Ahzab 37 nedir? Hz. Muhammed gelini ile mi evlendi?

Kur’an’ın 6000 küsur ayeti var ve içinde çok büyük ahlaki değerler var. Bunların hiçbirisine değinmeyen ve görmezden gelen ateistler Peygamber ve eşleri, evlilikleri ile alakalı ayetleri gündemde tutup sanki Kur’an hep Peygamberin cinsel hayatını anlatıyormuş gibi bir algı oluşturuyorlar.

Bu konulardan bir tanesi de Peygamber efendimizin azadlı kölesi Zeyd (radıyallahu anh)’ın boşandığı eşi ile evlenme meselesi. Aynen şöyle diyorlar: Peygamberiniz geliniyle evlenmiş, Peygamberiniz evlatlığının eşiyle evlenmiş… Onu beğenmiş, boşatmış evlenmiş…

VİDEO:

Şimdi öncelikle meselenin ne ile alakalı olduğunu anlatırsak genel bir şablon oluşacaktır: Araplar arasında bugün Türkiye’de resmi olarak kabul edildiği gibi bir uygulama var: Evlatlık.. Bir kimse herhangi bir çocuğu alıp evlatlık edindiği zaman o aileden biri gibi sayılıyor, Evlatlık edinen kişi babası olarak kabul ediliyor. Bu noktada bir çok mesele devreye giriyor. Miras meselesi, nikah meselesi, serbestlik ve yasaklık meselesi gibi. Mesela Türkiye’de bir çocuğu evlatlık edindiğiniz zaman soyadınızı taşıyınca, baba hanesine isminiz yazılınca otomatik olarak size varis oluyor, mirasınızdan hak alıyor. Ve bu evlatlık sanki kan bağı varmış gibi nikah kıyılamaz bir statüde oluyor ve sanki gerçek bir evlatmış gibi helal haram gözetilmiyor.

Allahu Teala şimdi anlatacağımız konuyla, Peygamberini de örnek yaparak bu kökleşmiş anlayışı ortadan kaldırıyor. Kan bağı olmayan bir kimse evlat olamaz, mirasçı olamaz, nikah düşer dolayısıyla haram ve helale yani sakınmaya dikkat edilmesi gerekir. Ne gibi, buluğ çağına eren bir kız– evlatlık edinen adama yabancı gibidir, onunla yalnız kalamaz, onun yanında tesettürüne dikkat etmesi gerekir. Evlatlık alınan bir erkek de buluğ çağına erince kadın onunla yalnız kalamaz ve ona karşı tesettürlü olması gerekir. Çünkü bir yabancı hükmündedir. Beraber büyüdükleri çocuklar kardeş değildir, bu yüzden nikah olabilir, evlenebilirler. İslam fıtrata uygun olanı emrediyor. İşte meselenin özeti budur. Kendi kanından olmayan kişi evlat olmaz, mirasçı olamaz. Bu köklü anlayışı Allahu Teala hem ayetleriyle hem de Peygamberini aracı ederek ortadan kaldırıyor.
Ahzab suresi 4 ve 5. Ayette siz evladım deseniz bile onlar sizin öz evladınız gibi olamaz, onları babalarına nispet ederek çağırın, babalarını bilmiyorsanız onlar sizin din kardeşiniz ve dostlarınızdır buyruluyor. Ahzab 37. Ayette de Resulüllah’ın evliliği anlatılıyor:

Şimdi ayeti detaylı inceleyelim:
وَاِذْ تَقُولُ لِلَّـذ۪ٓي اَنْعَمَ اللّٰهُ عَلَيْهِ وَاَنْعَمْتَ عَلَيْهِ
Allah’ın kendisine nimet verdiği, senin de lutufkâr davrandığın kişiye demiştin
اَمْسِكْ عَلَيْكَ زَوْجَكَ وَاتَّقِ اللّٰهَ

Allah’tan kork ve eşini tut, boşama…
(hz. Zeyd eşi ile geçimsizliğini anlatıyor, Resulüllah da boşama diyor. Ama bir mesele var…
وَتُخْف۪ي ف۪ي نَفْسِكَ مَا اللّٰهُ مُبْد۪يهِ وَتَخْشَى النَّاسَۚ وَاللّٰهُ اَحَقُّ اَنْ تَخْشٰيهُۜ
Allah’ın korkman gerekirken içinde sakladığın ama Allah’ın ortaya çıkaracağı şey için insanlardan çekiniyordun.

Meseleyi çarpıttıkları nokta burası: İçinde sakladığın şey… Şimdi diyorlar ki sizin tefsirlerinizde şöyle geçiyor: Peygamberiniz Zeydin evine gitmiş, orada eşini “Zeynep binti Cahş’ı” görmüş, sevmiş aşık olmuş, Zeyd gelmiş- kim geldi eve demiş, o da Resulüllah geldi ama girmedi, şöyle şöyle mrıldanıyordu demiş. Zeyd de gitmiş Resulüllah’a demiş ki, siz evime gelmişsiniz, eşimi beğenmişsiniz. İstiyorsanız hemen boşayayım demiş, peygamber de “yok boşama demiş”

Arkadaşlar şu anlatılan şeyin gerçek olduğuna bu ateistlerden başka kim inanabilir?

Evet, bazı tefsirlerde bu anlatılır ancak sonuna şu not düşülür: Bu rivayet gariptir yani bir kişi rivayet etmiştir, sahih değildir. Diğer sahih rivayetler ve ayetin devamı ile çeliştiği için kesinlikle kabul edilmemiştir. . Akıl ve mantıkla da bağdaşmıyor zaten.

1- böyle bir emir ve anlayış yok ki gidip eşini haşa Resulüllah’a teklif edecek. “Yani geldi gözü çarptı beğendi, yoldan geçerken gördü beğendi gidip ben boşayayım sen al diyecekler (Haşa) Böyle birşey hayatın akışına, İslam anlayışına ters.

2- Zeyd r.a ile eşini zaten Resulüllah evlendiriyor, onu zaten tanıyor, biliyor gidip görmesi ne anlam ifade eder ki.

3- Bunu rivayet eden kişi Resulülalh’ın duygusunu nereden bilecek? Ki “aşık oldu” diyor.

Bütün bunlar ve ayetin devamı olayın böyle olmadığını gösteriyor. Şimdi diyor ki ayette: İçinde gizlediğin ama Allah’ın ortaya çıkartacağı şey… Peki nedir o: Ayetin devamında geliyor işte:
فَلَمَّا قَضٰى زَيْدٌ مِنْهَا وَطَراً زَوَّجْنَاكَهَا
Zeyd onu boşayıp iddeti bitince seni onunla evlendirdik…

İçinde gizlediği şey neymiş: Zeyd’in eşi ile evleneceği. Peki nereden biliyordu? İşte Kur’an dışı vahiy dediğimiz şey burada da ortaya çıkıyor. Allahu Teala daha önceden bu evliliği hz. Peygambere haber verdiği anlaşılıyor. ve o da “evlatlığının eşiyle evlendi” yaygarasından çekindiği için bunu ertelemek istemiş ve boşama demişti. Ayet, akışıyla bu gerçeği açıkça ortaya koyuyor.
لِكَيْ لَا يَكُونَ عَلَى الْمُؤْمِن۪ينَ حَرَجٌ ف۪ٓي اَزْوَاجِ اَدْعِيَٓائِهِمْ اِذَا قَضَوْا مِنْهُنَّ وَطَراًۜ

evlâtlıklarının yani “evlatlık olarak gördüklerinin” (boşanmış) eşleriyle evlenmeleri hususunda bir günah olmadığını göstermek için seni o kadınla evlendirdik. Yani bu yanlış adeti senin örnekliğinde yıktık buyruluyor.
وَكَانَ اَمْرُ اللّٰهِ مَفْعُولاً Zaten Allâh’ın (olmasını dilediği her bir) işi dâima yapılmış (bitmiş) bir şey olmuştur.

Sonra gelen 40. Ayette yine: Muhammed (Aleyhisselam) erkeklerinizden hiçbirisinin babası değildir, O Allah’ın Resulü ve nebilerin sonuncusudur.” Buyrularak evlatlık, babalık anlayışı tamamen yok edilmiştir.

Meselenin özeti budur. Resulüllahın içinde sakladığı şey, Allah’ın daha önceden ona evleneceğini bildirmesidir, evlatlık  diye bir şey söz konusu olmadığı için kimse kimsenin gelini, kızı değildir. Ve normal bir boşanmadan sonra bu evlilik gerçekleşmiştir. Zaten Resulüllahın evliliklerini incelediğiniz zaman bir çok sebebe dayandığını, nefsani olmadığını görürsünüz. Bu evlilik de nefsani değildir. Sahabe demiştir ki, Resulüllah bir ayeti gizleyecek olsaydı bunu gizlerdi. Çünkü çok ağır bi emir ve sorumluluk. Empati yapın, siz bunu nefsani duygularla kabul eder misiniz? Mesela bir cumhurbaşkanız. Ne kadar ağır bi makam. Bir cumhurbaşkanısınız kalkıp durduk yere evlatlığınızın boşanmış eşiyle evlenmek istiyorsunuz? Yani halkın ve özellikle muhalefetin dedikodularını, aleyhinize yapacakları propagandayı göze alarak bunu yapar mısınız?

İşte köklü bir adeti yıkmak için Allahu Teala peygamberine böyle ağır bir sorumluluk yüklemiştir.

Dolayısıyla ateistlerin iddiaları yersizdir, bizim için hiçbir önemi yoktur. Bu gerçekleri bilen bir Müslüman böyle çarpıtmalara aldanmayacaktır. Vesselam..

PAYLAŞ