Tilavet Secdesi ve Hükümleri – Nuru’l İzah Tercümesi

Tilâvet Secdesinin Sebebi ve Hükmü

Tilâvet secdesinin sebebi, secde âyetinin okunmasıdır. (Bu yeti) okuyanların ve duyanların tilâvet secdesi yapmaları gerekir, sözün doğrusu (duyanların da secde edeceği)dir. (Secde âyeti) namaz dışında okunması halinde hemen secde etmek şart değildir. Ancak) tehir edilmesi tenzîhen mekruhtur. Farsça (tercümesini) de olsa secde âyetini okuyan bir kimseye secde etmek vaciptir, ayetteki secde kelimesinden bir harfin, kendinden önceki veya sonraki kelimeyle birlikte okunması secde âyetinin tamamının okunması gibidir. Doğrusu da budur.

Secde Âyetleri

Secde âyetlerinin sayısı on dörttür ki bunlar, A’râf, Ra’d, İsrâ, Meryem, Hac, Furkan, Nemi, Secde, Sâd, Fussilet, , İnşikak ve Alak sûrelerinde bulunmaktadır.

Tilâvet Secdesi Kimlere Vaciptir, Kimlere Değildir?

Dinlemek maksadıyla olmasa bile tilâvet secdesini duyanların secde etmeleri vaciptir. Ancak hayız ve lohusa olanlara vâcip olmadığı gibi, secde âyetini imama uymuş bir başka kimseden duyan) imam ve cemaata (da vacip değildir. İmam ve cemaatın secde âyetini) imama uymuş olmayan kimselerden duymaları halinde namazdan sonra secde ederler. Namaz içinde secde etmeleri lazım gelmez, (ancak yaptıkları bu secde) namazlarını bozmaz.

Tilâvet, okumak demektir. Tilâvet secdesinin doğru olabilmesi için üç şart gereklidir: Bunlardan birisi) cünüp, hayızlı, lohusa, abdestsiz olmamak ve pislikten uzak bulunmaktır. Bir özür söz konusu değilse tilâvet secdesi için teyemmüm edilmez. (Geri kalan şartlar ise) kıbleye dönmek ve avret mahallini kapatmaktır. Tilâvet secdesinin rüknü, alnı yere koymaktan ibarettir; hükmü ise şöyle izah edilebilir: Eğer secde âyeti namazda okunmuşsa hemen secde etmek vaciptir. Namaz dışında okunması hâlinde ise hemen yapılması şartı yoktur.

Manası anlaşıldığı takdirde (secde âyetinin) Farsça (tercümesini duymakla (da secde etmek) vacip olur ki itimada şayan an da budur. (Ancak secde âyetinin) uyumakta olan birinden duyulması halinde vacip olup olmayacağı hususunda ihtilaf vardır… 

Tilâvet Secdesi Nasıl ve Ne Zaman Edâ Edilir?

Namaz içinde (eda edilecekse) namazın rükû ve secdesinden yrı olarak bir rükû veya bir secdeyle edâ edilir. (Namazda okuyan) secde âyetinden sonra ikiden fazla âyet okumadan tilâvet ecdesine de niyet edilerek yapılan namaz rükûsu ve niyet edilmese bile namaz için yapılan secde tilâvet secdesi yerine geçer, secde âyetini, kendisine uymadığı bir imamdan işiten yahut imamın secde âyetini okuduğu rek’attan) başka bir rek’atta imana uyan kimse (tilâvet secdesini) namaz hâricinde yapar. (Bu konudaki en açık (ve kuvvetli görüş) de budur. İmam tilâvet secdesini yapmadan evvel kendisine uyanlar, imamla birlikte secde ederer. Secde âyetinin okunduğu rek’atta imam tilâvet secdesini yapaktan sonra kendisine uyanlar, tilâvet secdesine hükmen yetişmiş sayılacaklarından secde etmeleri gerekmez ve (artık) namaz içinde vâcip olan bu secde, namaz dışında kaza edilmez. Eğer (bir kimse) secde âyetini namaz dışında okumuş, secde etmiş, sonra namazda [aynı âyeti) bir daha okumuşsa bunun için de ayrıca secde eder; (ama namaz dışında okuduğu âyet için) daha önce secde etmeyen bir kimse, bir secde âyetini iki ayrı yerde değil de aynı yerde tekrarlamış gibi (kabul edileceğinden, her iki secde âyeti için) namaz dahilinde yapacağı tek secde yeterli olur. Açık (ve kuvvetli) rivayete göre de bu böyledir.

Bir Yer Nasıl Değiştirilmiş Sayılır?

Dokuma ipini yere veya duvara çakılmış kazıklara geçirmek üzere de olsa, bulunulan bir yerden bir başka yere intikal etmektir (ağaç) dalından diğerine geçmekle, ırmakta veya büyük bir azda yüzmekle (mekân ve) yer değiştirilmiş sayılır. (Diğer işler içerisinde) en doğrusu budur.

Hangi Hallerde Yer ve Meclis Değiştirilmiş Sayılmaz?

Evin (odalarından birinin, yahut) büyük de olsa caminin bir tarafından diğer tarafına geçmekle ve geminin yürümesiyle yerleştirilmiş olmayacağı gibi, (secde âyetinin yeri) bir rek’at içerisinde [iki rek’atta tekrarlanmasıyla da değişmiş olmaz. (Öte yandan) bir yudum su (içmek)le, iki lokma (yemek yemek)le, iki adım yürümekle, (bir) yaslanmakla, oturup kalkmakla, (secde âyetinin okunduğu yerde) inmekle ve üzerinde namaz kıldığı hayvanın yürümesiyle de yer değiştirilmiş olmaz.

Yerini değiştiren bir kimsenin, secde âyetini (yer değiştirmeksizin) aynı mahalde okuyan birinden bu âyeti her duyuşunda secde etmesi vacip olur. Aksine, bir mahalde farklı okuyuculardan secde âyeti duyan kimsenin mükerrer secde etmesi gerekmez. Doğrusu da budur.

Diğer Bazı Hususlar

Bir sûreyi okuyup yalnızca secde âyetini bırakmak mekruh; bunun, (yani bir sûreden yalnızca secde âyetini okumak) ise mekruh İldir. Ancak bu âyete bir veya daha fazla âyet ilâve etmek menduptur.

(Öte yandan secde âyetine) hazırlıklı olmayanları düşünerek) bu ayti gizli okumak, (oturduğu yerde okuyanların) ayağa kalktıktan sonra secde yapmaları, (secde âyetini) duyan kimse (secde ettiği zaman) bu ayeti okuyup secde eden kimseden evvel başını kaldırmaması (da aynı şekilde) menduptur. (Bu bakımdan secde âyetini) okuyanın öne geçmesi,, yanların da saf bağlamaları (kendilerine) emrolunmaz, aksine nasıl bulunuyorlarsa o halde secde ederler.

Tilâvet Secdesinin Şartları

Tilâvet secdesinin sıhhatinin (doğru olabilmesinin) şartları, iftitah tekbiri hariç, tıpkı namazın sıhhatinin şartları gibidir.

Tilâvet Secdesinin Yapılışı

Tilâvet secdesi, iki tekbir ile -ki bunlar sünnettir- bir secdeden ibarettir. (Tilâvet secdesinin) tekbirinde el kaldırılmaz, (bu secde için) teşehhüde oturulmaz, selâm verilmez.

 


-Daha açık bir ifadeyle şunu söyleyebiliriz: Meselâ bir kimse, bulunduğu herhangi bir mecliste birinden secde âyeti duyduktan sonra oradan ayrılsa, yeniden eski bulunduğu meclise gelip aynı okuyucudan yine secde âyeti duysa, oradan ayrılıp tekrar aynı yerde bir daha secde âyeti dinlese bu şahsın, sanki secde âyetini muhtelif yerlerde duymuş gibi, burada duyduğu her âyet için ayrı ayrı secde etmesi vacip olur. Ama aksine, bir mecliste secde âyeti okuyan bir kimse, bu meclisten ayrılıp yeniden aynı meclise gelerek orada bir daha secde âyeti okusa, bu gidiş geliş ve okuyuşlar ne kadar çok olursa olsun o mecliste bulunanların, yerleri değişmemiş olduğundan, bir tek secde etmeleri kâfidir. (Mütercim)

-Müslümanlara yakışmayan bu davranış, âyetten (gerçek manada) yüz çevirmeye -ki bu esas itibariyle küfürdür- benzeyeceğinden en azından mekruhtur. Aynı zamanda bu davranış, gerekli olan secdeden kaçınmayı ve Kur’ân’ın bir kısım âyetlerinden uzak durmayı akla getirir ki bunların hepsi mekruhtur

www.ihvanlar.net

 

PAYLAŞ