Şeyhleri karalayan Cumhuriyetçi Laikler Atatürk’ü ilah ilan etmiş

ismailağaCumhuriyet kurulduktan sonra aydın, yazar, şair geçinen tabaka şeyhleri, dervişleri hurafeci olarak gösterip, türlü vasıtalarla karalayıp halk ile olan bağlarını koparmaya çalışırlarken kendileri M. Kemal’i ilah makamına yükseltmişler. İşte size onlarden bir örnek:

Yürekten sesler
“Atatürk’ün tapkınıyız. Her şey O’dur, Her yerde O var.
Her gökte o eser, her enginde o çağlar,
Biz o yuz, o biz.
Atatürk, benim değildir,
Atatürk, senin değildir,
Atatürk, onun değildir,
Atatürk;
Benimdir, senin, onundur, acunundur, evrenseldir, geçmişlerindir, geleceklerindir, ilksizliğindir, sonsuzluğundur.
Her şeyde Atatürk!
Yerde O! Gökte O! Denizde O! Varda O! Yokta O! Her şeyde O!
Atatürk…
O’nun yüreği okyanustur; Türk için; yat için! Barış için; insanlık, insanlık, insanlık için köüklenip dalalanır.
Her şey O’dur;
O her şeydir
Her şeyde Atatürk!
Yerdedir, göktedir, sudadır.
Alandadır, diktedir, pusudadır.
Görünmezi görür! Bilinmezi biir. Duyulmazı duyar!
Sezilmezi sezer, ezilmesi ezer!
Hep, her O’dur!
Her şeyde Atatürk!
Elimizi yüzümüze;
Gönlümüzü özümüze kapıyoruz.
Biz sana tapıyoruz!……..
(Aka Gündüz, Hakimiyet-i Milliye – Ulus 4.1.1934, sf. 3)

Kemalettin Kamu’nun da dinsizlik akan şu şiiri meşhurdur:
Ne örümcek ne yosun
Ne mucize, ne füsun
Kabe arabın olsun
Bize Çankaya yeter

B. Kemal Çağlar ise uzunca bir zırvanın başında şöyle diyordu:
Bizim Mevlut
Gök kubbenin altında birden dize gelerek
Gel ey 19 mayıs, eşsiz sabah merhaba,
Ey Samsun’da karaya çıkan ilah, merhaba…..

   Kendilerini aydın olarak görüp tarikatları gerici, şeyhleri, dervişleri sadece ölüden medet uman hurafeci olarak görüp/göstermeye çalışan zihniyet M. Kemali ilah yerine bile koymuş. Milleti de böyle yönlendirmeye çalışmışlardır. Tabi ki daha sonraları bu planları tutmamıştır. Halk gerçekleri anlayıp dinsizliğe savaş açmaya kalkışınca da “din maskesi” geçirdikleri bir karakter oluşturma gayretine girmişlerdir. Günümüzde bu çabalar sürmektedir…

www.ihvanlar.net

PAYLAŞ