Böbrek ve Diyaliz – Allah'ın büyüklüğü


Allah’ı inkar eden, yok sayan zihniyetler (akllı olanlar) çok uzağa değil kendi bedenlerindeki yaratılışa baksalar yine bir yaratıcının varlığına ulaşacaklardır.
Müslümanlar da bakmalıdır ve tefekkür etmelidir.

ALLAH’IN YARATTIĞINA ALTERNATİF VAR MI?

Bakınız mesela vücudumuza hiç bir ücret ödemeden sabitlenen avuç kadar bir böbreğin bize hissettirmeden yaptığını koskocaman bir alet yapıyor.
   Önce böbreği bir tanıyalım:
Böbrekler, omurgalılarda bulunan fasulye biçiminde boşaltım organlarıdır. 10 cm boyuna kadar olabilen böbrekler, boşaltım sisteminin bir bölümünü oluştururlar. Bu organlar, başta üre olmak üzere atıkları kandan süzer ve onları su ile birlikte idrar olarak boşaltırlar
Böbrekler damarlarca çok iyi bir biçimde beslenmekte, ve vücut ağırlığının yalnızca %0.5’lik bir bölümünü oluştursa da, kardiyak debinin %25’ini alırlar, ve bu daha da artabilir.
Böbreklerin işlevleri beş çatı altında toplanabilir:

  • Metobolizma atık ürünleri olan üre, kreatinin, ürik asit, ilaç ve toksinlerin vücuttan atılmasını sağlamak
  • Vücut sıvı elektrolit dengesini düzenlemek
  • Vücudun asit baz dengesini düzenlemek
  • Kan basıncını ayarlamak
  • Alyuvar yapımını uyarmak

Böbreğin işlevlerinin daha iyi anlaşılması için böbrek fizyolojisinin iyi bilinmesi gerekir.

Atık ürünlerin atılması

Böbrekler yapım-yıkım sonucunda oluşan çeşitli atık ürünleri özellikle protein yapımı ve protein yıkımı sonucunda oluşan üreyi ve nükleik asitlerin yapım-yıkımı sonucunda oluşan ürik asidi, ve suyu vücuttan dışarı atar. Böbreklerin çalışmaması veya işlevini yapamaması durumunda bu atıklar atılamayacağı için sorun teşkil eder.

Vücut dengesinin (Homeostaz) sağlanması

Şematik olarak böbrek

Böbrekler vücut dengesinin sağlanmasında çok büyük önem taşır. İşlevleri arasında:

  • Asit-baz dengesini sağlamak,
  • Kansıvısının, ve vücuttaki değişik bölmelerdeki sıvıların elektrolit derişimlerini düzenlemek,
  • Kan basıncını ayarlamak,
  • Kan hacmini düzenlemek

önemli yer tutar.
Böbrekler bu işlevlerin çoğunu öbür organlarla (özellikle kalp, iç salgı bezleri ve karaciğer) eş güdümlü bir biçimde gerçekleştirir. Böbrekler bu organlarla kandaki hormonlar yoluyla iletişir. Ancak, kan hacmini, basıncını algılama konusunda böbreğin içsel alıcıları bulunmaktadır.
Otoregülasyon mekanizması:Bu mekanizma genel olarak, afferent arteriollerdeki myojenik gerilim reseptörlerinin aktivitesi olarak kabul edilmektedir.Nefronlardaki Macula densa hücreleri Na+ ve Cl düzeyindeki değişikliklere duyarlıdır.Glomeruler hidrostatik basıncın artması ile Glomeruler filtrasyon oranı (GRF) de artar.Bu artış; macula densa’ya gelen Na+ ve Cl oranında da artışa neden olacaktır.Fizyolojik yanıt ise afferent arteriol’ün daralması ve mezangiyum hücrelerinin kontraksiyonudur.

Asit-baz dengesinin düzenlenmesi

Böbrekler kandaki pH’yi, H+ (protonun) ve HCO3- (bikarbonatın) derişimini ayarlayarak küçük bir aralıkta tutar. Bu konuda akciğerle eş güdümlü çalışır. Daha ayrıntılı bilgi için böbrek fizyolojisimaddesine bakınız.

Kan basıncının ayarlanması

Böbrekler kan basıncının düzenlenmesinde önemli rol oynarlar. Kansıvısındaki sodyum derişimi, kan hacmiyle ve dolayısıyla kan basıncıyla yakından ilgilidir. Nefronların içinde sodyumun (ve öbür elektrolitlerin) süzülmesini ve geri emilimini sağlayan yapılar bulunmaktadır. Ayrıca böbreküstü bezlerinin Zona Glomerulosa bölgesinden salgılanan Aldosteron da böbreğin uç borucuklar ve toplama kanalları üzerinde etkisini göstererek kan basıncını ayarlamada önemli bir yer tutar.

Kansıvısı hacmi

Kansıvısının toplam derişimindeki (osmolalite) değişikler hipotalamustaki derişim-alıcılarınca algılanır. Hipotalamusun uzantısı olan hipofiz bezinin arka bölümü kansıvındaki derişimin artması üzerine vazopressin (ADH) salgılar. Bu da böbreklerin toplama kanallarına etkiyerek suyun geri emilimini arttırıp, idrarın daha derişik olmasına neden olur. Böylece böbrek, hipofiz beziyle eş güdümlü bir biçimde çalışarak kansıvısının hacmini dengede tutar.

Hormon salgılamak

Böbrekler eritropoietin (alyuvar yapımını uyaran hormon) salgılar. Ayrıca etkin durumda olmayan vitamin D’yi (önhormon) etkin duruma getirir.

DİYALİZ MAKİNESİ

   Avuç kadar bir et barçası bütün bunları insana hiçbirşey hissettirmeden yapıyor. Böbreğin yapması gereken şeyi insanlar yapacak olsa ortaya şöyle bir alet çıkıyor. O da görevini yaparken insana işkence oluyor.

   Bunda akıl sahipleri için bir ibret vardır. Bu et parçası kendisinin oluşması imkansızdır. Bu aleti bir yapanın olduğu gibi böbreği de bir yapan vardır. İşte O yüce yaratıcı olan Allah’dır.
   Ateist kafa biraz düşünse belki bulacak yaratıcısını. Müslümanlar biraz tefekkür etse Rablerinin büyüklüğünü anlayacak ve çok şükretmeleri gerektiğini idrak edip ibadetlerine önem verecekler.
   Bu arada su içmeyi de ihmal etmeyelim. Böbreğimizi korumamız için bol miktarda su içmemiz gerekiyor…
www.ihvanlar.net

PAYLAŞ