Fransa’da Müslümanlar üzerindeki baskı artıyor
Fransa’da 25 Eylül’de Hz. Muhammed’e hakaret içerikli karikatürler yayımlayan Charlie Hebdo dergisinin eski binasının bulunduğu muhitte düzenlenen saldırının ardından, ülkede “ayrılıkçı İslam anlayışı” adı altında oluşan dalga, devlet eliyle Müslümanlara, camilere, İslami kuruluş ve derneklere yönelik baskıların artmasıyla sonuçlandı.
Dergi, Ocak 2015’teki saldırılara ilişkin yargılamanın başlaması öncesi 1 Eylül’de, Hz. Muhammed’e hakaret içeren karikatürleri yeni sayfasının kapağına taşıdı. Derginin bu eyleminin üzerinden bir ay geçmeden, 25 Eylül’de Charlie Hebdo’nun eski binasının bulunduğu 11. bölgedeki Nicolas-Appert Sokağı’nda bıçaklı bir kişi düzenlediği saldırıda iki kişiyi yaraladı.
Saldırıyı, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 2 Ekim’de ülkedeki “ayrılıkçı İslam anlayışıyla” mücadele etme yasa tasarısı ve cumhuriyetin ortağı olması için İslam’ın yapılandırılması gerektiği şeklindeki açıklamaları izledi.
Tasarının 9 Aralık’ta Bakanlar Kurulu’na sunulacağını belirten Macron’un açıklamalarının ardından hükümet, “radikal İslamcılık ile mücadele” adı altında İslami ibadet yerleri, kuruluş ve yöneticilerine yönelik operasyonlar için düğmeye bastı.
Charlie Hebdo karikatürlerini derste öğrencilere gösterdiği belirtilen bir öğretmenin 16 Ekim’de öldürülmesi, katil zanlısının Çeçen uyruklu Müslüman bir kişi olduğunun açıklanmasının akabinde ülkede Müslümanlara yönelik baskılar iyice arttı.
Fransa Cumhurbaşkanı cinayetin ardından olayı “İslamcı terörist bir saldırı” olarak nitelendirerek saldırının “ifade özgürlüğüne” karşı yapıldığını, bu ve benzeri karikatürleri yayımlamaktan vazgeçmeyeceklerini söyledi.
Helal gıda reyonlarını “cemaatçi ayrılıkçı unsur” olarak gördüğünü belirten İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, İslami kuruluşları ve camileri kapatmaya yönelik adımlar attı.
Yönetimin İslamofobisi, halka yansıdı
Öğretmene yönelik saldırının akabinde polis “radikal İslamcılık” ile mücadele gerekçesiyle bazı Müslümanların evlerine baskın düzenledi, 200’den fazla kişinin ülkeden sınır dışı edilmesi kararlaştırıldı, 50’den fazla İslami dernek ve kuruluş incelemeye alındı.
Birçok cami ve ibadet yeri kapatılırken Fransa İslamofobi ile Mücadele Kolektifi (CCIF) ve Barakacity gibi uluslararası kuruluşlar “İslamcı” terörle ilişkileri olduğu gerekçesiyle feshedildi.
Adalet Bakanlığı da Cumhurbaşkanı Macron, Başbakan Jean-Castex ve bazı bakanlara birçok ölüm tehdidi geldiğini bu nedenle 70’i Paris’te olmak üzere ülke genelinde yaklaşık 200 soruşturmanın açıldığını duyurdu.
İçişleri Bakanlığı, vatandaşlardan “çevresinde hareketlerinden şüphelenilen” kişi veya kişileri tespit etmeleri halinde “radikalleşme ve İslamcılıkla mücadele” adıyla kurulan ihbar hattını aramalarını istedi. Hükümetin İslaomofobik adımları, toplum geneline de yansıdı.
Cezayir asıllı iki Müslüman kadın 18 Ekim’de Eyfel Kulesi yakınlarında bıçaklandı, iki gün sonra Nimes kentinde kocasından şiddet gören bir kadın polisi arayarak Katolik kocasını “radikal bir İslamcı” olarak şikayet etti. Anger kentinde de 22 Ekim’de Ürdün vatandaşı iki kardeş, Arapça konuştukları için ırkçı şiddete maruz kaldı.
Nice kentindeki Notre Dame Kilisesi yakınlarında 29 Ekim’de düzenlenen ve 3 kişinin hayatını kaybettiği saldırının failini Tunuslu olarak duyurulmasıyla olay “İslamcı terör saldırısı” olarak nitelendirildi, Fransa genelinde terörle mücadele planı “acil saldırı” seviyesine getirildi.
Öğrenciler İslamofobinin kurbanı oldu
Blois kentinde, öğretmenin öldürüldüğü fotoğrafı sosyal medyada beğenen 22 yaşındaki Çeçen uyruklu kişi “terör propagandası yapmak” suçlamasıyla gözaltına alındı.
Fransa genelindeki okullarda, öldürülen öğretmen için anma töreni ve bir dakikalık saygı duruşu etkinlikleri zorunlu kılındı. Etkinliğe “istendiği şekilde katılım göstermediği” gerekçesiyle çok sayıda öğrenci İslamofobik gerekçelerle terör soruşturmasına tabi tutuldu.
Marsilya’da 14 yaşındaki Afganistan asıllı bir öğrenci “öldürülen öğretmenin ölümünü hoş karşıladığı” gerekçesiyle öğretmeni tarafından polise şikayet edildi ve soruşturmaya tabi tutuldu. Bölgede buna benzer 7 şikayet daha yaşandı.
Albertville şehrindeki okullarında Hz. Muhammed’e hakaret içeren karikatürlerle ilgili öğretmenlerine verdikleri cevaplar nedeniyle, 5 Kasım’da 10 yaşındaki 3’ü Türk 4 çocuk gözaltına alınıp 11 saat karakolda sorgulandı. İçişleri Bakanlığı, tepkiler üzerine gözaltıları meşrulaştırmaya çalıştığı bir video yayımladı.
Strazburg kentinde de aynı etkinlikte 12 yaşlarındaki 2 öğrenci hakkında “terör propagandası yapmak” suçlamasıyla soruşturma başlatıldı. Başka bir okuldaki 8 ve 9 yaşındaki 2 ilkokul öğrencisi sorgulandı.
Eğitim Bakanı Jean-Michel Blanquer, öldürülen öğretmen Samuel Paty için pazartesi sabah tüm eğitim kurumlarında düzenlenen 1 dakikalık saygı duruşu sırasında yaklaşık 400 ihlal olduğunu, bunların bazıları için disiplin soruşturması, bazıları içinse cezai soruşturma açıldığını belirtti.
Camiler de İslamofobik saldırılardan nasibini aldı
Fransa’nın Chateaudun kentinde, İslam Toplumu Milli Görüş’e (CİMG) bağlı camiye kundaklama girişiminde bulunulurken, Vernon Camisi’ne “Savaş başladı, sizi ülkemizden çıkaracağız. Samuel’in ölümünün hesabını vereceksiniz.” içerikli tehdit mesajı bırakıldı.
(Fransa’nın Chateaudun kentinde, İslam Toplumu Milli Görüş’e (CİMG) bağlı camiye kundaklama girişiminde bulunulmuştu. 31.10.2020)
Compiegne kentinde Diyanet İşleri Türk İslam Birliğine (DİTİB) bağlı Ulu Cami’ye de domuz kafası bırakıldı.
Pantin Camisi’nin yöneticisi derste hakaret içerikli karikatürü gösteren öğretmenin öldürüldüğü görüntüyü internette paylaştığı için cami 6 ay kapatıldı ve kapalı olmasına rağmen İslam karşıtı yazılara maruz kaldı.
Fransız siyasi ve elitlerin İslamofobi yarışı
Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire, bazı belediyelerde yüzme havuzlarında kadınlara özel seanslara izin verilmesini terörün kökeni olarak tanımladığı “siyasi İslam” fikrine teslim olmakla bağdaştırdı.
Fransız feminist gazeteci Elisabeth Levy de başörtünün Fransa’nın düşmanlarının üniforması olduğunu ileri sürdü ve başörtülü Müslümanların öldürülen öğretmenin anısına saygı için birkaç günlüğüne başörtülerini çıkartmasını önerdi.
Fransız gazeteci Levy: Müslümanların Paty’nin anısına ‘birkaç günlüğüne başörtümü çıkarıyorum’ dememesine şaşırıyorum
Bu sırada Fransız Senatosu da akademik çalışmalara “Fransa’nın sömürge dönemine ilişkin ve İslamofobiye yönelik çalışmaların önünü kesme adımı olarak değerlendirilen” “cumhuriyetin değerlerine göre” yapılması zorunluluğunu getirdi.
İçişleri Bakanı da Darmanin de “İslamcı ayrılıkçılık” ile mücadele yasası kapsamında karşı cinsten doktoru ya da öğretmeni reddetmenin suç sayılarak 5 yıla kadar hapis ve 75 bin avro parayla cezalandırılacağı açıklamasını yaptı.
ANADOLU AJANSI