Aşure günü bahanesiyle sahabeye hakaretler başladı

Aşure günü yaklaştıkça, ehl-i dalalet ve fırka-ı zillet olan Şia ve yandaşları tarafından, Hazret-i Hüseyin Efendimiz ve Hanedan-ı Ehl-i Beyt-i Mustafa bahanesiyle Ashab-i Kiram’a hakaretler başladı yine. Türkçe ve Türkiye’de yayın yapan kanallarda Kerbelâ bahane edilerek, Hazret-i Ebubekir Efendimize, Hazret-i Ömer Efendimize, Hazret-i Osman Efendimize, Hazret-i Halid bin Velid’e, Hazret-i Muaviye’ye, müminlerin afife, pâk valideleri olan Hazret-i Aişe annemize, Hazret-i Hafsa annemize, Hazret-i Ümmü Habibe annemize alenen tahkir başlamış.

Bu taife-i ihanet, rafizi güruh mezhep devletlerinden tabi güç buluyor da, biz akidesi pâk, Gazneli Mahmud’ların, Sultan Alparslan’ların, Yavuz Selim’lerin torunu olmak iddiasında bulunanlara ne oluyor ki, bu hakaretlere seyirci kalıyoruz.

Türklük ise hanginiz Alparslan, Gazneli Mahmud, Yavuz Selim kadar Türksünüz? Onlar öyle Türklerdi ki akidenin kılıncı olmuşlardı, ehl-i sünnete ve sahabeye dil uzatan kim varsa hakkından gelmişlerdi. Sultan Alparslan buyurdu ki: “Biz Türkler bidat nedir bilmeyiz, pak akide sahibi olduğumuz için Allah bizi aziz kıldı.”Malazgirt Zaferinin sahibi Sultan Alparslan, beylerinden Erdem’in maiyetinde İsmailî inanca sahip birinin çalıştığını öğrenince çok sinirlenmiş ve Erdem’e: “Senin kâtibin olan Hurdâbe dedikleri o adamcağız, Haşhaşî değil midir?” diye sormuş, Erdem Bey: “Ey bendelerinin efendisi, o eğer hep zehir olsa, bu dergâhın sakinlerine ne zarar verebilir ki?” demişti. Huzura getirilen kâtibin Sultan’a Haşhaşî değil Şiî olduğunu söylemesi üzerine Alparslan: “Ey kötü adam, Râfızî mezhebi o kadar iyi midir ki, onu Haşhaşî düşüncene kalkan yapıyorsun?” diyerek kâtibi cezalandırmıştır. Sonra da: “Suç bu adamcağızın değildir, suç kötü inançlı birini kendi hizmetine alan Erdem’indir. Düşmanlarımız aciz kaldıkları müddetçe itaat gösterirler. İşlerde zayıflık zuhur ederse, öç almaya çalışırlar” demiştir. Akide hassasiyeti Türklerin teşkilatlı zaferinin sırrı ve ahiret anahtarıdır. Akide hassasiyeti ve din gayreti olmayan her iş, her oluş, her zafer, her sistem ve her devlet boştur.

Harun Çetin

PAYLAŞ