Bitik bir profesörün son çırpınışları! – Ahmed Şimşrigil Mustafa Öztürk’ü yazdı

Tefsir Profesörü Mustafa Öztürk, nam-ı diğer “şövalye” hakkında son birkaç ay içinde iki üç yazı kaleme aldım. Akıl almaz hezeyanlarını belirttim. Din-i İslam’a uymayan sözlerine değindim
Hakkımda “Dinime dahleden bari Müselman olsa” başlıklı bir yazı kaleme almış. Dini nedir bilemedim!
Zira kendisine tevdi ettiğim şu suallerin cevabını hiç vermedi!
“Kur’ân-ı kerimde Cenâb-ı Hakk çelişkiler içerisinde” diyen Ömer Özsoy ile “Kur’an-ı kerim’deki bazı kıssalar Hazreti Peygamberin uydurmasıdır ve atılmalıdır” diyen İlhami Güler için “Onların imanı benim imanımdan daha sağlamdır” diye ifade edeceksin;
“Kur’ân kıssalarını tarihî hakikat olarak kabul etmek en büyük yanlıştır” diyeceksin (Bkz. Kıssaların Dili, s. 99);
“Kur’ân-ı kerim gelmese de olurdu veya bugünden daha kötü olmazdı” diyecek ve hâşâ Cenab-ı Hakk’ı abesle iştigal eder göstereceksin;
Kur’ân-ı kerimde cihadla ilgili âyetleri anlatırken, “Bu ifade Allah’ın olamaz, Allah böyle politik bir dil kullanmaz” diyecek ve reddedeceksin; (Bkz. İslâm Kaynaklarında, Geleneğinde ve Günümüzde Cihad, s. 155)
İ’la-yi kelimetullah davasını fakih ve müfessirlerin uydurması olarak gösterecek ve Osmanlı’nın cihadı ile Hıristiyan haçlıların savaşlarını aynı kategoride değerlendireceksin (Bkz. Cihad, s. 215);
Neticede bunları yüzüne çarpan birine de hiçbir cevap vermeyip “Dinime dahleden bari Müselman olsa” diyeceksin…
Söyler misin şövalye hangi dindensin sen? Kabul ettiğin iman esaslarını da sayar mısın? Kur’ân-ı kerime iman nasıl olacak? Peygamberlerin sıfatları nedir? Bilir misin?
Ben itikatta Ehl-i sünnet, amelde Hanefi olan bir Müslümanım. Buna göre ibadetlerimi yaparım. Bunda ne kusur var açıklar mısın?
Bir de şöyle seslenmişsin: “Ey şahıs! Din, Kur’ân kıssaları veya vahyin mahiyeti gibi konularda çoğunluğun benimsediği görüşün aksine görüş beyan etmekle bozulan bir şey değildir. Bu dünyanın üzerinden Bâtınîler (İsmâilîler, Karmatîler) geldi geçti ama bak din hâlâ yerli yerinde duruyor.”
Evet o söylediklerin geldi geçtiler. Onlar da senin gibi idiler. Peki bu sözlerinle Karmatîlerin yapamadığını ben yaparım mı demek istiyorsun? Çoğunluğun benimsediği derken kimdir o çoğunluk söyler misin? Şanlı Peygamber efendimiz için iftirada bulunan bir kişi için, İslam Dairesinde hangi Ehl-i sünnet âliminin sözünün kıymeti olabilir ki? Şu bin dört yüz sene içinde senin sözlerini ifade eden bir Ehl-i sünnet âlimi oldu mu söyle!!!
Haydi bir isim ver!!!
Bin dört yüz sene sonra İslam’ı bir tek sen mi, anladın! Hangi İslam’dan bahsediyorsun?
Senin gibilere eskiler, “kat’ı tarik-i İlahi” derlerdi. İlahiyat fakültelerinde gençlerimizi oryantalistlerin İslam’ı yıktığı fikirlerle besleyeceksin tenkit edilince de rahatsız olacaksın! Öyle yağma yok!
Battıkça batıyorsun şövalye!
Peki, şövalye bütün bu sözlerime cevap vermek yerine yazısında ne yapmış?
Tam olarak, “Men çe guyem, tamburem çe guyed?” (Ben ne söylerim, tamburum ne söyler) nevinden bir yazı kaleme almış.
Hakkımda on yıldır yapılan tezviratı, iftiraları internet sayfalarından toplamış ve hakaretler ederek sıralamış.
Oysa onların hepsinin cevabını verdim ben şövalye. Fakat senin gözün şu an hiçbir şey göremez. Çünkü sinirlenince akıl gidermiş, şaşı bakıyorsun.
CHP’li Bilecik Belediye Başkanı, Sultan Vahideddin hakkında yazdığım bir yazıyı Bilecik Tarih Şeridinden kaldırabilmek için beni intihalcilikle suçladı. Ona bile can simidi diye yapıştın ya şövalye, bittin artık! Benim Vahideddin Han hakkında yazdığım yazıyı da okumuş muydun şövalye?
Bak bir yazımda hatayı kabul ettiğimi de görmüşsün. Merak etme her eksiğimi kabul edecek biriyim ben. Hata olduysa oldu der, özür dilerim. Erdemlik ve adamlık budur. Bundan gocunmam.
Fakat efsane, hurafeci, masalcı, intihalci vs. sözlerine ne diyeyim?
Ben de sana hırsız, arsız, uğursuz diye mi bağırayım?
Öyle bir dil yok bende!
İnternette bebelerin bile inanmadığı iddialardan başka hiç mi yeni bir şey bulamadın. Benim için “Kayı efsaneleri ve hurafelerinden” bir seri çıkarmış demişsin. 11 Kitap 4400 sayfalık Kayı serisinden bari bir hurafe bulup gösterseydin! Ayrıca, “Ceddin deden neslin baban” tarihçiliği diyerek alaya almak çok sakil kalıyor! Her şeyin bir yeri vardır unutma! Okumak zor, sallamak çok kolay oluyor değil mi?
Bak ben okuyorum sayfalarına kadar yazıp cevap istiyorum.
Daha çeşitli kitap ve konferanslarındaki, “Mirac hadisesi tamamıyla kurgudur”; “Namaz üç vakit, ikişer rekattı. Medine döneminde Müslümanlar gevşedi peygamber de aralara hem vakit koydu ve hem de rekatları  arttırdı” ve “Mehmet Akif Ersoy’un dili Kur’ân-ı kerimin dilinden daha tesirli ve etkilidir” şeklindeki zırvalarına da sıra gelmedi. İnkâr etsene bunları şövalye!
Müslüman mahallesinde salyangoz satma!
Bak Şövalye! Senin pespaye kitap diye saldırdığın eser, benim için baş tâcıdır. Onlarca tefsir, hadis ve yüzlerce İslam âliminin eserinden derlenmiştir. Fakat senin gibi, mehazları Rudi Paret, İzutsu, Arberry, Massignon, Watt, Gustav Weil vesaire gibi oryantalist olanlar ne bilsin, ne anlasın! “Karga çöplükten tad alır, bülbüldür gülü arayan…”
Bu arada Kuramer’le hiçbir bağlantım yok demişsin. Montgomery Watt’ın da bağlantısı yok! Fakat bu Anglikan papazının kitabını Kuramer yayınladı. Senin yukarıda saydığım hezeyanlarını da Kuramer kitaplarına sansürsüz koydu. Kuramer’in parasının nereden geldiği benim araştırma sahama girmiyor! Bunları açıklamana gerek yok! O hezeyanlar sitelerinde durduğu ve Montgomery Watt’ın kitapları satıldığı müddetçe Kuramer ve destekçileri vebalden kurtulamayacaktır. Sen onlarla dertlenme! Kargaları dahi güldüren bir açıklamada bulunmuşlar zaten!
Bu arada yazında saldırırken, “adam ol” falan diye de bir ilim adamına hiç yakışmayacak ifadelerle çileden çıkmışsın. Ben adamlığı babamdan aldım şövalye. Böyle ucuz polemiklere, hakaretlere girmem. Ben bir ilim adamı olarak sadece yazılarındaki dine İslam’a uymayan fecaatlere değindim. Hatalarını sıraladım. Senin gibi gazeteme ve daha bilmem kimlere çıldırmış gibi saldırmadım. Şayet öyle yapacaksan sana birçok tüyo daha vereyim. Ben Sinop, Boyabat, Çoraklıyım. Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde altı, Marmara Üniversitesi’nde şu ana kadar 31 sene çalıştım. Cine5’de 4, Lalegül’de 3 yıl, TRT1 ve  TGRT’de de 4’er ay daimi program yaptım. Sayısız dergilerde makaleler kaleme aldım. Boş kaldıkça bunlara da saldırırsın!
Ben ise senin eserlerinden, kitaplarından ve videolarından hareketle söz ve yazılarının İslam’a uymadığını açıkça ifade ediyorum. Cevabın yoksa bari susmayı bil adamlık öğren!
Bir yazında şövalyeliğin erdemlerini sıralayıp benimsediğini belirtmiştin. Şu yazınla gerçek bir şövalye olduğunu da gösterdin. Sinirlenince bütün saydığın erdemler yok oldu gitti. Çok sevdiğin şövalyeler de Müslüman âlemine böyle iftiralarla saldırıyorlardı çünkü!!!  Kur’ân-ı kerime, peygambere hakaretler ediyorlardı. İftihar etmekle öykündüğün o şövalyelerin Maaretun Numan’da çocukları dahi pişirip yediklerini duymuş muydun?
Bana iftiraların hiç mühim değil şövalye..
Yazdıklarınla yüzleşecek ve Müslüman evlatlarını ifsad etmekten vazgeçecek misin onu söyle!!! Yoksa Müslüman mahallesinde salyangoz satma!
TEFEKKÜR
Hidâyet senden olmazsa, dirayet neylesin Yâ Rab!
Arabça bilse de Bû Cehle âyet neylesin Yâ Rab!
                                                   Merzifonlu Cûdi
TÜRKİYE GAZETESİ

PAYLAŞ