Saatin sesi ne manaya geliyor

   Şayet saat “tik tak” çalarken bir şeyler söylüyor olsaydı acaba bize ne söylerdi? Bize ne tembih ederdi. Dinle diyanetle alakası olmayanlar bir melodiye, şarkıya benzetebilirler. Bakın Muhammed Zekeriya Kandehlevî “Fazail-i Sadakat” adlı eserinde saatin sesini neye benzetiyor:

 Ey Gafil! Çalar saat sana şöyle nida eyledi:
   Boş işler ömründen bir saat daha heba eyledi!

   Eğer saatin sesi dikkatlice dinlenirse gerçekten “(boş işler ömrü) eksiltti, eksiltti, eksiltti” diye bir ses meydana gelir.
   Resulüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: “Dünya ve ahiretin itaatkâr evlatları vardır. Siz mümkün olduğu kadar dünyanın itaatkar evlatları olmayın. (ahiretin itaatkar evlatları olun) Bu gün amel ve tarlayı ekme günüdür. Bu gün hesap yoktur. Yarın siz ahiret yurdunda olacaksınız. Orada da amel yoktur (o gün hasat zamanı ve mükafat günüdür)” (Mişkat)

   Hazreti Selaman-ı Farisi Radıyallahu anh buyurdu ki: “Üç adam vardır ki onlara aklıma geldikçe o kadar hayret ederim ki gülesim gelir;
1-Dünyaya ümitler bağlayan kimsedir ki, çölüm onu takip eder
2- (Allahu Teala’dan) gafil olan kimsedir ki, Allah’u Teala ondan gafil değildir.
3-Ağzını doldurarak (kahkahayla) gülen kimsedir ki, Allahu Teala’nın kendisinden razı olduğundan ya da gazab ettiğinden habersizdir (halbuki ölümü düşünmek öyle bir şeydir ki ondan dolayı hiçbir zaman bu şekilde gülmemek gerekir)
   Üç şey de vardır ki, her zaman beni üzmektedir. Hatta ben ağlamaktayım;
1-Dostların ayrılığı (Resulüllah ve Sahabenin ayrılığı)
2- Ölüm düşünecesi
3- Mahşerde Allah’u Teala’nın huzuruna çıkacak olduğumu. Sonra bilmiyorum ki benim hakkımda Cennet kararı mı verilecek Cehennem kararı mı?”

   Ebu Muhammed Zahid (Rahmetullahi aleyh) diyor ki:
   Ben bir cenazenin arkasından yürüyordum. Davudî Taî Rahmetullahi Aleyh de benimle beraberdi. Kabristana varınca o ayrı bir yere oturdu. Ben de onun yanına oturdum. O şöyle dedi:
   Kim Allah’ın azap vaîdinden korkuyorsa onun için uzun sefer (ahiret seferi) kolaydır. Kimin ümidleri uzun olursa onun ameli gevşek olur. Gelecek olan şey (ölüm) yakındır. Kardeşim şu meseleyi anla ki, hangi şey seni Rabbinden ayırıp kendisiyle meşgul ederse, o menhustur (uğursuzdur). Bir şeyi dinle. Dünyada ne kadar insan varsa hepsi kabre gidecektir. O vakit onlar burada bıraktıkları şeye pişman olacaklardır. İleriye görnderdiklerine de sevineceklerdir. Bu ölen kişi hangi şeye pişman olursa o şey üzerine, geride kalan(varisler) döğüşüp kavga ederler ve birbirinin aleyhine davalar açarlar. (İhya)

   Fakih Ebulleys Semerkandi Rahmetullahi aleyh buruyor ki: Kim ümitlerini kısa tutarsa, Allahu Teala ona 4 çeşit ikramda bulunur;
1-Kendisine itaat etmesi için ona kuvvet verir. O yakında ölümün geleceğine kesin olarak inandığından amel yapmak için çok gayret eder ve sıkıntılardan etkilenmez.
2-Dünya derdi azalır
3-Az miktardaki rızka razı olur
4-Allah onun kalbini nurlandırır.
  Bu yazıda kastedilen mana ölümü çok hatırlamak ve ölümün kendisini her an yakalayacağını bilerek din ve dünya işlerinde doğruluktan ayrılmamak ve dolayısıyla dünya sevgisine dalmamak, ahiret işlerine sarılmaktır… Rabbimiz Cümlemizi bu kullarından eylesin…
www.ihvanlar.net

PAYLAŞ