Tebliğden rahatsız olan müftü

Halk plajına tebliğ için geldilerSahilde gezinti yapan sakallı sarıklı cübbeli bir kişi için medyada “sahildeki çıplaklara kapanın” diye tebliğ yaptığı iddiası ortaya atıldı. Halbuki resimlerde de görüldüğü üzere şahıs sahilde kendi halinde yürüyor ve gözlerini haramdan korumaya gayret gösteriyor. Kimsenin bu durumdan rahatsız olmadığı da resimlerde dikkati çeken bir husus.
   Bir de ortalıkta gezen kimin çoğalttığı meçhul bir fotokopi var…
   Tebliğ var veye yok ancak konu bu değil. Konu, yapılması gereken bir tebliğin, din adamı olmuş bir kişi tarafından eleştirilmesi.

TEBLİĞDEN RAHATSIZ OLMUŞ!

   Rabbimiz Kur’an-ı Keriminde buyuruyor ki: “Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.” (Al-i İmran 104)
   “Tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, (İslam uğrunda) seyahat edenler, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredenler, kötülükten sakındıranlar ve Allah’ın sınırlarını koruyanlar; sen (bütün) mü’minleri müjdele. (9/112)
   Rabbimiz bir Müslüman’ın diğer Müslüman kardeşini uyarması amacıyla tebliğ vazifesi yüklerken, ve Peygamberimizin ifadesi ise “dile ile değiştimeye gücü yetiyorsa” değiştirmesi gerekiyorsa bu vazifeyi yerine getirenler ancak ve ancak tebrik ve takdir edilir.
   Ve bu görev aslında din görevlisi olarak bildiğimiz müftü ve imamlara aittir.
   Gelin görün ki bizim Adana Müftüsü Arif Gökçe tebliğ yapmadığı gibi yapanlara da sert çıkmış ve  cübbeli ve sarıklı kişilerin güneşlenen kadınlara ‘kapanın’ diye telkinlerde bulunmasının dikkate alınmamasını isteyerek, “Herkesin inancına saygı duyulması gerek” demiş.
    Vay müftü bey vay!
   Sen klimalı makamında imamların izin kağıdına imza atmak ile meşgulken birileri Ümmetin yükünü yükleniyor ve tebliğ yapıyor. Bu sayede senin de üzerinden vebal kalkıyor. Ama sen kalkıp bunun dikkate alınmamasını söyleyecek kadar düşüyorsun…

DÜNYA TERSİNE Mİ DÖNDÜ NE!

    Müftü devam etmiş ve demiş ki: “Oruç tutanlar tutmayanlara her zamankinden daha saygılı olmalı. Önce sen saygılı ol, hakkı hukuku bil ve karşındaki insanın hakkı ile hukukuna saygı duy. Eğer bunları yapmazsan düşman edersin. Düşmanlıkla mesafe kat etmek mümkün olur mu? Bir araya gelmek mümkün olur mu? Olmaz. O bakımdan bunlar münferit, hiç kimsenin tasvip etmediği, etmeyeceği çalışmalardır. Ama insan çıkmış orada kendi kendine fotokopileri çoğaltmış plajda dolaşan kadınların kapanmasını ibadet sayıyorsa, her şeyi bitirmiş tek bir oradakileri kapatmak mı kalmış?”
   Oruç tutmayanlar lokantaların yol kenarına attığı masalarda halkın önünde şiş kebap yiyecek, ardından sigarasını yakıp çayını yudumlayacak ama bizim müftüye göre “oruçlu olanlar” bu adama saygı göstermek için tebliğ yapmayacak!
   Yani “kardeşim yaptığın yanlıştır, bu ayda oruç tutmak farzdır vs.. tutmuyorsanız bile içeride yiyiniz” bile demeyecek…
   Oruç tutanlar hiçbir şeye karışmayacak, oruç tutmayanlara tebliğ etmeyecek!
    Ey Müftü bu nasıl bir anlayıştır! İslam’da böyle bir anlayış yok! Siz hangi dinin din adamısınız? 
   Yuh sana! Yuh seni orada tutana!
www.ihvanlar.net

PAYLAŞ