İlim talebelerinin dikkat etmesi gereken hususlar

İlim öğrenmek isteyen talebelerin dikkat etmesi gereken bazı hususlar vardır.Bu ilim yolu çok dikkat isteyen yeri gelince zor, meşakkatli ama bir o kadar da mübarek bir yoldur.

Talebe şu sözü hiç unutmamalıdır:
-İlmin başı soğandan acı, sonu ise baldan tatlıdır-

İlim tahsil ederken Niyet
İlim öğrenmek isteyen kimse, tahsile başladığı zaman niyet etmesi lazımdır. Çünkü niyet bütün amellerde esastır.
Talebenin niyeti dünya ile ilgili bir menfaat elde etmek yahut devlet kadrolarında yer almak, devlet adamlarına yakın olmak düşüncesine dayalı olmamalıdır.İlim öğrenmekle insanların kendisine yönelmelerini, değer vermelerini, tazim etmelerini düşünmemelidir.
Talebenin maksadı; Allah rızasını kazanmak, ahiret yurdunu elde etmek, önce kendisinden-sonra başkalarından cahilliği gidermek, islam dinini yaşatmak ve kıyamete kadar devamını sağlamak olmalıdır.

İmamı Hammad b. İbrahim, talebesi olan İmamı Azam Ebu Hanife’ye öğretimin gayesi konusunda şu şiiri yazdırmıştır:
”Kim ilmi, ahireti kazanmak için öğrenirse doğru yolda kurtuluşa erer.
İnsanlar nazarında değer kazanmak için tahsil görenlere ise yazıklar olsun.”

İyiliği emretmek, kötülükten sakındırma, hakkı geçerli kılmak, kendi nefsani arzularını değilde, dini yüceltmek için bir makama talip olmakta sakınca yoktur.
Talebe bunu iyi düşünmelidir. Çünkü o ilimi çok meşakkat ile elde etmiştir.O ilmi değeri az olan, fani ve hakir olan dünya için sarfetmemelidir.

Eğer Mümkünse Hocasını Seçmelidir
Talebe ilme başlamadan, ilmi seviyesi yüksek olan bir hocayı seçmelidir.Seçeceği hoca, insanların Allah’tan en çok korkanı ve tecrübeli olanı olmalıdır.İlim öğrenmek en güç en önemli işlerdendir.Öğreneceği ilim onun hayatı boyunca sermayesi olacaktır.Bu sebeple çok dikkat etmelidir.
-Düşünmeden, araştırmadan yanlış bir alimin peşine takılırsan yanlış bilgiler alabileceğin gibi ömrünüde zayi etmiş olursun.-

Bir Hocada Sonuna Kadar Sabretmek
Hoca seçimi öyle olmalıdır ki hoca; vereceği ilimleri tam olarak tahsil etmiş ve mümkünse tecrübeli olmalıdır.Çünkü ilmin bereketi devamlılıktadır. Nakıs olan bir hocada devam edebilmek mümkün olamayacağından veya eksik olacağından her iki durumda da talebe zararlı çıkacaktır.
Sabır ve sebat bütün işlerin üzerine bina edildiği büyük bir temeldir fakat bulunması azdır.
Talebe bir hocanın ders halkasında sonuna kadar sabır ve sebat etmesi, bir kitabı sonuna kadar okuyup noksan bırakmaması, ilim dallarından birini iyi bir şekilde öğrenmeden, diğer bir ilmin öğrenimine geçmemesi, bir belde de ilim tahsilini bitirmeden başka bir beldeye gitmemesi gerekir.
Zira alınacak bilgileri tamamlamadan başka bir hocaya geçmek, bir kitabı bitirmeden başka bir kitaba geçmek, bir ilim dalını mükemmel bir şekilde bitirmeden başka bir ilim dalına geçmek öğrenmenin gayesini dağıtır, kalbi meşgul eder, vakitlerin zayi olmasına sebep olur.

Öğrenim Esnasında İyi Arkadaş Edinmek
Talebenin arkadaşlık edeceği kişide şu özellikler bulunmalıdr.
1-Çalışkan arkadaş
2-Takva sahibi, Allah’tan korkan arkadaş,
3-Güzel huylu arkadaş
4-Anlayışlı arkadaş
5-Tenbel olmayan ve zamanını boşa harcamayan arkadaş,
6-Çok konuşup gevezelik yapmayan arkadaş,
7-Fitne ve fesad olmayan arkadaş.

Bir kimsenin iyi veya kötü olduğunu sorma arkadaşına bak.Zira arkadaş arkadaşa uyar.
Tenbel kişiler ile arkadaş olma, nice iyi kimseler vardır ki arkadaşının kötülüğü ile bozulur.
Ahmak kimsenin ahmaklığı, zeki ve akıllı kimselere süratle geçer.

Ayrıca talebeler karşılıklı olarak birbirlerine saygı göstermelidirler.Birbirlerinin haklarını gözetmelidirler.Birbirlerine hoşgörülü olmalıdırlar.Hakka tecavüzden sakınmalıdırlar.

İlim ve İlim Ehline Saygı Göstermek
Şu bir gerçektir ki, talebe ilme ve ilim adamlarına ve hocalarına saygı göstermedikçe ilme ulaşamaz. Ulaşsa da elde ettiği bilgiden faydalanamaz.
İlim taleb edip maksadına ulaşanlar ancak saygı ile ulaşmışlardır.

Talebenin Hocasına Saygı Adabı
Hocaya saygı ilme saygı göstermek demektir.Çünkü hocanın ilmi karşısında diz çökülür ve ondan ilmi taleb edilir. İmam Şirazi Hazretleri şöyle buyurdu;
”Hocalarımız buyurdular ki; oğlunun alim olmasını isteyen kimse, garip kalmış alimleri gözetmeli, onlara ikram etmeli, saygı gösterip malı ile desteklemelidir.Böyle yaparsa o kişinin oğlu veya torunu veya daha sonra gelecek olan nesli alim olur.”

Talebenin Hoca Karşısındaki Tavırları
1-Saygı gereği hocasının önünden yürümemelidir.
2-Hocasının yerine, makamına oturmamalıdır.
3-İzin verilmedikçe hocasının yanında konuşmamalıdır.
4-İzin verilince çok konuşup sözü uzatmamalıdır.
5-Bıkkınlık zamanlarında hocaya bir şey sormamalı, müsait bir zaman gözetmelidir.
6-Derse vaktinde girmelidir.
7-Hocanın gönlünü kazanmalıi hoşlanmadığı işlerden sakınmalıdır.
8-Allah’a isyanı gerektirmeyen işlerde, emirlerini yerine getirmelidir.Ancak Allah’a isyan söz konusu olduğu yerlerde kula itaat yoktur.
9-Hocasına saygısı nedeniyle hocanın akrabaların da iyi davranmalıdır.

Kadı İmam Fahrudiin Ersebendi Mevr şehrindeki alimlerin reisi idi.Devrinin sultanı kendisine son derece saygı gösterirdi.Kendisi bunun sebebini şöyle açıklıyordu:
‘Bu şerefe hocama saygı göstermem sebebiyle ulaşım.Zira hocamın hizmetinde bulunur, yemeğini pişirir, fakat bu pişirdiğim yemekten yemezdim.Bunu sadece ona olan saygımdan ötürü yapardım.”
Hocasını gücendiren talebe öğrendiği ilmin bereketinden mahrum olur.Bu ilimden çok az faydalanır.

Talebenin Kitaba Karşı Olan Saygısı
Kitaba karşı saygılı olmakta ilme saygının gereğidir. Talebe abdestsiz olarak kitaplarını eline almamalıdır. Çünkü ilim nurdur, abdest de nurdur.Abdest sebebiyle ilmin nuru daha da artar.
Talebe kitaplara karşı ayak uzatmamalıdır. Tefsir kitaplarını diğer kitapların üzerine koymalıdır.Kitap üzerine ise başka bir şey koymamalıdır.
Talebe kitaba ve mürekkebe karşı edep gözeterek notlarını güzel yazı ile almalıdır. İnce yazı yazmamalı, ince yazılar üzerine de not almamalıdır. Ayrıca notlarını biraz büyük harfler ile almalıdır ki yaşlanıp gözlerinin feri kaybolduğunda okuyabilsin…

İlim Öğrenmede ki Diğer Prensipler
*Yaltaklanmak kötü bir ahlaktır ancak talebe faydalanabilmek için gerekirse ayaklarına kapanmalıdır.
*İlim ve hikmet öğrenecek talebe, bir meseleyi veya kelimeyi hocasından bin kere duysa bile yine onu saygı ile dinlemelidir.
*Talebe zaruret olmadıkça derste hocasına yakın oturmamalıdır. Bilakis hoca ile talebe arasında belli bir mesafe bulunmalıdır. Çünkü böyle bir mesafenin bulunması saygılı olmaya daha yakındır.
*Talebe dini yönden kötü sayılan huylardan ve davranışlardan sakınmalıdır.
*İlim taleb eden kişi kibirden ve kendini beğenmekten uzak durmalıdır.
*Talebe gücünün yettiği ölçüde dünya işleri ile ilgisini azaltmalıdır.İlim adamları bu sebepten ötürü daima insanlardan ayrı bulunmayı tercih etmişlerdir.
*Talebe uykudan feragat etmelidir.Bu hususta şöyle denmiştir: Yüksek makamlar, çekilen sıkıntılar ölçüsünde elde edilir. Yükseklik isteyen kişi gece uykusuz kalmalıdır.Hem yücelik istiyorsun hem de gece uyuyorsun; İnci arayan denize dalmalıdır.
*Herkes nefsini hayırlı işler ile meşgul etmelidir ki nefsi kendi işleri meşgul olmasın!.
*Talebe kötü zandan da kaçınmalıdır. Zira bu düşmanlığın kaynağıdır. Ve helal değildir.
*İlim taleb eden bir kişi anne ve babasını razı etmeli, onların hayır dualarını almalıdır.
*Talebe dünyadaki en cahil kişinin kendisi olduğu hükmü ile hareket etmelidir.
*Talebe öğrendiği ilimler için Allah’a şükretmeli ve bu ilmin kendisine bir emanet olduğunun şuurunda olmalıdır.

Kürt olarak akşamladım, Arap olarak sabahladım
Ebu Abdullah el-Müştehir Hazretleri, Şirazlı bir kürt taifesindendir. Cenab-ı Allah ona ilmi ledun bahşetmek istemiş.
Bir gün Şiraz medreselerinden birine geldi.Medrese de talebeler ilim mevzuunda konuşmalar yapıyorlar, bazı hususlarda tartışıyorlardı.Talebelerin ilim öğrenmek için gayret etmeleri çok hoşuna gitti ve bir meseleyi öğrenmek için sordu.Onun bu safça yani basit bir şeyi sormasına talebeler gülüştüler. O da:
‘Bende sizin öğrendiğiniz ilimlerden bir ilim öğrenmek isterim, bana bir yol gösterin” dedi.Talebeler alay edercesine on şöyle dediler:
”Eğer alim olmak istersen evinin tavanına bir ip bağla, ayağını ipe sıkıca bağlayıp kendini baş aşağı sallandır.Ve her sallanışta ‘sarı renkli demir’ veya ‘aslan yelesi’ de. Böylece ilim kapıları sana açılır.” dediler.
Ebu Abdullah Müştehir Hazretleri talebelerin kendisiyle alay ettiklerini hiç aklına bile getirmeden doğru eve gitti.Onların dediklerini aynen yaptı ve her sallanışta onların dedikleri şeyi söyledi.
İyi niyetle onun bu şekilde yapması Allah’ın hoşuna gitti ki, seher vakti olduğunda ilim kapıları kendisine açıldı. Zahir ve batın bütün ilimler ona malum oldu. Bir çok alimin halletmekte zorluk çektiği meselelerde o hiç zorlanmadan hüküm veriyordu.
İşte ”Emseytu kürdiyyen, esbahtu arabiyyen” Kürt olarak akşamladım, arap olarak sabahladım sözünü bu hadiseden sonra söylediği rivayet olunur.

Talebelerin hürmetine rızıklanıyoruz
Enes (radıyallahu anh) anlatıyor:Resulullah Efendimizin zamanında iki kardeş vardı. Bunlardan birisi ailesinin geçimini temin ederdi, diğeri de Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in yanından ayrılmayarak bir şeyler öğrenmeye çalışırdı.Ailesinin geçimini temin eden, kerdeşini Rasulullah’a şikayet etti.Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ona:
‘Ne malum onun yüzü suyu hürmetine geçiminizi temin etmediğiniz” buyurdu…

www.ihvanlar.net

PAYLAŞ