Zilhicce Ayı ilk On günü ve Faziletleri

Yüce Allah buyuruyor:
   “Fecre, on geceye çifte ve teke, geçip giderken geceye yemin ederim ki, akıl sahipleri için bun (lar) da kuşkusuz yemin (değeri) var değil mi?” (Fecr, 1-2-3-4-5)

   Allah (Celle Celaluhu) bu beş âyet-i kerîmede; fecre, on geceye, çifte, teke ve geçip giden geceye yemin ettiğine göre, bunları biraz açalım.

   Fecr: Güneşin irtifâ’ı 19 derecede iken doğu ufkunda nokta şeklinde başlayan beyazlığın yatay çizgi şeklinde dağılmasına fecr-i sâdık (gerçek fecr) denir. Fecr-i sâdıkın başlaması ile yatsı, vitir ve teheccüd namazları ile sahur yemeğinin vakti sona erer ve sabah namazının vakti başlar.

   On gece: Kamerî (İslâmî) ayların on ikincisi ve eşhürü’l-hurum’un (dört saygın ayın) ikincisi olan Zilhicce’nin ilk on günü ve gecesi, diğer günlerinden daha faziletlidir. Çünkü Zilhicce’nin ilk on gününde hac için ihrama girilir, Beytullah (Kâbe) tavaf edilir ve ardından Safâ ile Merve arasında sa’y yapılır.

   Sonra terviye (sekizinci) günü Mina’ya gidilip beş vakit namaz kılınır, arefe (dokuzuncu) günü Arafat’ta vakfe yapılır, aynı gece Müzdelife’ye gidilir ve ertesi (onuncu) bayram günü Mina’da şeytan taşlanıp kurban kesilir ve tıraş olup ihramdan çıkılır. Ayrıca arefe günü sabah namazından bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar “teşrik tekbirleri” getirilir ve kurbanlar kesilir.

   Çift ve tek: Çift ve tek konusunda farklı görüşler olmakla birlikte, sadece bir görüşü aktaralım. Allah (Celle Celaluhu) tek olduğu gibi sıfatları da tektir yani karşıtı yoktur. Örneğin Allah (Celle Celaluhu) Hay’dır yani diridir, karşıtı olan ölüm yoktur. Allah (c.c.) Alîm’dir yani her şeyi bilir, karşıtı olan cehâlet yoktur. Allah (Celle Celaluhu) Kadîr’dir yani her şeye gücü yeter, karşıtı olan âcizlik (güçsüzlük) yoktur.

Geçip giden geceye: Kıyâmetin küçük bir örneği olan gece tüm karanlıkları ile çekip giderken, Sûr üfürülmüş gibi yeryüzünde yeni bir gün, yeni bir hayat başlar ve öncelikle kuşlar yuvasından çıkıp uçuşurken, insanlar da işine gitmeye başlar.

   Allah (Celle Celaluhu) bu konulara dikkatimizi çekmek için bu âyetlere vâv-ı kasem (yemin vavı) ile başlıyor ve sonra “Bun (lar) da kuşkusuz yemin (değeri) var değil mi?” diye soruyor.

   Zilhicce ayının ilk on gecesinin her günü çok değerli olmakla birlikte en değerli olanı, Arafat’ta vakfe yapılan dokuzuncu yani arefe günüdür. Eğer arefe cuma gününe denk gelirse, o zaman yetmiş kat daha değerli olur ve o yılki hac, “hacc-ı ekber” olur.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyuruyor:
   (Ramazan hâriç) başka günlerin hiçbirinde şu günlerde (Zilhiccenin ilk on gününde) yapılan amel-i sâlihten (ibâdetten), Allah katında daha sevimli bir ibâdet yoktur. (Buhârî-Ebû Dâvûd-Tirmizî-İbni Mâce)

 Ebû Katâde radıyallahu anhü diyor ki:
   Resûlüllah’a (Sallallahu aleyhi ve sellem) arefe günü tutulan orucun sevabı soruldu? Buyurdu ki:
    “Hem geçmiş bir yılın hem de gelecek bir yılın (küçük) günahlarına
kefâret olur”. (Müslim-Tirmizî-Ebû Dâvûd-İbni Mâce)

   Ancak hacda olanların, terviye, arefe ve bayram günlerindeki yoğun görevlerini
aksatmamaları için arefe günü oruç tutmamaları daha faziletlidir.

www.ihvanlar.net

PAYLAŞ