RAMAZAN AYINDA NE YAPMALI NE YAPMAMALI

   Bir ramazan ayına daha bizleri ulaştıran Rabbimize şükürler olsun. İçinde kadir gecesi bulunan bu aya erişebilmek herkese nasip olmadı. Ahirete göçenler bu günleri göremedi.

   O halde Ramazan-ı şerif’in faziletlerini elde etmek için bize verilen bu fırsatı iyi değrlendirmemiz gerekiyor.

   Geçen Ramazanda yanımızda olup bu ramazana kavuşamayanlar var. Bize nasip olmuş içerisinde bin aydan daha hayırlı bir gece bulunan bu aya kavuşmak. O halde kıymetini bilelim. Son ramazanımız gibi değerlendirmeye çalışalım.

NE YAPMALI?
   Oruçlu olmamız zaten başlı başına bir ibadet. Oruçlunun uykusu da bir ibadet. Ancak gündüzlerini uyuyarak geçirmek de Salih kulların işi değildir. Bize yakışmaz.

   Gece sahura kalktığımızda mutlaka nafile namaz kılalım.

   Mümkünse gecenin o saatinde televizyon ile değil zikrullah ile meşgul olalım. Arkadaşlar bu sahur programlarından fayda gelmez. Alalım elimize tesbihi ve tövbe istiğfar ile başlayıp kelime-i tevhid ile devam edelim. Salavatlar ile Peygamberimize selam gönderelim.

   İşrak, kuşluk, evvabin gibi namazlarımıza daha bir ehemmiyet gösterelim.

   Mutlaka bir Kur’an-ı Kerim hatmi indirelim. Eğer okuyamıyorsak dinleyerek ve takip ederek bir hatim indirelim.

   Çalışan kardeşlerimiz bu sıcaklara rağmen oruç tutuyorlar. Onlara Allah’u Teala kolaylık versin. Onların ecri muhakkak ki kat kat olacaktır. Eve zaten yorgun argın gelen bu kardeşlerimiz yine mümkünse bir hatim indirmelidir. Teravih namazı kılmaları da zaten geceyi ihya etmeleri demektir.

   Yanımızda bir tesbih bulunduralım. Boş kaldığımız vakitlerde çıkaralım ve Rabbimizi zikretmeye başlayalım. Ototbüste, durakta, evde, arabada… Boş durmayalım…

   Ümmeti Muhammed’in selameti, yükselmesi, muzzafferiyatı, kariflerin ve ehli sünnet düşmanlarının zilleti için gece ve gündüz özellikle iftar vaktinde dua edelim. Memleketlerinde zulüm gören kardeşlerimizi, kafirler ile harb eden mücahidleri de dualarımızda unutmayalım.

TELEVİZYONU KALDIRIN, iNTERNETİ AZALTIN
   Değerli gönül dostları!

  Büyük Şeytanlar Ramazan’da bağlanıyor ama televizyon denen kutu ve avucumuzdaki internet onu aratır cinsten daha şerli hale geldi. Bir bakayım, bir hocayı açayım, iftarı hocayla bekleyeyim derken oradan oraya zap yaparsınız, sayfalardan sayfalara, paylaşımdan paylaşımlara hem vakit kaybedersiniz hem de karşınıza çıkan na mahremler, boş maleyani işlerle saf altın değerinde olan dakikalarınızı, saatlerini heba edersiniz. Dolayısıyla bu ramazanda bir karar verelim. Ve Televizyonu evin bir köşesine bu aya mahsus hiç açmamak üzere kaldıralım. İnterneti belki kapatamayız ama en azından ihtiyaç olduğu kadar girelim.

Gündemin kısır tartışmalarına dalmayalım.

   Bakalım hayatımızda neler değişiyor. Herkes ailesiyle bir karar alsın ve uygulamaya koysun. Sonuçları buradan paylaşalım inşaAllah..

NELER YAPMAMALI?
   Hani büyükler der ya: “Çuvalı doldurmak için önce çuvalın altını dikeceksin” Biz de ibadetlerimizi artırarak yapacağız ama önce Ramazan ayının ve orucunun faziletinden mahrum bırakan günahları terk edeceğiz.

   Yaz  aylarında cadde ve sokaklar yürünmez hale geldi. Mümkün olduğu kadar sokağa adım atmamak gerekiyor. Çünkü insan gözünü nereye kaçırırsa kaçırsın haram ile karşılaşıyor. Bu da ister istemez manevi huzuru etkiliyor. Hayat devam ediyor ama mutlaka çıkacağız, o halde harama bakmamaya çalışacağız.

   Her zaman sakındığımız yalandan, dedikodu, gıybet, kul hakkı gibi amel defterini yakıp kül edecek haramlardan bu ayda aslandan kaçar gibi kaçmalıyız.

  İnsanlarla söz dalaşına bile girmemeli, kavga etmemeli, çekişmemeliyiz. Size saldıran biri olması halinde ne diyeceğinizi zaten biliyorsunuz: “Ben oruçluyum.”
   “Hiçbiriniz, oruçlu olduğu gün çirkin söz söylemesin ve kimse ile çekişmesin. Eğer biri kendisine söver veya çatarsa, ‘ben oruçluyum desin’(Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163. Ayrıca bk. Nesâî, Sıyâm 42)
   İki adam ışıklarda trafik yüzünden birbirlerine saydırıyorlar. Biri öbürüne küfrediyor ve diyor ki: “oruç ağız beni sövdürüyorsun” Halbuki orucun insanı sakinleştirmesi lazım, bir huzur, sükunet vermesi lazım. Dili kötü sözden, kalbi fena düşüncelerden koruması lazım. Elleri ve ayakları haramdan koruması lazım.

   O halde Müslümanlar bu Ramazan-ı Şerif’i fırsat bilerek yeni bir başlangıç yapalım. Ruhumuzu, kalbimizi, gönlümüzü kir ve pasaktan arındıralım.

www.ihvanlar.net

PAYLAŞ