizi Peygamberimizin ağzından Peygamberimize ittiba etmeye, tabi olmaya yönlendiriyor. Şartı da açık: Allah’ı seviyorsanız. Yani kalbinde Allah’a iman ve muhabbeti olup “münafıklıktan” eser olmayanlar Peygamberimizin kendisine, emrine, hükmüne tabi olacaklardır. O’nun Kur’an’ı anlattığı gibi anlayacak, İslam’ı yaşadığı gibi yaşayacaklar, O’nun inandığı gibi inanacaklar, ‘onun haliyle halleneceklerdir.

   Münafıklar ise işte böyle sorgularlar. Aaçık ayetler olmasına rağmen “Peygamberin kendisine itaat yoktur” derler, itiraz ederler.

SENİ…

   Yine başka bir ayette Nebi veya Resul ayırımı yapılmaksızın Peygamberimizin şahsına yönlendirilmş

   “Hayır; Rabb’ine and olsun ki, aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem tayin edip, sonra senin verdiğin hükmü içlerinde bir sıkıntı duymadan tamamen kabul etmedikçe inanmış olmazlar.” (Nisa 65)

   Bu ayette de yine Peygamber efendimizin şahsına ve verdiği hükme işaret ediliyor.

   Birisi de kalkıp “Resul’e Kur’an ile hükmetmesi emredilmiştir” diye sorabilir. Cevap olarak deriz ki, Peygamberimiz kendisine gelen vahiy ile hükmederdi. Kur’an-ı Kerimde yazılmış olanı ile yazılmamış olanıyla. Çünkü sadece Kur’an’da olan ile hükmetmediğini yine başka bir ayet açıklıyor:

 

   “Münafıklara, “Allah’ın indirdiğine ve Peygambere gelin” dendiği zaman onların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün.” (Nisa 61)

   “Allah’ın indirdiği” ve “Peygambere gelin” ifadesi iki ayrı şeye işaret ediyor. Arapça kaideleri bilenler bunu anlamakta zorlanmayacaktır. Allah’ın indirdiği Kur’an’dır ve Peygamberi de O’nun sünnetidir, hadisidir.

BAŞKA BİR PEYGAMBERDEN MİSAL, İNKARCILARIN YOLU KAPANDI

   Kur’an bize Resul ve Nebi olarak bahsedilmeyen başka bir Peygamberden misal vermektedir.

   “Andolsun, Hârûn onlara daha önce şöyle demişti: “Ey kavmim! Siz bununla yalnızca imtihan edildiniz. Doğrusu sizin Rabbiniz ancak Rahmân’dır. Öyleyse bana uyun ve emrime itaat edin.” (Tâhâ 90)

   Musa a.s Tevratı almaya gitmişti. Kavmi çok geçmeden Samirinin yaptığı puta tapmıştı. Harun (Aleyhisselam) “Bekleyin Tevrat gelsin, ona uyalım” demedi. “Bana itaat edin, beni dinleyin, bana uyun” dedi. Çünkü Peygambere her şartta ve halde itaat gereklidir.

   Dolayısıyla Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa (Sallallahu aleyhi ve sellem)’e itaati, ittibayı, uymayı, yolundan gitmeyi, emirlerini tutup nehiylerinden kaçmayı, O’nun gösterdiği doğrultuda yaşamayı bize KUR’AN emrediyor.

   Bu emirden hiç şüphesiz ki kalplerinde maraz olan münafıklar rahatsız olacak, sünneti ve hadisleri itibarsızlaştırmaya çalışıp diğer yandan Kur’an’dan da kendilerine çıkış yolu bulma gayretine gireceklerdir.

   Hakiki bir iman ile teslimiyet mi? Yoksa hastalıklı bir kalple münafıklık mı?

   Seçim sizin…

www.ihvanlar.net

PAYLAŞ