Oturarak namaz nasıl kılınır?

Hastalık, bedenin, tabii halini, kuvvetini kaybetmesinden meydana gelen bir acizlik halidir. Dinimiz hastalar hakkında birçok kolaylıklar göstermiştir.

İşte bir kimsenin rahatsızlığı nedeniyle namazı oturarak kılabilmesi, dinimizin bahşettiği kolaylıklardan birisidir. Fakat bu konuda ifrat ve tefrite düşülmemelidir. Namazın önemine haiz bir Müslüman zaten bu dikkate sahip kimsedir.

Bir hasta takatine, gücüne göre namaz kılmakla mükellef olur. Meselâ ayakta durmaya asla gücü yetmeyen veya ayakta durması hastalığının uzamasına veya artmasına sebep olacağı anlaşılan bir hasta, oturarak namazını kılar, oturmaya da gücü yetmezse gücüne göre yanı üzerine veya arkası üstüne yatarak îma ile namazını kılabilir.

İmadan maksat, namazda başı aşağıya doğru eğivermek suretiyle yapılan işarettir ki, namazda rukûya ve secdeye işaret olmak üzere başı eğmektir. Bu, ayakta yapılabileceği gibi oturarak da yapılabilir.

Kıyam yani namazda ayakta durmak, farz ve vacip namazlarda bir rukûndur, bir esastır. Bu sebeple kıyama gücü yeten kimsenin kaiden yani oturarak kılacağı bir farz veya vacip namaz, caiz olmaz. Rukûnlar farz olduğundan onlara riayet etmek şarttır.

Hasta bir kimse ayakta namaz kılmaktan hakikaten veya hükmen âciz bulunsa, yani ya ayakta durmaya hiç gücü yetmese veya gücü yetse de bundan dolayı hastalığının artmasından veya uzamasından veya şiddetli ağrılar duymasından korkacak olsa, namazını oturduğu halde kılar, gücü yeterse rükûya ve secdeye varır. Çünkü meşakkat kolaylığı celb eder, zaruretler kendi miktarınca takdir olunur.

Hasta bir kimse, bir yere dayanmak suretiyle ayakta namaz kılmaya gücü yettikçe farz namazları oturduğu halde kılamaz.

Aynı şekilde bir müddet ayakta kılmaya gücü yetince o kadar ayakta durur, sonra oturarak namazını bitirir. Hattâ yalnız iftitah tekbirini ayakta almaya gücü yeten kimse, bu tekbiri ayakta alır, sonra oturup namazını kılar, başka türlü hareket edemez.

Kısacası, hasta bir kimsenin oturarak namaz kılması dinen meşrudur. Bu şekilde harekete den kimseleri dışarıdan gördüğümüz kadarıyla eleştirmek ve değerlendirme doğru değildir. Camiye yürüyerek gelen kimselerin sandalyeye oturup namaz kılmalarını kötü gözle değerlendirmek müslümana vebal yükler. Çünkü yürümek başka bir şey, eğilmek ve kalkmak başka bir şeydir.

Hiç kimse namazı bir başkası için kılmıyor. Namazlarımızı ve tüm ibadetlerimizi kabul edecek olan Allah Teala’dır. O (Celle Celaluhu) gizli-saklı tüm niyetleri ve gerçekleri bilmektedir. Normal bir şekilde namazı eda etme gücüne sahipken sandalyede oturarak namaz kılan bir kimse başkalarına rahatsızlığını inandırabilir. Peki Allah Teala’ya nasıl inandıracaktır?

PAYLAŞ