Paralel devletin internette yıldırma taktikleri

   Bildiğiniz gibi biz yıllardır bu gurubun din ile alakasının olmadığını, amaçlarının “ılımlı İslam” projesi ile Müslümanları İslami yaşamdan uzaklaştırmak (kafirlerin istediği gibi bir Müslüman tipi oluşturmak) Dinler arası Diyalog ile Hıristiyanlara geniş bir çalışma alanı sağlamak olduğunu defalarca yazdık.
   Bu olaylar çıkmadan önce bizi itham edenler şimdi hak veriyorlar. Neyse, yanlışın neresinden dönülürse kardır diyerek görmezden geliyoruz…
   Şimdi bu gurubun internet üzerinde çalışma taktiğinden bahsedelim biraz…
   Haberlere yansıyan dinlemelerden de anlayacağınız üzere iş adamlarına ihale vererek onları kendilerine çekiyorlar, dediklerini yapmayanları da savcılık aracılığı ile yıldırmaya çalışıyorlar.
   Bir de internette haklarında çıkan haberlere itiraz edişleri var ki sormayın…
   Belge ve delilleri ile bir deşifre yaptığımız zaman hemen klavyeye sarılırlar… İzledikleri yolun belli bir sırası vardır.
-KİBARLIK VE NEZAKET
   Öncelikli yol kibarlık ve nezakettir: “Bu paylaşımlar sizin gibi güzel bir siteye yakışmıyor, lütfen kaldırın” derler… Hatta bazı yazarlara “sizin gibi sağlam bir kalem ve medyanın abisine, sizin gibi bir beyefendiye yakıştıramadık” gibi hitaplarla kıvıra kıvıra hitap ederler…
-ERGENEKONCUSUNUZ?
   Sonra sizi ajanlıkla itham eder “siz Ergenekoncu musunuz” derler ve kendilerinin Müslümanların aleyhine yaptıkları ajanlığı da perdelemeye çalışırlar.
-FİTNE ÇIKARIYORSUNUZ
   Sonra sizi fitnecilikle suçlarlar. Yaptıkları şey Müslümanları bölüyor, kafirleri sevindiriyor ve İslam’a zarar veriyordur ve bu fitnecilik olmuyordur, sizin bunu deşifre etmeniz onlara göre fitnecilik oluyordur.
-GIYBET EDİYORSUNUZ
   Daha sonra takva örtüsü altında sizi avlamaya çalışırlar. “bu yaptığınız gıybettir, Müslüman Müslümanı çekiştirir mi” derler. Fasığın gıybetinin olmayacağını bilmezler…
-KAFİRLERİ GÜLDÜRMEYELİM!
   “Siz bu yaptığınız ile kafirleri kendinize güldürüyor, onları memnun ediyorsunuz” diyerek yaptığımız deşifre ile nifak çıkarıyormuşuz da kafirler de bu duruma sevinip güldüklerini söylerler. Kendileri kafirlerin başlattığı projede “aciz bir hizmetkar” olduklarında, onlarla diyalog uğruna tavizler verdiklerinde, onların bir piyonu haline geldiklerine, İslam’ın aleyhine çalıştıklarında kafirler onlara gülmüyordu ama biz deşifre edince bu kafirlerin gülesi tutuyor… Biz de bunlara gülüyoruz…
-İFTİRACISINIZ
   Bir sonraki aşama iftiracılık ile suçlamaktır. Yazınızın her başlığı karşı taraftan alıntıladığınız bir yazı, resim veya video üzerine kuruludur ama gözü körelmiş olan mutaassıp takipçi onları görmez çünkü size odaklanmıştır. Gördüğü tek şey daha fazla yayılmaması için ortadan kaldırılması gereken bir yazıdır.
-KÂFİRSİNİZ!
   En son yazılacak şeylerden birisi ise sizin bir kafir olduğunuzdur. Onlar İslamın ve Müslümanların aleyhine kafirler ile dostluk kurup ellerini öptüklerinde, onların hizmetlerinin bir parçası olduklarında sorun yoktur, çok iyi niyetlidirler ama siz bunu deşifre ettiğiniz için “din düşmanı, kafir” ilan edilirsiniz onlar tarafından…
-BİR DAHA BU SİTEYE GİRMEYECEĞİM!
   “Ben sizi şöyle zannetmiştim, siz şöyleymişsiniz, o halde bir daha bu siteye girmeyeceğim” diyerek sizi boykot ettiklerini söylerler. Eğer sitenizden reklam geliri elde ediyorsanız ve devamlı hit artışı planlıyorsanız sizi etkileyebilir bu söz. Ama yok amacınız Allah rızası ise “seninle mi var oldum ki, yokluğunda zarar göreyim” der geçersiniz.
-SİZ GÖRÜRSÜNÜZ!
   Hiçbir şekilde geri adım atmıyorsanız tabi ki devreye tehditler girecektir. Tehditler daha çok yazarlar ve medya çalışanları için geçerlidir. Ellerine geçirecekleri ilk fırsatta ipi çekmeye hazırdırlar. Onlara göre yazdığınız “haramdır” ama size komplo kurmak “hedeflerine ulaşmak için” mübah sayılır… O yüzden dikkatli olmalısınız…
SONUÇ
   Sistematik şekilde çalışan bir robot sistemi kurmuşlardır. “Ne, neden, niçin, nerede, kime, niye, nasıl” sorularının sorulmadığı, “sana verdik, şimdi karşılığını almaz zamanı” düsturunun geçerli olduğu bir dünyaları vardır. Kalıplaşmış, betonlaşmış bir beyin ile düşünmeyi unutmuşlardır. Sadece kendilerine çizilen çerçeve içerisinde düşünüp, sorgulama imkânları vardır. Bunun dışına taşamazlar. Taştıkları takdirde kendilerini kapı dışında bulmaları, kaymağın kesilmesi an meselesidir. Başa örülecek çoraplarda cabasıdır…
www.ihvanlar.net

PAYLAŞ