Yavuz Sultan Selim’in en dikkat çeken özelliği

Onun en büyük hususiyeti kararlılık idi. Bu sebeple sert bir hükümdar zannedilir. “İşlerinde etrafındakilerle meşveret et. Bir karara varınca, artık dönme; Allah’a tevekkül et!” mealindeki Kur’an-ı kerim âyetine uyardı.

Divan toplantılarında herkes fikrini serbestçe söyleyebilirdi. Ama karar verildikten sonra en ufak tereddüdü affetmezdi. Nitekim İran seferinde, geri dönmeyi teklif eden Hemdem Paşa’yı, çok sevdiği halde, âyetin emrine karşı geldği için, cezalandırmakta tereddüt etmemiştir.

Çok sert görünür; ama doğru sözü kabul ederdi. Şeyhülislâm Zenbilli Ali Efendi, Sultan Selim’i Edirne’ye uğurlarken, yolda bir elleri bağlı bir grup görüp; bunların İran’a ipek ticareti yasağına uymadığı için cezalandırılacak tacirler olduğunu öğrendi. Derhal padişahın huzuruna çıkıp, itiraz etti. “Bunlar emrinize karşı gelmiş sayılmaz. Zira sizin ipek emîni tayin etmeniz, ipeğin alınıp satılmasına cevaz bulunduğunu gösterir” dedi. Padişah, “Saltanat işlerinde söz söylemek, sizin vazifeniz değildir!” deyince, “Bu, âhiret işidir. Buna karışmak benim vazifemdir” diyerek huzurdan ayrıldı; ama Padişah’ı teskine muvaffak oldu. Padişah, meseleyi düşünüp, tacirlerin serbest bırakılmasını emretti.

Kırk hafızın biri

Mısır’ın fethiyle, sembolik Abbasî halifeliği son buldu. Sultanlık ile halifelik sıfatı Osmanlı padişahında birleşti. Böylece yaklaşık beş asırdır yalnız ruhanî otoriteyi haiz bulunan halifelik, tekrar dünyevi otorite kazandı.

Mısır’dan dönerken Haleb Camii’nde hatibin padişahı Hâkimü’l-Haremeyn (iki mukaddes belde Mekke ve Medine’nin hâkimi) diye anması üzerine, cemaatte bulunan Sultan Selim itiraz ederek Hâdimü’l-Haremeyn (iki mukaddes beldenin hizmetkârı) diye tashih etmişti.

Sarayda hırka-ı saadet dairesini kurarak mukaddes emanetlerin muhafazasını Enderun subaylarına tevdi etmişti. Kırk hafızın bu dairede devamlı Kur’an-ı kerim okuması ananesini başlatmış; bereketlenmek için ilk birkaç nöbete kendisi de iştirak edip Kur’an-ı kerim okumuştur. Bu anane cumhuriyete kadar sürmüş; son yıllarda tekrar canlandırılmıştır.

Ekrem Buğra Ekinci

PAYLAŞ