Deprem ilahi bir uyarı mıdır?

Yüce Allah buyuruyor:
   Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Çünkü kıyâmet depremi (eşi görülmemiş)
dehşetli bir şeydir. Onu gördüğünüz (deprem olduğu) gün, emzikli kadınlar emzirdiğini (yavrusunu) unutacak ve gebe kadınlar çocuğunu düşürecek. İnsanları sarhoş (gibi dengesiz) göreceksin. Gerçekte onlar sarhoş değiller ama Allah’ın azabı çok şiddetlidir. (Hac – 1 – 2)

 Âyet-i kerîmede ırkı, rengi, dili ve inancı ne olursa olsun, aynı gezegende yaşayan ve aynı kadere ortak olan bütün insanlara “Rabbinizden korkun” (günahlardan titizlikle kaçının) uyarısı yapılıyor ve kıyâmet depreminden bazı örnekler veriliyor.

   Depremler Allah’ın irâdesi dışında meydana gelen başıboş ve kontrolsüz felâket (doğal âfet) değildir. Çünkü en küçük varlıklar olan atomlar ve  atomun çekirdeğindeki nötronlar, protonlar ve elektronlar bile Yüce Allah’ın kesin denetimi ve kontrolü altında olduğu gibi, Yerkabuğu, yerkabuğundaki boşluklar, çöküntüler, fay hatları ve yanardağlar da Yüce Allah’ın kesin denetimi ve kontrolü altındadır. Depremler İlâhi gazab olduğu için âyet-i kerîmede, “Allah’ın azabı çok şiddetlidir” buyuruluyor ve “Rabbinizden korkun” emrine vurgu yapılıyor.
Yüce Allah buyuruyor:

   Siz (nimetlere) şükreder ve (Rabbinize) îman ederseniz, Allah size niye azap etsin ki! Allah şükredenlerin mükâfatını veren, her şeyi bilendir. (Nisâ – 147)
   İnsanlar İlâhi nimetlere şükredip nankörlük etmese (günah işlemese) ve bu nimetleri veren Yüce Rablerine îman edip, son hak din olan İslâmî kurallar doğrultusunda yaşasa, Yerlerin, göklerin tek egemeni ve bütün âlemlerin Rabbi olan Allah kullarına azap eder mi? Gerçekte

   İlâhi nimet olan toprak, su, hava ve ısı (güneş enerjisi) felâkete dönüşür mü?
   Eğer insanlar şükür yerine nankörlük etse ve Allah’tan başka varlıkları rabler edinip son hak din olan İslâm’a sırt çevirse, Yüce Allah yine acele etmez ve kullarına hemen azap etmez. Çünkü düşünüp taşınsınlar ve tevbe edip günahlarından arınsınlar diye onlara zaman tanır ve genelde cezalarını âhiret âlemine erteler.
Ancak!..
   İnsanın doğasına ters düşen bazı günahlar açıkça yapılıp yaygınlaşınca, onların cezasının tamamını âhirete ertelemeyip bir kısmını dünyada da verir ve o zaman, gerçekte İlâhi nimet olan toprak, su, hava ve ısı (güneş enerjisi) İlâhi gazâba dönüşür.

Yüce Allah buyuruyor:
   Hayâsızlığın, çirkin şeylerin (günahların) mü’minlerin arasında yaygınlaşmasını isteyenler için hem dünyada hem de âhirette çok acıklı bir azap vardır. (Nûr – 19)
   Hayâ duygusundan yoksun olanlar ve çıplaklığı çağdaşlık sananlar, çırılçıplak soyunup dışarıda kısa şortlarla dolaşırsa, doğal olarak cinsel dengeler ve aile düzeni bozulur. İnsanın doğasına ve yaradılış amacına ters düşen bu tür çılgınlıklar zamanla yaygınlaşıp korkunç boyutlara ulaşırsa, Bu durum gayretullah’a dokunur ve İlâhi azabın uyarıcı sinyalleri olan doğal dengeler bozulur.
   İnsanlar bu uyarıcı sinyalleri iyi algılasa ve tevbe edip günahlardan kopsa, İlâhi azap kalkar ve doğal dengeler yine düzelir.
  Aksi halde “el-cezâ’ü misl’ü-l-amel” (cezalar günahın misli iledir) kuralınca, toplumlar yaptıkları günahlarına göre farklı azaplarla dünyada da cezalandırılır.

Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
   Zinalar açıkça işlenir ve yaygınlaşırsa, depremler başlar. (Deylemî)
   İnsanı hayvandan ayıran en önemli faktör, nikâh ve aile yapısıdır. Bir toplumda gayr-i meşru cinsel ilişkiler açıkça işlenip yaygınlaşsa, eşler birbirini aldatıp gayr-i meşru cinsel ilişkilerde bulunsa ve aile yuvaları yıkılsa, o toplumun şiddetli depremlerle yıkılması İlâhi adâletin gereğidir.
   Nitekim açıkça sapık cinsel ilişkilerde bulunan Lut kavmi ile çılgınca gayr-i meşru cinsel ilişkiler de bulunan Napoli yakınındaki Pompei halkını şiddetli depremlerle helâk eden Allah, aynı çılgınlıkları yapan toplumları da şiddetli depremlerle helâk eder ve onları dünyada da cezalandırır.

Yüce Allah buyuruyor:
   Gökteki (melek) lerin sizi yere batırmayacağından emin misiniz? O zaman yer şiddetle sarsılıp çalkalanır. (Mülk – 16)
   İnsanlar elektronik cihazlarla havadaki pilotsuz uçakları kumanda edip onları diledikleri şekilde yönlendirdikleri gibi, gökteki melekler de mânevî cihazlarla yerdeki fay hatlarını kumanda edip İlâhi irâde doğrultusunda onları yönlendirirler.

Ahmet Tomor Hocaefendi – İhvanlar.net

PAYLAŞ