Dinler Arası Diyalog ve Asya Kıtası

   Öncelikle Papa’nın şu sözünü unutmayın ve yazıyı bu cümleyi hatırlayarak değerlendirin. Cümleye yazının sonunda değineceğiz. Papa II. Paul sözü şöyle: “Birinci bin yılda Avrupa Hıristiyanlaştırıldı. İkinci bin yılda Amerika ve Afrika Hıristiyanlaştırıldı. Üçüncü bin yılda ise Asya’yı Hıristiyanlaştıralım.”


   Öncelikle şu resmi ele alalım. Görüntü Tataristan’dan. Tataristan’da kurulan “dinler bahçesi”nden. Dinler arası diyaloğun biz sadece Türkiye ayağını görüyoruz. Ancak Türkiye başta olmak üzere hedefte Türk Devletleri ve nihayetinde ise ASYA KITASI var.
   Bu devletlerde Dinler arası Diyalog kurtu, koyun postuna sarılarak çok masum bir hareket gibi gösteriliyor. İşin en acıklı tarafı, Tataristan gibi bu belaya duçar olan devletlerde bizim gibi reddiyelerle uğraşan, Ehli Sünneti savunacak kimsenin olmayışı yada seslerinin çıkmayışı.

BAHÇEDE CAMİ SKANDALI
   Hoşgörü adı altında yapılan dinler bahçesinde tam bir skandal yaşanıyor. Resimde de görüdüğünüz üzere İslamı temsil eden yapının boyu bir şadırvanı geçmiyor. Hemen arkasına daha büyük bir kilise ve onunda arkasına devasa boyutta bir havra yapılıyor. Anlayacağınız İslam hor ve hakir görülüyor, küçümseniyor ve hakaret ediliyor.

TATARİSTANDA DİYALOG FAALİYETLERİ
      Resmi gönderenlerden aldığımız bilgilere göre bu sözde hoşgörü bahçeleri misyonerlik faaliyeti yürütüyor. Amaç, bildiğiniz gibi diğer muharref dinleri Hak din olarak göstermek ve insanların dikkatini celbetmek. Ve çok ciddi bir çalışma içersindeler. Misyonerler: “Birbirini tamamlayıcı dinler” gibi ifade ve “İbrahimi Dinler” sloganlarıyla sahada dolaşıyorlar.

TÜRKİYE’DEKİ DİYALOGCULAR FAALİYETTE
   Tataristan’da, Diyalog ve “İbrahimi dinler” adı altında kurulan “dinler bahçesi”nin bir Amerikan projesi olduğu herkes tarafından kabul ediliyor. İşin ilginç olanı ise Tataristan, Kazakistan, Ukrayna vb. ülkelerde bu faaliyetlerin Türkiye’deki diyalogcular tarafından yapılması. Bölgede açılan Türk okullarınnı katkısı ise çok büyük.

DİYALOG AVRASYA PLATFORMU
   Asya Bölgesinde yapılan faaliyetler Türkiye’de Gülen Cemaati olarak bildiğimiz gurubun kurduğu “Diyalog Avrasya Platformu” tarafından yapılıyor. Platformun bir dergisi ve çok büyük icraatları var.

   İlk başta “dinler arası diyalog” olup, tepkiler üzerine “kültürler arası diyalog” olarak ismi değişen faaliyetler dergi, broşür, medya aracılığı ile genişletilmeye çalışılıyor. Bölgeye açılan okullar, bu çalışmalarda en büyük paya sahip. Bu sayede organizasyonlar ve toplantılar çok yakından takip edilerek, gerekli yerlere bilgi akışı sağlanıyor. Türkiye’nin öncü olması nedeniyle Diyalog Avrasya’nın toplantıları çoğunlukla Türkiye ve özelliklede Antalya’da yapılıyor. O toplantılardan birinin sonuç bildirgesindeki başlıklar, bize bu faaliyetler ve geliştirilen stratejiler hakkında bilgi veriyor.

7. Diyalog Avrasya Platformu Toplantısı / Antalya / Beldibi / Rixos Otel
   Her kurul toplantısında olduğu gibi bu toplantıya da katılım yüksek düzeyde oldu. Elbette, katılımın bu seviyede yoğun olmasında Avrasya’nın jeopolitik değerinin gittikçe daha da önem kazanması büyük rol oynuyor.
(…)
   A. 2004-2006 Genel Faaliyet değerlendirilmesi
– DAP Platformu milli komiteleri nezaretinde üye ülkelerden Rusya Federasyonu Moskova, Kazan ve Ufa’da, Moldova’da, Kırgızistan’da ve Kazakistan’da temsilcilik açılmış; Moldova, Azerbaycan ve Rusya’da DA dergisi tanıtım toplantıları düzenlenmiştir.
– Farklı etnik yapılar, dinler ve kültürler arasında “barış içinde yaşama projeleri” işlenmiş, bu amaca yönelik, uluslararası katılımcıların davet edildikleri sempozyum ve forumlar düzenlenmiştir:
    1. Bu çalışmalara en büyük örnek, Moskova’da yapılan “Terörden evrensel etiğe: Dinler ve barış forumu”dur. Oldukça başarılı geçen forum büyük tesir meydana getirmiş olup, Avrasya coğrafyasında yapılan bazı toplantılara ilham kaynağı olmuştur (Azerbaycan, Hindistan). Forumun başarılı geçmesi vesilesi ile Rusya Federasyonu Milli Komitesine teşekkür edilmiştir.
    2. Bir diğer toplantı Tiflis’te yapılmış olup başta Sayın Saakaşvili ve Gürcistan Patriği olmak üzere üst düzeyde pek çok katılım sağlanmıştır.
    3. Rusya Basın Enstitüsü tarafından Moskova’da düzenlenen ve Da Platformu’nun da organizatörler arasında yer aldığı “Terörsüz gelecek, geleceği olmayan terörizm” konulu medya mensuplarına yönelik sempozyum gerçekleştirilmiştir.
    4. Kazakistan’ın başkenti Astana’da, Platfomumuzun da desteklediği ve aktif katılımcı olarak bulunduğu “Kültürler arası diyalog toplantısı” Parlamento salonunda yapılmıştır.
– Da dergisinin abone artışlarının sağlanması için çalışmalar yapılmıştır. Kazakistan, Kırgızistan, Rusya Federasyonu Kazan ve Petersburg, Tacikistan ve Türkiye özel EK sayıları çıkartılmıştır.

ÜST DÜZEYDE KATILIM SAĞLAMAK
   Bildirgede dikkati çeken husus, diyalogcuların çalışma konusunda büyük bir ip ucu veriyor. Yapılan toplantılara önem katabilmek ve dikkati çekebilmek için üst düzeyde katılım olması için büyük çaba sarfedildiğini anlıyoruz.
   Toplantılarda “terörsüz gelecek” gibi kavramların altına İslam ve Müslümanlar koyuluyor. Çünkü onlara göre en büyük terörist Müslümanlar. Aynı gerçeği Amerika’da bir Üniversitede açılan Gülen kürsüsünde de duymuştuk. Sözde aydın aynen şöyle diyordu: “Müslümanları terörizmden ancak Gülen’in savunduğu İslama çağırarak kurtarabiliriz.”

MUHSİN YAZICIOĞLU KATILMADI
   Aynı toplantıya davet edilen Rahmetli Büyük birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ise bu konuları bildiği için Amerika’nın oyununa alet olmak istemediğinden toplantıya katılmadı.

YAPILACAKLARA BAK SEN!
   Bildirgenin yapılacak faaliyetler kısmı da çok dikkat çekici ayrıntılar var:

B. 2006/2008 Dönemi yapılacak faaliyetler
– DAGEP (Diyalog Avrasya Gençlik Platformu) kurularak, her ülkede gençlik kollarının organize edilmesi kararlaştırıldı. Avrasya’nın geleceği olan genç beyinlerin platformun misyonunu gelecekte devam ettirmek adına oldukça önemli olduğu ifade edilmiştir.
– Avrasya’nın en önemli aydınlarının makalelerinin yer aldığı kitaplar çıkarılacak. Bu seri içerisinde ilk kitap olarak “Birlikte Yaşam Perspektifleri” kitabı hazırlanacak. Milli komitelerden bu projeler için uzman isimler talep edilecek.

– Platformumuzun misyonunun geniş halk kitlelerine ulaştırılması çok önemlidir. Bunun için her milli komite kendi ülkesindeki söz sahibi medya mensuplarını komite üyeleri arasına almalıdır ve medya ile iyi ilişkiler içine girmelidir.

– Aytmatov’un ifadesi ile Da platformu Avrasya aydınının kartviziti haline gelmiştir. Bu tespit bizim için hedeftir. Platformumuzun genel ilkelerini kabul etmesi kaydı ile Avrasya aydınlarını üye yapmak için gayret sarf edilmelidir.

ÜYE YAPMAK İÇİN GAYRET
   Bakın yukarıda dediğimiz gibi yoğun bir ikna faaliyeti var. Bunun için her ülkedeki ılımlı ama “söz sahibi” medya organları bulunuyor ve irtibata geçiliyor, bölgesinde aydın olarak kabul gören şahıslar platformda vitrine konuluyor. Mesela 3. Dönem Başkanlığına, oy çokluğu ile Rusya Federasyonu’ndan Rostislav Borisoviç Rıbakov seçilen Platforma 2. Dönem Başkanı Ilber Ortaylı da Onursal Başkanlığa getiriliyor.

AMERİKA’NIN YÜZ YILLIK RÜYASI
   Papa II. J. Paul “Dinler arası diyalog, Kilise’nin insanları Kilise’ye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır.” (John Paul II, Redemptoris Missio, Libreria Editrice Vaticana, Roma-1991, s.55) demişti.

   Papalığa göre ise “Diyalog bir ve üç olan Tanrı’nın kendi hayatına dayanır… Böylece diyalog Kilise’nin kurtarıcı misyonunun bir parçasıdır; gerçekten bu bir kurtuluş diyaloğudur. Çünkü böyle hakiki bir diyalog bir Hiristiyan için inandığını pratige dökmektir, saygı göstermek ve dinlemek suretiyle başkalarına Incil’in mesajını ögretmektir.” (Podgorski, F. R., Towars A Catolic Theolojy of Misyonary Dialogue And Dialogical Mission With Other Religions, Roma-1987, s142 vd.)

   “Biz her ne kadar Hiristiyan olmayan dinlerin manevi ve ahlaki değerlerini tanıyor, saygı gösteriyor, onlarla diyaloğa hazırlanıyor ve din hürriyetini savunmak, insanlık kardeşliğini tesis etmek, kültür, sosyal refah ve sivil iradeyi oluşturmak gibi hususlarda diyaloğa girmek istiyorsak da dürüstlük bizi gerçek kanaaatimizi açıkça ilan etmeye mecbur etmektedir; yegane gerçek din vardır, o da Hiristiyanlıktır.” (Catholic Official Teachings, VIII: Clergy and Laity, Edited by Odile M. Liebhard, Wilmington-1978, s.13 vd)

GELDİK PAPA’NIN VASİYETİNE
   Yazının en başında yazdığımız gibi Papa II. Paul 2000 yılı mesajında şöyle diyordu: “Birinci bin yılda Avrupa Hıristiyanlaştırıldı. İkinci bin yılda Amerika ve Afrika Hıristiyanlaştırıldı. Üçüncü bin yılda ise Asya’yı Hıristiyanlaştıralım.”

PAPALIĞIN MİSYONERLİĞİNİ GÖREN VAR MI?
   Şimdi size soruyoruz, Papa’nın “Hıristiyanlaştımak” üzerinde ısrar etmesine ve bu bir merika rüyası olmasına rağmen siz Asya’da bir misyonerlik faaliyeti görüyor musunuz? Dikkati çeken bir çalışma var mı? İncil dağıtan bir Kazak, Tatar gördünüz mü?

EN BÜYÜK MİSYONERLİK DİYALOG MU?
   İncil arasına sıkıştırılan doları alan gencin incili çöpe atıp birde misyonere ana avrat küfretmesine katlanmak eskidendi. Kapı kapı gezmek, fakirleri tesbit edip evine koşmak eskidendi. Türkiye’de de böyle haberler duymuyoruz artık. Neden?

   Şimdi küçük bir bahçe açıp caminin yanına bir kilise koyuyorlar ve: “Bak bu da onun gibi hak din, İbrahimi din, kaynağı aynı olan bir din. Her gün beş vakit namaz kılacağına, oruç, hac, zekat, içki yasağı, kumar yasağı gibi zorluklarla uğraşacağına Hıristiyan ol kurtul! Aynı hak din değil mi? Onda işkence (!) çekeceğine bunda rahat et.” diyerek cahil tabakayı tereddüte düşürerek en azından meyyal olanları avlıyorlar.

   Papaz kendi dinini anlatmıyor ama Antalya dinler bahçesinde olduğu gibi bahçeye dikilen bir İmam, kiliseyi gezdirip, Hıristiyanlar hakkında bilgi veriyor.

   Hiç bir Papaz, Müslümanlara hıristiyanlığın Hak bir din olduğunu anlatmaz ama, islami bidliğiniz gazete ve televizyonlar bunu fazlasıyla yapar.

   Hıristiyanlar hiç bir şekilde cennete gireceği hususunda Müslümanları ikna edemez ama sizin ülkenizde hocaların hocası, zamanın müctehidi olarak lanse edilen İlahiyatçı bunun fetvasını çok kolay verir.

AMERİKA’YA MAŞA MI OLUNUYOR?
   Projenin en akıllıca kısmı Diyaloğun Türkler tarafından yürütülmesini sağlamak olmuştur. Düşünün! Amerika tek başına diyalog başlatsa idi kim katılırdı? “Hem ırak’ı bombalayacaksın, hem de diyalog diyeceksin!” demezler miydi adama. Ama işin başında Türkler olursa, hem güvenilirdir, hem Osmanlı torunlarıdır, itibarları vardır vs… Yani Amerika öyle bir entrika çeviriyor ve intikam alıyor ki: “Yüz yıllardır misyonerlere geçit vermeyen Anadolu ve Asya kıtası, sizi sizden olanlar ile vuracağız” der gibi sırıtıyor.

   Planlar ve oyunlar çok büyük ama bizim Allahımız daha büyük. Biz elimizden geldiği, dilimiz döndüğü kadar anlatmaya çalışıyoruz. Sizlerde bu davanın bir neferi olarak bu çalışmaları olabildiğince uzaklara taşıyın ve insanları tehlikeden haberdar edin.

   Bu tesbitler ışığında soruyoruz:

  • DİNLER ARASI DİYALOG BİR MİSYONERLİK FAALİYETİ DEĞİL MİDİR?
  • ASYA KITASININ HIRİSTİYANLAŞTIRILMASI İÇİN ATILAN ÖNEMLİ BİR ADIM DEĞİL MİDİR?

www.ihvanlar.net

PAYLAŞ