İmân Ehlinin Amelleriyle üstün oluşu hadisleri Arapça Türkçe

باب تَفَاضُلِ أَهْلِ الإِيمَانِ فِي الأَعْمَالِ

حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ، قَالَ حَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ عَمْرِو بْنِ يَحْيَى الْمَازِنِيِّ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، رضى اللّه عنه ـ عَنِ النَّبِيِّ صلى اللّه عليه وسلم قَالَ

‏ يَدْخُلُ أَهْلُ الْجَنَّةِ الْجَنَّةَ، وَأَهْلُ النَّارِ النَّارَ، ثُمَّ يَقُولُ اللّه تَعَالَى أَخْرِجُوا مَنْ كَانَ فِي قَلْبِهِ مِثْقَالُ حَبَّةٍ مِنْ خَرْدَلٍ مِنْ إِيمَانٍ‏.‏ فَيُخْرَجُونَ مِنْهَا قَدِ اسْوَدُّوا فَيُلْقَوْنَ فِي نَهَرِ الْحَيَا ـ أَوِ الْحَيَاةِ، شَكَّ مَالِكٌ ـ فَيَنْبُتُونَ كَمَا تَنْبُتُ الْحِبَّةُ فِي جَانِبِ السَّيْلِ، أَلَمْ تَرَ أَنَّهَا تَخْرُجُ صَفْرَاءَ مُلْتَوِيَةً

قَالَ وُهَيْبٌ حَدَّثَنَا عَمْرٌو (‏ الْحَيَاةِ )‏ وَقَالَ (‏ خَرْدَلٍ مِنْ خَيْرٍ )‏

—Bana Mâlik, Amr ibn Yahya el-Mâzinnî’den, o da babasından, o da Ebû Saîd Hudrî (radıyallahü anh)’den tahdîs etti. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Cennet ahâlîsi cennete, ateş ahâlîsi de ateşe girdikten sonra Yüce Allah: Kimin kalbinde bir hardal tanesi ağırlığınca îmân varsa ateşten çıkarınız, diye emreder. Bunun üzerine bu kimseler simsiyah kesilmiş oldukları hâlde çıkarılıp Hayât (yahut Haya) nehri içine atılırlar ve orada sel uğrağında kalan yabanî reyhan tohumları nasıl sür’atle yetişirse öylece yetişirler. Görmez misin, bunlar sapsarı olarak ve iki tarafa salınarak (ne güzel) sürerler”.

Ve keza Vuheyb ibn Aclânî (105) dedi ki: Bize Amr ibn Yahya babasından, o da Ebû Saîd’den bu hadîsi tahdîs etti ve bu rivayetinde “Hayât Nehri” ve “Hayırdan bir hardal tanesi” ta’bîrlerini söyledi.

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدِ اللّه، قَالَ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ، عَنْ صَالِحٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ أَبِي أُمَامَةَ بْنِ سَهْلٍ، أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا سَعِيدٍ الْخُدْرِيَّ، يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللّه صلى اللّه عليه وسلم 

(‏ بَيْنَا أَنَا نَائِمٌ رَأَيْتُ النَّاسَ يُعْرَضُونَ عَلَىَّ، وَعَلَيْهِمْ قُمُصٌ مِنْهَا مَا يَبْلُغُ الثُّدِيَّ، وَمِنْهَا مَا دُونَ ذَلِكَ، وَعُرِضَ عَلَىَّ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ وَعَلَيْهِ قَمِيصٌ يَجُرُّهُ )‏ قَالُوا فَمَا أَوَّلْتَ ذَلِكَ يَا رَسُولَ اللّه قَالَ (‏ الدِّينَ )‏

Bize İbrâhîm ibn Sa’d (l 10-183), Salih ibn Keysân’dan; o da İbn Şihâb’dan, o da Ebû Umâme ibn Sehl’den tahdîs etti ki, o da Ebû Saîd Hudrî (radıyallahü anh)’den şöyle derken işitmiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

– “Uyuduğum esnada gördüm ki insanlar bana arz olunuyorlardı. Üstlerinde gömlekler vardı, bu gömleklerin bâzısı memelere ulaşıyor, bâzısı daha kısa idi. Omer ibn Hattâb da bana arz olundu. Üstünde (eteklerini yerde) sürüdüğü bir gömlek vardı.”

– Yâ Rasûlallah! Bunu ne ile te’vîl (yani ta’Bir) ettin? diye sordular.

– “Dîn ile” dedi.

BUHARİ

PAYLAŞ