Allah dış görünüşe bakmaz, kalplere ve niyetlere bakar ne demektir?

   Bildiğiniz gibi Türkiye’de bir ılımlı İslam projesi var. Bu proje inanç, ibadet, giyim/kuşam dahil bir çok alanda Müslümanların İslami yaşam şeklini biçimlendirerek istedikleri kalıba sokmak istiyorlar.

   Bu projenin giyim kuşam ile alakalı kısmında insanları İslami kisveden uzaklaştırmak isteyenler hep şöyle derler: “Sen niye böyle giyiniyorsun ki, Allah dış görünüşe bakmaz, kalbin temiz olsun yeter”

Hatta bunu da geçtik bazıları mesela yabancı kadınlar ile tokalaşıp kendilerine günah olduğu hatırlatınca “kalbin temiz olsun yeter” diyerek kendini avutuyor.

   İşte bunlar şeytanın askerlerinin İslam alemine soktuğu fitnelerdir. Önceden dayatılan kılık kıyafeti benimsetmek için söylüyorlardı, şimdilerde isa Müslüman geçinenlerin dillerinde..

İZAH
   Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:
   “Muhakkak ki Allah, sizin dış görünüşünüze ve kalıbınıza bakmaz. Kalplerinize ve niyetlerinize bakar.” (Müslim, İbn-i Mace, Ahmed b. Hanbel)

   Peki, bu hadis-i şerif neyi anlatmaktadır?

   İmam-ı Gazali Hazretleri Kalplerin Keşfi eserinde bu hadisi şerifi zikrettikten sonra İbni Abbas (Radıyallahu anh)ın şu sözlerine yer veriyor:
Nice tövbe eden kimseler vardır. Kıyamet günü kendilerini tövbe etmiş sanarak Allah’ın huzuruna çıkarlar. Halbuki onlar gerçekten tövbe etmiş değillerdir. Çünkü onlar tövbenin kabul edilmesi için gereken şartları yerine getirmemişlerdir.
Bu şartlar şunlardır:
-Samimi bir kalp ile işlediği günahtan pişmanlık duymak
– Bıraktığı günahı bir daha işlememeye kesin karar vermek
– Şayet mümkünse haksız davranmış kimselere haklarını geri vermek
– Hak sahiplerinden helallik istemek
– Hak sahiplerine haklarını geri vermek ve onlar ile helalleşmek, mümkün değil ise kendisi ve hak sahipleri için Allah’tan af dilemek.

   Yani sizin yaptığınız görünüşte tövbelere veya insanlar önünde yaptığınız tövbe ve tevazuya Mevla Teala bakmaz. Siz yaptığınız ibadetlerde ne kadar takva gözükürseniz gözükün Allah’ın değer vereceği kalplerinizdekidir.

   Hazreti Ömerin namaz kılarken boynunu aşağı doğru büken gence: “Boynunu kaldır zira tevazu kalptedir.” buyurması bu kabildendir.

   Mesela bir insan görünüşte çok zahit ve kılı kırk yararcasına ibadet ediyor olabilir. Vaaz sohbet ederken kendini parçalıyor, hüngür hüngür ağlıyor olabilir. Ama bunu biz böyle görüyoruz. İşte bu dış görünüş oluyor. Mevla Teala ise buna değil kalbin içindeki niyete bakıyor.

DIŞ GÖRÜNÜŞ VE KALP BAĞLANTISI

   İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
   “Allah, kıyamet günü, büyüklenerek elbisesini sürüyenin yüzüne bakmayacaktır.” (Buharî, Libas 1, 2, 5, Fezailu’l-Ashab 5, Edeb 55; Müslim, Libas 42, (2085); Muvatta, Libas 11, (2, 914); Tirmizî, Libas 8, (1730); Nesâî, Zinet 102, (8, 206); Ebu Davud, Libas 28, (4085).)

   “Kim namazda izarını (gömleğini) çalımla yere değecek kadar uzatırsa, Allah onun ne günahını affeder, ne de onu kötü amellere karşı korur.” [Ebu Davud, Salat 83, (637).

Bakınız bu hadisi şeriflerde de yine riya ve kibir olan dış görünüş zemmedilmektedir.

DIŞ GÖRÜNÜŞTEN MURAT

   Bütün bunlardan anlıyoruz ki, Allah (Celle Celaluhu) nun biz insanlara bakmayacağı “dış görünüşten” maksat kibir için giyilen elbiseler ve riya için yapılan ibadetler, insanları kandırmak için girilen şekillerdir.

   Dolayısıyla Resulüllah’ın sünnetini ihya etmek amacıyla takke takmak, sarık sarmak, cübbe giymek vs.. bu konuya dahil edilemez.

   Öyle olmasaydı: “Müşriklere muhalefet ediniz (hâl ve hareketlerinde onlara benzemeyiniz) Sakalları bol bırakınız, bıyıkları derince kesiniz!” (Buhari) gibi emirler olmazdı. Öyle ya, Allahu Teala dış görünüşe bakmayacak ise kâfirlere muhalefet etmenin ne manası vardır?

KAFİRLERE BENZEMEK HOŞ GELİYOR!

 Modaya uyduğunuz zaman kimsenin sesi çıkmaz ama Sünneti Resul’e uyduğunuz zaman hemen başlarlar: “Dış görünüş önemli değil, kalbin temiz olsun, şekilciliği bırakın, biz de müslümanız, ne gereği var bu zamanda böyle giyinmenin” gibi hırıltılara. Çoğu cahillikten, kimisi ise kasten söyler. Kimisi de alay eder. Hepsinin ortak noktası seni sevap ve faziletlerden mahrum etmeye çalışırlar. Bilerek veya bilmeyerek şeytanın “sözcülüğünü” yaparlar. Biz bunlara eğer biliyor ve dilimiz dönüyor ise anlatmalıyız, eğer o kadar ilmimiz yok ise kulak tıkayarak yolumuza devam etmeliyiz…

www.ihvanlar.net

PAYLAŞ