Dört mezhep fıkhının okutulduğu medrese: Müstansıriyye

Medreseler, İslam uygarlığında yükseköğrenimin gerçekleştirildiği en önemli kurumlardır. İslami ilimlerin yanı sıra fenni bilimlerin de öğreniminin sağlandığı medreseler, tarihin en büyük âlimlerine ev sahipliği yapmışlardır. 13. yüzyılda Bağdat’ta inşa edilen Müstansıriyye Medresesi, İslam uygarlığında inşa edilen en büyük medrese olarak bilinir. Kur’an, hadis, fıkıh gibi alanların yanı sıra tıp eğitiminin de verildiği bu medrese, dört farklı mezhebin fıkıh anlayışına göre müfredat belirlemiştir.

MÜSTANSIRİYYE MEDRESESİ NE ZAMAN KURULDU?

MÜSTANSIRİYYE MEDRESESİ NE ZAMAN KURULDU?
1228 yılında Bağdat’ta Dicle kıyısına kurulan Müstansıriyye Medresesi, İslam uygarlığında inşa edilen en büyük medrese olarak biliniyor.🔸 Dört mezhep fıkhının da okutulduğu, Kur’an-ı Kerim, hadis ve tıp alanlarında yükseköğretim eğitimi veren bu medrese, üniversite özelliğine sahip olan ilk müessese olarak kabul edilmiştir.🔸 Dönemin Abbasi halifesi Müstansır-Billâh tarafından yaptırılan medresenin inşası, 5 yılda tamamlanmıştır.🔸 6 Nisan 1234 tarihinde Halife Müstansır-Billâh’ın katıldığı, devrin meşhur şairlerinin medreseyi öven şiirler okuduğu, kuruluşunda emek verenlere ve medrese hocalarına şeref elbiselerinin giydirildiği, devletin ileri gelenleri ve halkın iştirakiyle büyük bir merasimle birlikte açılışı yapılmıştır.🔸 Bağdat’ın en merkezi yeri olan Dicle’nin doğusunda, Me’mûn köprüsüne 100 metre mesafede ve halife sarayının hemen yanındadır.
📌MÜSTANSIR-BİLLÂH KİMDİR?🔸 1226-1242 yılları arasında Abbasi halifesi olarak görev yapan Müstansır-Billâh, 1192 yılında doğdu. Babası Abbasi halifesi Zâhir-Biemrillah, annesi Türk asıllı bir cariyedir.🔸 Çocukluk ve gençlik yıllarını kendisiyle yakından ilgilenen, zekâsı, dindarlığı ve kötülüklerden uzak durması dolayısıyla ona “kadı” diyen dedesinin gözetiminde geçirmiş; babasının ölümünün ardından halife ilan edilmiştir.🔸 Doğu İslam dünyasının Moğol tehdidine maruz kaldığı bir dönemde halifelik yapan Müstansır-Billâh, kendisine tâbi Müslüman hükümdarlarla iyi ilişkiler kurmuş, birbirine düşen Mısır ve Suriye Eyyûbî meliklerini barıştırmaya çalışmıştır.🔸 İmar faaliyetlerine de büyük önem veren Müstansır, Bağdat’ta camiler, medreseler, ribâtlar, hanlar ve köprüler inşa ettirmiştir.
  • 2

İSLAM MİMARİSİNİN EN SEÇKİN ÖRNEKLERİNDEN

İSLAM MİMARİSİNİN EN SEÇKİN ÖRNEKLERİNDEN
Müstansıriyye Medresesi, mimari açıdan kendine has özellikler taşır; planı ve ihtişamı ile İslam mimarisinin en seçkin örneklerinden biri kabul edilir.🔸 Medrese, sarayın malî işlerine bakan vezir Müeyyedüddin İbnü’l-Alkamî gözetiminde inşa edilmiştir.🔸 Dört mezhebin her biri için bölümlerin yer aldığı yapı, dikdörtgen planlıdır ve tuğladan inşa edilmiş eyvanlar, odalar ve koridorlarla çevrelenmiştir.🔸 İç avlunun ortasına suyu yer altı kanalları ile Dicle’den getirilen bir havuz yapılmış; bu su aynı zamanda farklı bir kanalla medresenin arkasında bulunan çarşıya ulaştırılmıştır.🔸 Dicle nehrinin zaman zaman taşması nedeniyle medresenin zarar görmemesi için nehrin bu kısmına bir set yapılmıştır.
  • 3

FARKLI MEZHEPLERE YER TESİS EDİLMİŞTİ

FARKLI MEZHEPLERE YER TESİS EDİLMİŞTİ
Medrese binasının kuzeye bakan kısmının ortasında büyük bir taç kapı vardır ve bezemelerle süslü iç içe pervazlardan meydana gelen kemerin içinde kabartma kitabe yer alır.🔸 Bu kitabede, ince işlemelerin arasında on satırlık sülüs yazı ile medresenin inşa nedeni, banisinin adı ve onun için dua bulunur.🔸 Girişin tam karşısında mescid olarak planlanmış; alt katta kıbleye göre mescidin sağındaki bölüm Şafiilere, solundaki bölüm Hanefilere tahsis edilmişti.🔸 Taç kapıdan girildiğinde sağdaki bölüm Hanbelilere, Hanefilerin karşısına düşen soldaki bölüm ise Maliki mezhebi mensuplarına ayrılmıştı.🔸 Dikdörtgen avlunun dar kenarlarının ortalarında yer alan eyvanlardan doğudaki Hanefilere, batıdaki Şafiilere aitti.* Eyvan: Üstü çoğunlukla örtülü; üç tarafı kapalı, bir tarafı tamamen açık mimari birimdir.
  • 4

HALİFE DERSLERİ TAKİP EDERDİ

HALİFE DERSLERİ TAKİP EDERDİ
Her katta 39 küçük oda, orta büyüklükte birkaç oda ile çatısında ışık ve hava için penceresi olan yüksek tavanlı 12 büyük oda bulunmaktaydı.🔸 Öğrencilerin ikameti için yapılmış olan odaların kapıları, revak şeklindeki koridora açılırdı.🔸 Medresenin doğu bölümünde Hanefilere tahsis edilen eyvanın arka kısmında dershane, kütüphane ve medrese idaresinin bulunduğu büyük salonlar mevcuttu.🔸 Bu bölümde ayrıca Halife Müstansır-Billâh’ın dersleri takip etmek istediğinde girdiği, binanın doğu duvarı dışından açılmış küçük bir kapı vardı.
  • 5

GÜRÜLTÜ, SOĞUK VE SICAĞA KARŞI ÖNLEM ALINMIŞTI

GÜRÜLTÜ, SOĞUK VE SICAĞA KARŞI ÖNLEM ALINMIŞTI
Hanbelî ve Maliki mezheplerine tahsis edilen köşelerde derslikler dışında Şafii bölümünün köşesinde yer alan büyük odalarda hadis eğitiminin verildiği tahmin edilmektedir.🔸 Yanlarında ise daha küçük yaşta öğrencilerin ders gördüğü ve kıraat sesli yapıldığı için diğer iki eyvanın aksine avluya değil dışa bakan dârülkurra bulunmaktadır.🔸 Medrese gürültüye, soğuk ve sıcağa karşı 2 metreyi aşan dış duvarlarla çevrilmiştir.🔸 Eyvanların tonozlu tavanları küçüklü büyüklü yıldız ve bitki motifleriyle bezenmiştir.🔸 Binanın dış duvarında kabartma geometrik motiflerin bir dekor oluşturduğu tuğlalar kullanılmıştır.🔸 Dış cephede özellikle Dicle nehrine bakan kısımda büyük kuşak halinde yazılar bulunur.🔸 Bunların önemli bir kısmı Sultan Abdülaziz zamanında 1865’te yenilenmiştir.🔸 İnce bir işçilikle sanatkârane geometrik ve bitkisel motiflerle bezenen duvarlar, kapı ve pencere pervazları göz alıcı güzelliktedir ve süslemelerde kireç ya da sıva kullanılmamıştır.
  • 6

MEDRESEDE TIP EĞİTİMİ DE VERİLİYORDU

MEDRESEDE TIP EĞİTİMİ DE VERİLİYORDU
Müstansıriyye medresesinde, hadis eğitiminin verildiği darülhadis, Kur’an-ı Kerim ve kıraat öğretilen, hâfız yetiştirilen dârülkurra ve kütüphane bulunuyordu.🔸 Bununla beraber tıp eğitimi verilen dârüttıb, medrese yakınında yapılan ayrı bir eyvanda bulunuyordu.🔸 Tarihçi ve muhaddis İbnü’l Fuvatî, bu eyvanın 1235’te tamamlandığını, burada bir hekimin öğrencileriyle oturup tıp ilmiyle meşgul olduğunu ve hastaları muayene ettiğini yazmıştır. Buradaki duvarda bulunan su saati hakkında da bilgi vermiştir.🔸 Vakıf defterlerinde hastalar için ilaç teminiyle ilgili yazıdan, medresede bir eczanenin bulunduğu da anlaşılmıştır.🔸 Bunların dışında medrese bünyesinde bir hamam da yapılmış ancak yeri ve yapısı hakkında bilgi verilmemiştir.🔍 Fikriyat’ın podcast uygulaması için tıklayın
  • 7

160 DEVE İLE TAŞINAN 80 BİN CİLT KİTAP

160 DEVE İLE TAŞINAN 80 BİN CİLT KİTAP
Medreseyi yaptıran Halife Müstansır-Billâh’ın kütüphaneye 160 deve ile taşınan 80 bin cilt kitap bağışladığı rivayet edilmiştir.🔸 Kütüphane görevlilerinin yiyecek ihtiyaçları burada karşılanmış; aylık 10 dinar maaş alan bir kütüphane sorumlusu, 3 dinar maaş alan bir memur ve 1 dinar alan bir münâvil istihdam edilmiştir.🔸 Medrese kütüphanesinde kitaplardan faydalanmak isteyenlere ödünç kitap verme hizmeti sağlanmıştır.🔸 Hâzinü’l-kütüb olarak adlandırılan kütüphane sorumlularından İbnü’l-Fuvatî ile İbnü’s-Sâî gibi meşhur âlimler de çıkmıştır.* Münâvil: Kütüphanelerde kitap bulma tekniğini bilmeyen okuyuculara, kitapların raflardaki yerini göstermek veya kitapları dolaplardan alıp, okuyuculara getirmekle vazifeli kimselerdir.
  • 8

DÖRT MEZHEBE DE AYRI İHTİMAM GÖSTERİLİRDİ

DÖRT MEZHEBE DE AYRI İHTİMAM GÖSTERİLİRDİ
Dört büyük mezhepte eğitim verilen medresede, her mezhep için 1 müderris, 4 müderris yardımcısı ve 62 fıkıh öğrencisi mevcuttu.🔸 Medresenin İslami ilimler alanında yükseköğrenim gören öğrenci mevcudu 268’i buluyordu.🔸 Bu öğrencilerin yeme içme ve barınma ihtiyaçları karşılanıyor; kendilerine aylık 2 dinar da burs veriliyordu.🔸 Müderrislerin maaşları ise 12 dinardı ve misafirlerinin ihtiyaçlarını karşılayacak kadar da erzak sağlanmaktaydı.🔸 Müderrislerin bulunmadığı zamanlarda dersleri müderris yardımcısı olan muîdler verirdi ve maaşları aylık 3 dinardı.🔸 Ortaçağ’ın en büyük seyyahı İbn Battûta’nın Seyahatname‘sinde anlattığına göre muîdler, ahşaptan küçük bir kubbe altında üzerinde yaygılar bulunan kürsüde ders veren müderrisin iki yanında oturur, hocanın anlattığı dersleri daha sonra öğrencilerle müzakere ederlerdi.

📌İBN BATTÛTA KİMDİR?🔸 İbn Battûta, doğduğu şehirden 22 yaşında hac niyetiyle yola çıkmış ve 28 yıl boyunca dünyanın birçok yerine seyahat etmişti.🔸 Gezileri boyunca pek çok farklı coğrafyanın yaşamına tanıklık eden İbn Battûta, bu seyahatlerini Er-Rıhle adlı eserinde toplamış; o dönemin devlet ve toplum yapılarına, inanç ve adetlerine, doğal özellik ve ürünlerine ayna tutmuştu.🔸 Dünyanın büyük gezgini sayılan Marko Polo’yu seyahatleri ve aktardığı bilgilerle geride bırakmıştı.
  • 9

ÖĞRETİM KADROSU 29 KİŞİDEN OLUŞUYORDU

ÖĞRETİM KADROSU 29 KİŞİDEN OLUŞUYORDU
Medresede eğitim gören öğrencilerin sayısı, gördükleri eğitimin muhtevası ve onlara verilen burs, vakfiye kayıtlarına yazılmıştır.🔸 Bu kayıtlara göre Darülkurra’da 30 yetim çocuğa Kur’an-ı Kerim dersleri veren ve ayda 3 dinar maaş alan bir kıraat hocası ve bir de 1 dinar 20 kırat maaş alan bir muîd bulunmaktadır.🔸 Öğrencilerin günlük yiyecekleri karşılanmakta; her birine 13 kırat 1 habbe harçlık verilmektedir.🔸 Darülhadis’te ise 10 öğrenciye cumartesi, pazartesi ve perşembe olmak üzere haftada üç gün hadis dersi verilmekte ve aylık 3 dinar maaş alan bir şeyhü’l hadis ve 2 hadis görevlisi bulunmaktadır.🔸 Dârüttıb’da ise bir doktor ve 10 tıp öğrencisi mevcuttur.🔸 Bunların dışında medresede bir nahiv ve bir matematik müderrisi bulunmakta; medresenin öğretim kadrosu toplamda 29 kişiden oluşmaktadır.🔸 Ayrıca imam, müezzin, aşçı ve diğer hizmetliler de medresede görev yapmaktadır.
  • 10

‘MÜSTANSIRİYYE EN ESKİ ARAP-İSLAM ÜNİVERSİTESİ’

‘MÜSTANSIRİYYE EN ESKİ ARAP-İSLAM ÜNİVERSİTESİ’
Prof. Dr. Fuat Sezgin, İslam’da Bilim ve Teknik adlı eserinde buranın tıbbın ve matematiksel bilimler öğretiminin de eşlik ettiği en eski Arap-İslam üniversitesi olabileceğini söylemiştir.🔸 Müstansıriyye Medresesi, tarihte gerçekleşen bazı olaylar nedeniyle zaman zaman eğitime ara vermek zorunda kalmıştır.🔸 1258 yılında Moğol hükümdarı Hülâgû; 1392 ve 1401 yıllarında Timur’un Bağdat’ı işgali zamanında medresede eğitim sekteye uğramıştır.🔸 Bu dönemlerde eğitim kadrosunda bulunan âlimlerin bir kısmı Suriye, Hicaz ve Mısır’a gitmiş ve öğretim kadrosu zayıflamıştır.🔸 Ayrıca Timur, Bağdat’ta bulunan ulema ve sanatkârların bir kısmını Semerkant’a götürmüştür.🔸 İlerleyen zamanlarda medrese yavaş yavaş fonksiyonunu yitirmiş ve bu yapı Kanuni Sultan Süleyman’ın Bağdat’ı fethi sırasında askeri amaçlarla kullanılmıştır.🔸 Medresenin ilim amacıyla kullanılmasına dair son bilgi 1671 yılına aittir. Sonrasında han, gümrük, depo ya da askeri amaçlarla medrese binasından istifade edilmiştir.

PAYLAŞ