Neden Türkiye’de Yunan düşmanlığı yerine Osmanlı düşmanlığı vardır?

Aslında soruyu şöyle sormam lazımdı: Türkiye’de bir İngiliz düşmanlığı neden yoktur? Hakikaten neden yoktur İngiliz düşmanlığı? 

Bir kere Osmanlı’yı hasta adam ilan eden İngiltere’dir. 

Osmanlı’nın parçalanması için plan üstüne plan kuran İngiltere’dir. Planlarını adım adım uygulayan ve sonunda Osmanlı’dan kalan topraklar üzerinde imparatorluğunu bir başka deyişle İngiliz Yeni Dünya Düzenini tesis eden İngiltere’dir.

 Mondros Mütarekesi’yle ülkemizi işgal eden ve Yunan palikaryalarını İzmir’den Anadolu’ya süren de İngiltere’dir.

Harp sonuna kadar Yunan-Türk kapışmasını izleyip ardından Lozan’da sazı eline alan ve Musul gibi yağlı lokmaları kursağına koyan devlet de İngiltere’den başkası değildir. 

Anadolu’da binlerce şehidimizin, dulumuzun, yetimimizin kanı İngiltere’nin elindedir. Ama gelin görün ki, Türkiye’de bir İngiliz düşmanlığı mevcut değildir.

Garip, ama çok garip değil mi?

Siz İngiltere’nin yüzsüzlüğüne bakın ki, Lozan’da bizden tazminat istemiştir ciddi ciddi.

Osmanlı Devleti’nin Viyana ve Berlin Deutche Bank şubelerinde 5 milyon altın lira teminatı duruyordu, İngilizler onlara da el koydu ve bir daha bize iade etmedi. 

Yani “haydut devlet” olduğu tescilli. Bir de İngiltere’ye Birinci Dünya Savaşı öncesinde sipariş ettiğimiz dünyanın en büyük dretnotunu(savaş gemisi türü) parasını son kuruşuna kadar ödediğimiz halde teslim etmeyip el koymuş; ‘Vermiyorum var mı diyeceğiniz?’ diye kabadayılık dahi taslamıştır. 

Peki, Lozan’da geri alabildik mi bu paraları? Ne gezer efendim, ne gezer?

Ne 5 milyon altınımızı, ne de Sultan Osman I adlı dretnotumuzun ödediğimiz parasını geri alamadığımız gibi, İngilizler bir de bizden savaşta uğradıkları zararı tazmin etmemizi istemişlerdi. 

Yüzsüzlüğün de bu kadarına pes diyorsunuz, değil mi? 

Haklısınız ama bilin ki alacağınız yok:

Alamadı İsmet Paşa verdi.

Lozan zaten bir “fedakârlıklar, kabuller ve rızalar” antlaşması değil midir? Lozan metninde en çok geçen kelimelerin “rıza, kabul ve fedakârlık” olması manidar değil mi? 

Bu İngilizlere karşı fedakârlıklarımızın fragmanı sadece.

Bir de Yunanların vahşetlerine karşı gösterdiğimiz cemilekârlıklarımız var ki, 32 kısım tekmilini birden yazabilmek cesaret ve sabır ister ki, gazetelerin bunlara pek müsait yerler olmadığı malumdur. 

Yunan Mezaliminin Bedeli 

Neden Yunanların Anadolu’da icra ettikleri şenaat ve fecayi bu kadar unutturuldu millete? Her Allah’ın günü hatırlatılması ve çocukların kafalarına vurula vurula öğretilmesi icap eden Yunanların Anadolu’daki insanlık dışı katliamları hakkında neden bu kadar az şey biliyoruz?

Sebebi, savaştan sonra Yunanistan ile dost olma sürecimizde yatmaktadır.

1930’lu yıllardan itibaren Yunanların İzmir’i işgali bile “Yunan” kelimesi kullanılmadan sadece “düşman” denilerek anlatılmadı mı? Hâlâ böyle anlatılmıyor mu?

Ne demek düşman? Bir adı, sanı yok mu?   İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan, Rus… Hiçbirinin adı yok kitaplarda. Bir düşmandır tutturmuşuz gidiyor. Soyut bir düşman icat etmişiz, “Yunan’ın” adı yok…

Hâlbuki o Yunan ne zulümler yapmış, ne zararlar vermiş, ne kanlar dökmüştü, bunun bilançosunu bile çıkarmıştık Lozan’dan önce. Hem de kim çıkarmıştı? Lozan’a gidecek olan İsmet Paşa. 

Bakın 4 Ekim 1922 tarihli Vakit gazetesine neler demiş Yunan mezalimi hakkında (daha Lozan’a gitmesine birkaç ay olduğuna dikkat edin lütfen):

“Yunan ordusunun Anadolu dâhilinde yaptığı yıkımın bedeli 1 milyar 500 milyon Türk lirasıdır. Yunanlılar sadece Anadolu’da 280 bin ev yakmışlardı. Bir ev en az 1000 lira olduğuna göre, yanan evlerin toplamı 300 milyon lira tutmaktadır.”

“Yunan askerlerinin soygunculuk şeklinde yaptıkları tahribat da müthiştir. Yakmadıkları köy ve şehirleri de soyup soğana çevirmişlerdir. 200 bin Yunan askerinin her biri 1000 lira soygun yaptığına göre toplam 200 milyon lira milli serveti soymuşlardır. Ayrıca işgal bölgelerinde koyun, keçi, sığır namına ne bulmuşlarsa alıp götürmüşlerdir. At ve develere “tekalif-i harbiye” (harp vergisi) olarak el koymuşlardır. Bunların toplamı da milyonları bulmaktadır.

Son olarak zorla Osmanlı nakit paralarını toplamış ve değerinden yüzde 60-70 eksiğine drahmiye çevirmişlerdir. Bunlar hatırlayabildiklerim. Bütün bu zararlarımızı Yunanların yanına bırakmayacağız. Santimine kadar tazminini isteyeceğiz.”

Böyle demişti İsmet Paşa ama Lozan’da Yunanlar tek kuruşları olmadığını söyleyince blöfe razı olmuş ve Mecliste “paraları mı vardı ki isteyelim” diye Yunanları savununca bir vekil yanında oturana “Yunanlıların parası yoksa bizim de yok, bizim de Osmanlı borçlarımızı ödemeseydi” diyecek, arkadaşı da “Biz Paşa’yı Türk dışişleri bakanı olarak gönderdik Lozan’a ama o Yunan dışişleri bakanıymış gibi bize onları savunuyor, tuhaf şey” diye cevap vermişti.

Tam da bunu söylüyorum işte.

Neden Yunan yerine Osmanlı’ya düşman bir nesil yetiştirildiğini buradan çıkarırsınız artık.

PAYLAŞ
Etiketler