Zenginleri sevapta geçmek isteyen fakirlere Peygamberimizin tavsiyeleri

   Sahabe-i Kiram acaba bugün nereden sevap kazanırız veya ecirlerden ne kaybediyoruz, ne eksiğimiz var diyerek ahiret hayatında ellerine geçecek olanı düşünürlerdi. Bunun için birbirleriyle yarışırlar, bizim dünya için koşturmamız gibi ahiret yurdu için çabalarlardı.
 
   Ebû Hüreyre radıyallahü anh’ten rivayet edilerek anlatılıyor: Muhacirlerin fakirleri Resulüllah aleyhisselâma gelip dediler ki:
   “Servet sahibi Müslümanlar derece ve nimetler bakımından bizi geçtiler…” Resulüllah aleyhisselâm da “ne hususta” diye buyurunca; muhacir fakirler:
 
  “Biz namaz kılıyoruz, onlar da kılıyorlar; biz oruç tutuyoruz, onlar da tutuyorlar; fakat onlar sadaka verdikleri halde biz veremiyoruz; onlar köle azad ediyorlar, biz edemiyoruz.” dediler.
 
Bunun üzerine Peygamber aleyhisselâm:
   “Size, sizden ilerde bulunanlara yetişebileceğiniz, sizden, geride, sizden aşağıda olanları geçebileceğiniz ve sizin yaptığınız gibi yapanlar müstesna, sizden başka kimsenin daha faziletli olamıyacağı bir şey öğreteyim mi?” buyurdu.
 
Muhacirlerin fakirleri:
   “Evet, Öğret, ey Allah’ın Resulü” diye cevap verdiler.
 
Peygamber aleyhisselâm da:
   “Her namazın sonunda otuz üç defa Sübhânellah (Allah’ı her türlü noksanlıktan tenzih ederim.) otuz üç defa Elhamdülillah (Hamd Allah’a mahsustur,) otuz üç defa Allahü Ekber (Allah en büyüktür) deyiniz” buyurdu.
 
   Zenign sahabelerde bu ecirleri duymuş ve uygulamaya başlamışlardı. Muhacir fakirler, Resulüllah aleyhisselâma gelerek dediler ki:
   “Mal ve servet sahibi kardeşlerimiz bizim bu yaptığımızı işitip onlar da aynen böyle yaptılar.”
 
   Bunun üzerine Allah’ın Resulü şöyle buyurdu:
   “Bu Allah’ın fazlıdır, dilediğine verir.”
 
(Buharî, Müslim, Ebû Davud, Tirmizî)

PAYLAŞ