Hıristiyanım oruç tutuyorum sevap mı günah mı sorusuna Mustafa Karataş hezeyanı

   Kanal 7’nin Müslümanları yiyen takımından, İsa Aleyhisselam’ın nüzulunü inkarıyla bilinen Mustafa Karataş’ın programında bir kadın telefonla bağlanarak “17 yıldır Türkiye’de yaşadığını, Hıristiyan olduğunu ve 2 yıldır oruç tuttuğunu söyleyip bunun günah mı, yasak mı olduğunu soruyor”

   Mustafa Karataş da cevaben “Bir defa saygı açısında sevap elde ediyorsunuz, Müslümanların bu duygusuna bu ibadetine yaşayarak ortak oluyorsunuz, bu çok büyük bir saygı” diyerek cevap veriyor.

   Öncelikle şunun altını çizelim ki, bu tür telefonların provokatif olma ihtimali çok yüksektir. Dinler(!) Arası Diyalog safsatasını canlı tutmak ve kendilerine yeni yollar açmak için misyonerlerin yeni taktiklerinden biri olabilir.

   Bu teoriyi kadının “günah mı, yasak mı” sorusu kuvvetlendiriyor.

   Çünkü madem ki sen Hıristiyansın ve Müslümanların orucunu tutup bunun günah olup olmadığını soruyorsun, o halde bunu gidip papaza sorman gerekmez mi? Öyle ya sana fetva verecek olan papazdır. Senin dinine göre günah olup olmadığını söyleyecek olan papazdır. Müslümanın verdiği fetva senin ne işine yaracak ki? Yani bunun İslami olarak değerlendirmesi seni bağlayacak mıdır? Hayır…

   Eğer Hıristiyan isen yaptığın fiilleri ona göre değerlendirmen gerekmiyor mu?

   Mustafa Karataş da soruya cevaben “saygınızdan sevap elde ediyorsunuz” diyor.

    Yani bir Hıristiyan kalkıp “İslama ait bir ibadeti” yapığından fetva soruyor, Müslüman hoca da “sevap alıyorsunuz” diye cevap veriyor…

   İşte burada bir fitne kokusu çıkıyor… Daha önce sizlere defalarca aktardığımız dinler arası diyalog oyunları, dinler çorbası projeleri gözümüzün önüne geliyor…

MUSTAFA KARATAŞ HIRİSTİYAN FETVACISI MI?

   Bunları tekrar tekrar söylemeye gerek yok. Bir Hıristiyan gecesini gündüzüne katıp namaz kılsa, oruç tutsa eğer Hıristiyan olarak ölüyorsa bunun kendisine bir faydası olmayacak. Çünkü Allahu Teala’ya şirk koşan bir inanca sahiptir ve böylece imandan uzaktır. Ümmeti Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bile bid’at bulaşan inancı yüzünden cehenneme layık olacak(bid’at inancı kadar yanıp çıkacak)sa, Allahu Teala’ya bir eş, bir evlat isnat eden ya da İsa aleyhisselam’ı bir ilah olarak görüp Allah’a ortak koşan müşrikler nasıl olur da kıldığı namazdan tuttuğu oruçtan fayda bekler.

   (İyi iş yapanların iman etmeden ölmesi halinde cehennemdeki azabı diğerlerine nazaran daha hafif olma ihtimali vardır)

   Tabi ki o kadına bunları söylemek gerekmez. O kadına güzel bir şekilde yaklaşmak gerekir ancak Mustafa Karataş biraz abartmış ve kadının bu saygısından dolayı sevap aldığını söylemiştir. Büyük bir hataya düşmüştür. Söylenmeyen söz kişinin esiridir, ağızdan çıktığı andan itibaren kişi artık o sözün esiri olur.

   Hıristiyan kadın neye göre, kime göre sevap almıştır? İslama göre sevap almadığına göre Hıristiyanlığa göre mi sevap almıştır? Hıristiyanlık da başka bir dinin ibadetini yapmak, saygı göstermek sevap mıdır? Bunun fetvasını vermek Mustafa Karataş’a mı düşmüştür?

   Yani bir sürü mesele çıkıyor ortaya…

   Allahu Teala eğer böyle insanlar varsa hidayet nasip eylesin. Ama bunlara cennet kapısını, sevap terazisini açmak kimsenin haddine değildir.

www.ihvanlar.net

PAYLAŞ